Projesi ilk açıklanırken Balkanlar’ın 3., Türkiye’nin en büyük stadı olacağı söyleniyordu. Ülkemizdeki ‘büyük stat’ özleminin de sona ereceği düşünülmüştü kuşkusuz.
1971’de Akdeniz Oyunları İzmir’de yapılacaktı ve bu stat bir an önce yetiştirilmeliydi. Kemal Uzan’ın müteahhitliğini yaptığı, projesi mimar Harbi Otan’a ait tesis inşaatında çıkan yangınla birlikte oyunlar tehlikeye girince herkes, “Bu işte var bir uğursuzluk” diye mırıldanmaya başlamıştı ki dönemin başbakanı Süleyman Demirel’in talimatıyla çıkarılan ek ödenekle stat, Akdeniz Oyunları’na güçlükle yetiştirilmişti. Artık bizim de 75 bin kişilik stadımız olmuştu.
Evet, bildiğiniz İzmir Atatürk Stadı’ndan söz ediyoruz...
Akdeniz Oyunları sonrası salt ulusal maçlarda ve 3 büyüklerin İzmir’e gelişlerinde futbola açılan Atatürk Stadı’nda öyle güzel günler ve maç heyecanları yaşandı ki bu kentin spor ve de futbol tutkunları yıllarca uslarından silemediği anılarını çocuklarına, yakınlarına ve bu heyecanı yaşayamayan arkadaşları ve dostlarına anlatmakla yetindi.
UNUTULMAYAN GÜNLER
Unutamadılar, 8-0’lara alıştığımız ve bir türlü yenemediğimiz Polonya’yı İzmir Atatürk Stadı’ndaki ilk ulusal maçta Cemil Turan’ın golüyle 1-0 yendiğimiz takımı. O maçın diğer kahramanları Vedat Okyar ve Ayfer Elmastaşoğlu’nu...
Unutamadılar, bir gece özel maç da olsa 80 bin kişinin adeta salkım saçak izlediği 1-1’lik K.İrlanda karşılaşmasını ve Metin Kurt’un futbol resitalini...
‘Şerefli beraberliklere ve yenilgilere’ alıştığımız günlerdi!.. İzmir Atatürk Stadı’nda alınan her başarılı sonucun ardından stadın yapımında kullanılan, “Var bir uğursuzluk” söyleminin yerini artık ‘uğurlu stat’ almıştı. Ve böylece her ulusal maç İzmir’de oynanır olmuştu...
Ege’nin her köşesinden İzmir’e akın eden futbolseverlerin ‘Amigo Sarı Yaşar’ önderliğinde oluşturduğu büyük koronun gösterisi kenti çevreleyen dağların eteklerinde yankılanıyordu. Bu gösterideki insanlar elbette unutamıyordu Göztepeli Fuji Mehmet’in golüyle alınan İsviçre galibiyetini; kaptan Ziya’nın önderliğinde sunulan futbol gösterisiyle 5-2’lik Bulgaristan zaferini...
Ve kuşkusuz unutamıyorlardı kaleci Rasim’in devleştiği ve yağmurun hiç durmadığı maçta o günlerin en başarılı Blohin’li SSCB’yi 2-1’le geçen takımla, Mustafa Denizli yönetimindeki takımın İngiltere’yle 0-0 berabere kaldığı karşılaşmayı...
X
O günlerde İzmir’in Ulusal Lig’de Altay ve Göztepe gibi başarılı takımları vardı. Karşıyaka bir geliyor bir gidiyor; 2. Lig’de takımlar şampiyonluk yarışının içinde yer alıyordu. Anlayacağınız futbol heyecanı bir başka duyumsanıyordu.
Ne zaman ki İzmir’in Süper Lig’de takımı kalmadı, futbol heyecanı düştü. İşte o zaman eleştiri oklarının hedefi olan federasyon yönetimleri de İzmir’e küstü. Ülkenin en büyük stadının bulunduğu kente resmi anlamda ulusal maç verilmez oldu; 2 yılda bir de olsa özel maç ve Türkiye Kupası finallerinin bazılarını oynatmak gibi göndermelerin dışında İzmir görülmez oldu.
X
Gürsel Aksel Stadı'nın yapılmasıyla birlikte gündem değişti...
Milli maçlar da, Türkiye Kupası finali de verildi İzmir'e...
Göztepe, maçlarını kendi stadında oynamaya başlaması...
Alsancak Stadı'nın " Alsancak Mustafa Denizli Stadı" olarak yenilenmesiyle Altay'ın ve Karşıyaka'nın bu statta oynuyor olması, Atatürk Stadını atıl duruma düşürdü...
Deyim yerindeyse "işlevsiz" kaldı!
Bir dönem yıkılarak yenilenmesi gündeme gelse de, bugün anılmıyor bile!
Akdeniz Oyunları için yapılırken, çevresinde sporcu kamp merkezi, atletizm sahası, futbol için antrenman sahaları ve daha sonra yapılan sporcu sağlık merkezi ile tam bir "spor kompleksi" oluşmuştu!
Yıllar içerisinde Üniversite oyunları için spor salonu; Alsancak'ta yıkılan yüzme havuzu açığının giderilmesi için açık-kapalı havuz inşa edilmesiyle kompleks yeni bir görünüme kavuşuyor...
Ne var ki...
Atatürk Stadı'nın geleceği belirsizliğini koruyor!
Bakımı, onarılmaya çalışılması büyük sorun; yüksek bütçe gerektiriyor! Bu nedenle olsa gerek Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu konuya hiç girmiyor!
Ve İznir Karşıyaka'ya da bir butik stat yapılmasını konuşuyor yıllardır! Ve bu iş siyasi çekişmeye de dönüşmüş durumda...
Bir yanda var olanı işlevsizleştirmek... Diğer yanda kentin orta noktasına, apartmanların arasına stat yapma düşüncesi!
Gel de çık işin içinden!