Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
Her pedal bir fidan
Her pedal bir fidan
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!

Atilla Köprülüoğlu

KOY'U VER GİTSİN(!)
29 Mart 2022 Salı

 

Muğla’nın dünyaca tanınan koyları peşpeşe satılıyor, haberiniz var mı?

Boynuzbükü, 

Osmanağa, Günlük, İnceburun koyları özelleştirildi.

Ardından da Kille Bükü, Bedri Rahmi, Kille, Sıralıbük, Sarsala, Hamam, Martı ve Binlik koyları!.. 

Bu koylarda tekne bağlama amaçlı mapa ve deniz yüzeyi şamandıra sistemi kurulması ve şirketlerce işletilmesi,

10 yıllık izinle kullanıma açılacak.

Bu şu demek;

“ Karadan yasaklanan ya da ücretli girilen koylardan sonra gezi tekneleriyle ya da küçük teknelerle ulaşılabilen bu koylar vatandaşa kapanacak.

Fethiye’de, Göcek’teki  yaklaşık 4 bin günü birlik tur yapan tekne, bu koylara giremeyecek! ”

 

****

Bölge halkı Sivil Toplum Kuruluşlarının önderliğinde tepkili.

Balıkçılar, yatçılar, tur tekneleri sahip ve çalışanları karşı.

Protesto mitingleri düzenleniyor, seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri ise uygulama ile 

( bölge koylarının yüzde 90’ını kapsıyor ihaleler ), “koyları koruma ve kontrol altına almak” adına yaptığını söylüyor.

Vatandaşlar, yerel yönetimler; koyların korunmasından yana.

Sorumluluğun STK, kurum, kooperatif, denizcilik ile ilgili odalara veya belediyelere verilmesini savunuyor, özel şirketlere değil!..

 

xxxx

 

Cumhuriyet yazarlarından Mine G.Kırıkkanat da konuya duyarlı.

Köşesindeki yazıyı şu ifadelerle bitirmiş deneyimli yazar;

“Fethiye’yi rahat bırakın. Halkına güvenin.

Onlar dedelerinin,

babalarının emaneti doğal miraslarına sahip çıkar.

Fethiye’nin yetkin ve yöreyi bilen meslek örgütleri,

kurumları gerekeni yapar, o güzelim koyları sizin ihale ettiğiniz şirketlerden çok daha etkin korur, kollar.

Derdiniz dünyada eşi olmayan cennet koylarımızı illa ki yandaş ve yozdaşlarınıza peşkeş çekmek ise Fethiye’nin hem doğasının hem de halkının tepkisine hazır olun.

Bu organize işlere imza atanları, onaylayanları ve sessiz kalanları ikisi de bağışlamaz.

Ve biliniz ki bir gün hepinizden daha zengin bir oligark o koylardaki mapa ve tonozları toptan satın alınca; milyarlık yatlarınızla siz bile o koylara giremeyeceksiniz!”

 

****

 

“Geçmişte de doğanın

bir kısmını bozduk, kirlettik, çevreye ‘zarar’ verdik.

Ama bu daha çok bir adamı kürdanla bıçaklamak gibiydi.

Bu yaptığımız onu incittiği, rahatsız ettiği ve kötüleştirdiği halde,

hayati organlara dokunmuyor, lenf veya kan dolaşımını engellemiyordu.

Biz, doğayı mahvediyoruz diye düşünmedik hiç.

Böyle bir şeyin mümkün olduğuna içten içe bile inanmadık:

Doğa çok büyüktü, yaşlıydı; güçleri -rüzgarı, yağmuru, güneşi- çok yamandı, kadimdi.”

“Doğanın Sonu” adlı kitabında Bill McKibben geçmişte doğaya verdiğimiz zararı böyle tarif ediyor. 

“Doğa, sık sık düşündüğümüz gibi hiç değişmeyen ve sonu asla gelmeyecek olan kadim bir dost mudur, yoksa bildiğimiz anlamda doğanın da bir sonu var mıdır?”

“Daha önemlisi, gezegenimizin geleceğini değiştirme şansına sahip miyiz?”

Bu sorulara da yanıt arayan bir kitaptı “Doğanın Sonu”.

 

****

Meslektaşımız Melis Alphan’ın benzetimiyle şimdi “O kürdanın yerini satır aldı!

O adamı yani doğayı şimdi satırla paralıyoruz.

Organları iflas etme yolunda bir adam doğa.

Biz ise hala satırı sallamaya devam ediyoruz.”

 

****

Ormanlar baltalanır, zeytinlikler kesilir, göller ırmaklar kirletilir, kurutulur, yaylalar, koylar peşkeş çekilir.

Termik santrallar, HES’ler . Betoncu politikalar izlenir.

Oysa doğayı korumak, dünyayı ve yaşamımızı korumaktır.

Dünyanın umudu yatar doğada.

Melih Cevdet Anday ne güzel yazmıştı “Rahatı Kaçan Ağaç”ta şu dizeleri;

“Ey insan!

Unutma doğanın bir parçası olduğunu,

Beni yok ettikçe sen de azalırsın…”

Muğla’da koyların özelleştirilmesi,

“Koy’u Ver Gitsin” politikası değil de, nedir?

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Sedat Kaya
Sedat Kaya
ÖĞRETMEN
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
"ÇEK LOKOMOTİFİ" ZATOPEK
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Benim kitap fuarlarım...
Esat Erçetingöz
Esat Erçetingöz
Alaçatı’da “Windfest 2024” rüzgarı esti
Okan Yüksel
Okan Yüksel
GÖZTEPE'NİN "KOCA KAPTANI" GÜRSEL AKSEL
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri