Başbakan konuşmasında esnaflara ekonomiye yaptıkları katkıdan ötürü övgüde bulunurken iktidarları döneminde hayata geçirilen proje ve yatırımlardan örnekler verdi. Başbakan ayrıca 16 Nisan’daki sandıkla ilgili mesajlar verirken yeni sistemi detaylı bir şekilde anlattı.
BU CAMİAYI BABAMDAN BİLİRİM
Başbakan Yıldırım, “Ben de esnaflık yaptım. 1978’de şehirler arası otobüsüm vardı. Mercedesler çıktığında babamla otobüsçülük yaptık. Esnaflığın ne demek olduğunu bilirim. Esnaflık demek alın teri, çile demek. Dişinle tırnağınla kazanmak havada bulup tavada yemek değildir. Esnaflık gerçek hayattır. Rantiyecilik değildir. Her kuruşu kazanmak için hem akıl terini hem alın terini koymak demektir. Sizin çabalarınız kazançlarınız en makbul en helal kazançtır. Memleketi ayakta tutan sizlersiniz. Samimiyetle söylüyorum. Bazılarının sesi çok çıkar ama memlekette bıraktıkları katma değer o kadar değildir. Türkiye ekonomisinin bel kemiğisiniz. Ekonomimizi ayakta tutan esnaflarımızdır. Zor zamanda da iyi zamanda da siz varsınız. Kanaatkarsınız. Ufak bir olumsuzlukta isyan etmiyorsunuz. Bu da geçer yahu deyip daha çok çalışıyorsunuz. Para kazanmayan, para kaybetmeyen hayatı bilmeyen insan siyasette de başka nerede olursa olsun doğru karar veremez. Masa başında bulunup ülkeyi yönetmeye kalkanların geçmişte bu ülkenin başına neler getirdiğini gördük. Doğru karar vermek için sahadan geleceksiniz, damdan düşeceksiniz, esnafın yaşadığını bizzat yaşamış olacaksınız. Bunu yapamazsanız yaptığınız iş kimsenin derdine derman olamaz. Bu camiayı bilirim, babamdan bilirim. Babam beni niye bu işlere soktun dedi” diye konuştu.
NİYE TÜRKİYE’YE BU KADAR SALDIRILIYOR?
Yıldırım, “Hayat zordur, mücadele etmek gerekiyor. Mücadele etmeden yorulmadan, terlemeden yaşamak mümkün değil. Başkalarının güdümü altına girersiniz. Biz bu mücadeleyi veriyoruz. Başkalarının uydusu olmamak için, kendimiz olmak için, bölgemizde güvenin, istikrarın teminatı olmak için onurlu bir mücadele veriyoruz. Niye Türkiye’ye bu kadar saldırılıyor? Düşündünüz mü? Herkes Türkiye’ye Recep Tayyip Erdoğan’a saldırıyor. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan söylenmesi gerekeni söylüyor. Birileri konuşup onun arkasından konuşmuyor. Bölgede Türkiye var. Türkiye’ye rağmen bölgede operasyon yapamazsınız diyor. Türkiye bunu geçmişte söyleyemedi. Çünkü Türkiye’nin gerekli gücü yoktu. Kabiliyetli sınırlıydı. Bugün savunma saniyeden yüzde 24’ten yüzde 65 yerlilik oranına gelmiş bir Türkiye’den bahsediyoruz. Mühimmatı, aracı gereci yapabilecek kabiliyete gelmiş bir Türkiye’den bahsediyoruz. Bugün helikopterini İHA’sını yapıyor her türlü ihtiyacını da karşılıyor” açıklamasını yaptı.
BÜTÜN VESAYET ODAKLARINI TARİHE GÖMECEĞİZ
Yıldırım projelerden örnekler verirken Pazar günü gerçekleşecek sandık için, ‘İşi sahibine vereceğiz’ dedi. Yıldırım, “Birçok alanda bağımlılığımızı azaltıyoruz. Borç veren emir de veriyor. Borç alan yok mu? Herkes alıyor ama sürdürülebilir olması lazım. Şartlar olumsuza döndüğünde elinin tersiyle itebilmen lazım. Bu da neye bağlı? Birlik beraberlik daha güçlü olmaya bağlı. Bir olacağız beraber olacağı iri olacağız diri olacağız birlikte Türkiye olacağız. Bizim başka vatanımız, başka bayrağımız yok. Bölge zor bölge… Ama Allah’a şükür 15 senedir her türlü olumsuzluğa rağmen gıptayla izlenen büyük eserler, işler yapıyoruz. Bugün dünyanın en büyük hava limanını yapıyor Türkiye. En büyük derken öyle az değil. Amerika Atlanta’da 90 milyon biz 200 milyon kapasiteli hava alanı yapıyoruz. Bu da birilerini rahatsız ediyor. Ne oluyor bu Türklere? Dünyanın en uzun köprüsünüz yapıyoruz Çanakkale 1915. En genişini açtık Yavuz Sultan Selim. İzmir ve İstanbul’u komşu kapısı yapacak Osmangazi Köprüsü’nü açtık. Dünyanın 3’incü büyük köprüsü. Dünyanın en derin tüneli Marmaray’ı 2014’te açtık. Onun rekorunu kıran 106 metre derinden geçen Avrasya tünelini geçen sene açtık. Güçlü olmamız lazım. Güçlü olmanın yolu da engelleri ortadan kaldırmaktır. 15 yıldır iş yapıyoruz. Çok iş yaptık. Mütevazi olmaya gerek yok. Ama şeytan taşlamaktan vakit buldukça iş yaptık. Şimdi artık bu engelleri teker teker kaldıracağız ve inşallah Pazar günü sandığa gideceğiz ve bütün vesayet odaklarını tarihe gömeceğiz. İşi sahibine vereceğiz. İşin sahibi millettir” diye konuştu.
BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU?
Yıldırım CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na 1982 anayasası üzerinden göndermede bulundu. Yıldırım, “Türkiye’de cumhuriyet kuruldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının hepsine Allah rahmet eylesin bize güzel bir ülke bıraktılar. Biz bunu ileri nasıl götüreceğiz ona bakmamız lazım. Nasıl götüreceğiz? Değişimi göreceğiz. Dünyadaki değişime göre kendimizi yenileyeceğiz. Geçmişe takılıp bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrarlarsak değişimi yeniliği yakalayamayız. Bu sistem niye değişiyor? Bunu söyleyen Kılıçdaroğlu diyor ki gururlanarak 82 anayasasına hayır verdim diyor. Ben de hayır verdim. Çünkü o anayasa yapılırken kimseye sorulmadı. Darbe anayasasıydı. Şimdi de hayır veriyor. Nedir bu? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Biz onu değiştiriyoruz be kardeşim. Ona hayır dediysen buna evet demen lazım. Bir yandan darbe anayasasına hayır diyeceksin bir yandan onu değiştiren bu önemli reforma yine hayır diyeceksin” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım yeni sistemin ülkeye neler getireceğini örneklerle açıkladı.
Yıldırım teknik konularda detaylı bir şekilde şu bilgileri verdi:
TEK ADAM TEK PARTİ İKTİDARINDA VARDI!
Bu anayasa sürekli iktidar getiriyor. Belirsizlik ortadan kalkıyor. Seçim oldu ne olacak sorusu ortadan kalkıyor. Kim olursa olsun ama mutlaka işin sonunda iktidar var. Çünkü siz karar veriyorsuuz. Sandığa gidip oy veriyorsunuz günü sonunda ülkeyi 5 yıllığa kim yönetecek belli oluyor. Bu kötü bir şey mi? Milletin sandıkta bunu belirlemesi kötü mü? Güven oyu aldı almadı gibi şeyler ortadan kalkıyor. Çünkü siz seçiyorsunuz. Garantili hükümet var. 5 yıl boyunca çalışıyor dediklerini yaptıysa bir daha seçiyorsunuz. Ama 3’üncü sefer yok. Tek adam, padişahlık diyorlar. Ya milletin patron olduğu yerde padişahlık olur mu? Çocuk mu kandırıyorsunuz? Partiler var. Herkes seçime gidiyor. Nasıl inandıracaksınız bu insanları? Oğul babayı bile yanlış söylediğinde dinlemiyor. Bu kadar internet herkes dünyada ne oluyor biliyor millet feleğin çemberinden geçmiş hala tek parti hikayelerini anlatıyorsunuz. Tek adam o zaman vardı. Şimdi milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan var. Onun gibileri bu ülke yetiştirecek. Gençlere siyasetin önü açılıyor. Bunun ne mahsuru var? Ana muhalefet partisi şiddetle karşı çıkıyor. Ama kendi kendine tezada düşüyor. CHP tüzüğünde genç kotası var. Parti meclisine 18 yaşındakilerin girmesi için özel hüküm var. Onu unutuyor sırf bu değişikliği AK Parti ve MHP getirdi diye doğru şeylere de karşı çıkıyor.
GENÇLERE ÖVGÜ
2011 seçim beyannamelerinde seçilme yaşını 21’e düşüreceğiz diyor CHP. Sonra bir milletvekilleri meclise teklif veriyor seçilme yaşı 18 olsun diyor. Tüm bunlar ortadayken 18-25 yaş arasındaki insanlar oy versin ama karışmasın diyorlar. Böyle bir anlayış olur mu? Seçen insan seçilmeye de ehildir. Seçerken var seçilmeye gelince yok. Bu demokrasi de yok. Bu kabul edilebilir bir şey değil. 9 buçuk milyon seçmeninden bahsediyoruz. Yüzde 20’ye yakın seçmeni yok mu sayacağız? Böyle bir anlayış olabilir mi? Gençlerimize güvenmeyen geleceğe güvenmez. Çünkü gençlerimiz geleceğimiz. Biz ülkeyi onlara teslim edeceğiz. Öğrenecekler. Siyaseti ülke değerlerini öğrenecekler. O beğenmediğiniz gençler 15 Temmuz gecesi meydanlardaydı. 39 tane şehidimiz 25 yaşının altında. Sizin beğenmediğiniz gençler bu bayrağı düşürmedi bu ezanı dindirmedi.
ARABA ÖRNEĞİ ÜZERİNDEN KILIÇDAROĞLUNA ELEŞTİRİ
Temsilde adalet… Bu sistemde iktidar olmak için yüzde 50 artı 1 oy almanız lazım. Daha aşağısında olamıyorsunuz. Bu ne demektir? 7 bölgeden oy almanız lazım. Akdeniz, Ege’den alayım bana yeter. Güneydoğu’dan alayım bana yeter. Karadeniz’den alayım bana yeter diğerleri beni ilgilendirmez… Böyle bir şey yok. Türkiye’nin doğusu batısı kuzeyi güneyi bu sistemle garanti altına alınıyor. Doğruları niye anlatmıyorsunuz? Kahvecilerle oturuyor. Evet verirseniz 17’sinde kahvehaneler kapatılacak. Minibüsçülere gidiyor aman evet vermeyin hat izinleriniz iptal olacak diyorlar. Hızını alamıyor muhtarlarla toplantılar yapılıyor gözünüz aydın muhtarlıklar kapatılıyor’ diyor. Korkuyla, tehditle, ümitsizlikle siyaset olur mu? Siyasetin görevi ufuk açmak hedef göstermektir. Liderlik bunu gerektirir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk muasır medeniyetler seviyesi hatta daha da ilerisine hedef koyuyor bizimkisi de ‘82’de duralım’ diyor. Bu model araba bize yeter. Vitesleri çalışmıyor, frenleri tutmuyor. Şanzımanı dağılmış her tarafından ses geliyor. Bu arabayla Türkiye ileri gitmez. Bu yollara bu araba yakışmaz. Yeni araba lazım…
TÜRKİYE BİR KARARIN ARİFESİNDE
Siz daha bu milleti tanımıyorsunuz. Bu millet size pazar günü öyle bir cevap verecek ki bir daha yerinizden kalkamayacaksınız. Bu milletin iyiliğini kim istiyor kim istemiyor? CHP’ye gönül veren ve oy verenleri tenzih ederek söylüyorum. Bir parti seçimine gitmiyoruz. Türkiye bir kararın arifesinde. Türkiye 3’üncü grup ülke olarak kalacak mı yoksa dünyanın gidişine karar veren ülkeler arasında yer alacak mı? Mesele bu. Gideceğiz ülkemiz hakkında karar vereceğiz.
BU ÜLKEDE KAST SİSTEMİ Mİ VAR?
Yargı… Darbeden kalmış bir yargı. Askerler ayrı yargılanıyor siviller ayrı. Kast sistemi mi var bu ülkede kardeşim? Herkes gidecek sivil bağımsız mahkemede hesap verecek. Orada rütbe geçmez. Hepsi içeride. Bu ülkenin insanına tankla silahla gelirsen rütbeni de sökerler seni de kodese atarlar. Göz bebeği TSK bunun dışındadır. Biz teröristlerden asker kılığında FETÖ’den bahsediyoruz. Bunlar göz bebeği ordumuz da zarar verdiler. Bu mikrobu temizlemenin vakti geldi. Onu da yapıyoruz. Devlet içindeki her türlü yapılanmayı temizleyeceğiz. Hiçbir kurum devletle bilek güreşi tutamaz. İrade olmayan yerde idare olmaz. Türkiye Cumhuriyeti dışındaki hiçbir yapılanmaya fırsat ve imkan verilmeyecek.
YETKİ DEVREDİLEBİLİR AMA PAYLAŞILMAZ
Meclis zayıflıyor… Yok böyle bir şey külliyen yanlış. Meclis daha da güçleniyor. Mevcut sistemde iktidar partisi tabiri caizse meclisin üstüne çökmüş vaziyette. Onun dediği her şey olur demediği hiçbir şey olmaz. Bunu ayırıyoruz. Yetkilendirmeyi tam yapıyoruz. Yetki devredilebilir ama yetki paylaşılmaz. Bu sistemde yetki paylaştırılmış ikisi razı olmadan iş yapılmıyor. Bunların her zaman aynı düşünecek insanlar nereden bulacağız. Ecevit Sezer’i gördük. Ne oldu? Anayasa kitapçığını fırlattı kafasına onun kafasına düşmedi ama milletin kafasına düştü. Bir gecede yüzde 26 fakirleşti bu ülke. 638 milyar zararı biz ödedik.
CHP 2007’DE YAPTI YAPACAĞINI…
Cumhurbaşkanını halk seçtikten sonra bu sistem devam edemez. CHP 2007’de yapacağını yaptı ve bu yolu açtı. Pazar günü yapacağımız seçim cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesinin tamamlayıcı işlevidir. O gün kararı siz verdiniz. Yetkiyi verdiniz. Şimdi seçtiğiniz cumhurbaşkanına hükümeti de sen kur diyorsunuz hepsi bu. Sen kur kardeşim hesabı da sen ver diyorsunuz. Şimdi yaptığı her türlü işten hesap verecek. Şimdi vermiyor. Bunun neresi kötü?
MİTİNG İÇİN İL BAŞKANINA TEŞEKKÜR
200 bin İzmirliyi denizle buluşturdunuz. İzmir hakikaten müthiş bir coşku ve heyecanla Pazar günü Gündoğdu’daydı. Derler ya günün gözü tutuldu, Gündoğdu’nun da gözü tutuldu. Bunun için size çok teşekkür ediyorum. İzmir’in her köşesinden gelen tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Organizasyonda emeği geçen başta il başkanımız, milletvekillerimiz ve teşkilatımıza teşekkür ediyorum.” (Ege’de Son Söz)