Bir bölge televizyonunun canlı yayın konuğu olan Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, 16 Nisan referandumu hakkındaki görüşlerini açıkladı. Belediye Başkanı olarak, her gün yüzlerce vatandaşla birlikte olduğunu ifade eden Başkan Dalgıç, "Partimin teşkilatı da her gün sokaklarda, ev ev çalışma yapılıyor. Çeşme'nin aydınlık yüzleri zaten referandumda neyin oylanacağını biliyorlar. Neden 'Hayır', neden 'Evet'in dışında, net bir şekilde rejim değişikliği ile ilgili bir oylama olduğunu biliyorlar. Getirilmek istenen rejim değişikliği, ülkemizin, parlamenter demokratik sistemden sapması demektir. Vatandaşlarımıza bunu anlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
"Sürekli gerilim ayrışmaya yol açıyor"
Türkiye'nin şu andaki parlamenter yapısında, demokrasi yapısında sıkıntılar olduğuna dikkat çeken Başkan Dalgıç, "Gerçekten çok fazla sıkıntı var. Bu sıkıntılar, belli yasalarla çözülebilir. Parlamenter sistemin daha iyi işlemesi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gibi bazı kanunların irdelenmesi ve yeni düzenlemelerle bazı sıkıntıların önüne geçilmesi, çok çabuk olabilecek bir şeydir. Toplum da, vatandaş da gerçekten çok sıkıldı. Üç yıl içerisinde beş tane seçim yaşıyorsunuz. Ülkeye de yazık. 2014 ile 2017 arasında ülke olarak bol aksiyon yaşıyoruz. Gerçekten artık durulması gerekir. Bütün vatandaşlarımızın, el ele, omuz omuza olması gerekir. Sürekli bu gerilim ayrışmaya yol açıyor. Ülkemizin çok daha fazla birlikte olması gerektiği dönemlerden geçiyoruz. Toplumumuz, seçimlerden yoruldu" diye konuştu.
"Herkesin 'Evet' diyebileceği Anayasa yapılmalı"
Anayasa değişikliklerinin, çok daha uzun sürelerle olması gerektiğine dikkat çeken Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, "Anayasa, mutlaka iyileştirilmeli, değiştirilmeli. 1982 Anayasası'nın sıkıntılarını biz de yaşadık. O dönemlerde biz de öğrenciydik. Yaşanan bütün sıkıntıların her parçasından bizim üzerimize gelen de vardır. Ama Anayasalar, öyle üç ayda, beş ayda düzenlenip de referanduma gidilecek yasalar değildir. Anayasa, ülkede yaşayan tüm kesimlerin uzlaşısı demektir. Bu uzlaşıyı sağladıktan sonra Anayasa değişikliğine gidilmelidir. Ükemizin bulunduğu Misak-ı Milli sınırları içerisinde, birçok dinsel, etnik gruplar var. Tüm vatandaşlarımızın haklarının korunabileceği, tümünü kucaklayabilecek, herkesin 'Evet' diyebileceği bir Anayasa çıkarmak gerekir. Maalesef gelinen noktada, bunun olmadığını hepimiz görüyoruz" şeklinde konuştu.
"Rejim oylanırken söz söyleme yeri sandıktır"
16 Nisan'da bütün vatandaşlarımızın sandığa gitmesi gerektiğinin altını ısrarla çizen Başkan Dalgıç, "Anayasa değişikliği için bir seçim yapıyorsak, herkesin sandığa gitmesi şart. Herkesin kendince bir incelemesi, tahlili vardır. Bugünkü iletişim çağında herkes yapılmak istenen değişiklikler konusunda bilgi sahibi olmuştur. Çeşmemizin aydınlık bir yüzü var. Çeşme, demokratik, katılımcı, demokrasiye inanmış, Atatürk Devrim ve İlkelerini sahiplenen, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emanet ettiği ülkenin nereye gitmesi gerektiğini çok iyi bilen, bunu iyi okuyabilen bir yapıya sahiptir. Bu yapı nedeniyle Çeşme'nin aydınlık insanlarının sandığa gideceğinden hiçbir şüphem yok. Genel anlamda da, ülkedeki herkesin sandığa gitmesi gerekir. Referandumda, kendi geleceğimizi, rejimimizi oyluyoruz. Rejim oylanırken, herkesin söz söyleme hakkı vardır. Demokratik kurallara göre bu da sandıktır. 16 Nisan'daki oylamada, Sayın Cumhurbaşkanı zaten yerinde kalacak. Başbakan, Bakanlarımız ve Parlamento zaten yerinde kalacak. 2 yıl sonra devreye girebilecek bir değişikliğin de 2 yıl önceden oylanması da çok ilginçtir. Ben, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan her vatandaşımın doğru karar vereceğine inanıyorum" ifadesini kullandı.
"Güneşin aydınlığını Anadolu'ya yaymalıyız"
Babasının vefatından dolayı, partisinin çalışmalarına katılamadığını belirten Dalgıç, "Diğer illere ben de gidecektim. Özellikle de gitmeyi istiyordum. Hem oralardaki insanlarımızla buluşmayı, hem de bizim dağarcığımızda olanları ifade edebilmeyi çok istiyordum. Hep söylüyorum; güneş doğudan doğar. Bunu değiştirmek mümkün değildir ama, güneşi batıdan batışında yarattığı aydınlığı, bütün Anadolu'ya yaymamız gerekir. Saha çalışmaları içerisinde, hiç kimse kimseyi kırıcı şekilde davranmamalıdır. Hep uygulamaya çalışırım, kendi siyasal düşüncelerime ne kadar saygı gösterilmesini istiyorsam, karşımdaki siyasal fikirlere de saygı gösteririm. Demokratik kurallar içerisinde, fikirler eleştirilebilir. Birinin konuşturulmaması, birinin müziğinin kapatılması gibi davranışları kesinlikle doğru bulmuyorum. Çeşme olarak baktığımız zaman, Cumhuriyet gönüllüleri, 'Hayır'a kitlenmiş insanlar, büyük bir çoğunlukta. Sahada da çok daha fazla görünüyorlar. Türkiye'nin değişik yerlerinde çalışan birçok arkadaşımız var. Arkadaşlarımızla konuştuğumuzda, gerçekten durumun iyi olduğunu görüyoruz. En ücra köşedeki vatandaşımıza,neyin ne olduğunu anlatmak gerekir. Ben, 16 Nisan'da sağ duyu diliyorum. Mutlaka, ama mutlaka sandığa gitmelerini istiyorum. Kendi bölgemiz içerisinde bunları kontrol edebiliyoruz. Çeşme'de insanlarımızın sandığa gitmeleri için gereken çalışmaları da yapıyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.