Yılın son günleri yaklaştıkça daha bir hüzünlü olurum. Belki ömrümden bir yıl daha gitti diye; belki de bir yıl daha yaşlandım diye... Nasıl geçti koskoca bir yıl? Nasıl geçiyor yıllar? Bazen çok uzun; bazen de çok kısa…

Geriye dönüp baktığım zaman, yaşadığım mutsuzluklar ya da yaşadığım en keyifli zamanlar aklıma geliyor. Arada kalanlar ise unutulmaya mahkûm gibi.

Ne çok şeyi öğretti bana geçen yıllar…

Birçok şeyi yanlış, eksik, hatalı yaparak en çetin kışları yaşarken bile baharların bana küsmediğini öğrendim. Bu nedenle de her üzüntünün arkasından sevincin geldiğini bilerek beklemenin, sabretmenin kıymetini öğrendim. Gün geldi kendi kabuğuma çekildim. Çevremden uzaklaşarak kendime ayna tutmaya çalıştım. Bu serüveni yaşarken yalnız kaldım. Böylece yalnızlığın değerini ve çeşitlerini öğrendim.

Kendimi tamamıyla bir işe, bir olaya adayıp diğer rollerimi hiç aksatmadım. Ama öyle roller oynadım ki asıl “BENİ” arayıp bulmakta zorlandım. Bu nedenle, ne yaşarsam yaşayayım kendimden caymamam gerektiğini öğrendim.

Yeni bir yılın kapısındayız yine. Bin bir umutla, heyecanla yeni yılın getireceği serüvene hazırlanıyor insanlar. “Her yeni yılda bir güzellik, bir ümit ve heyecan vardır.” derler. Bu söz herkes için geçerli mi bilmiyorum…

Her yeni yıl, yeni atılımlar, yeni umutlar, yeni başlangıçlar ve yeni beklentileri besler içerisinde. Her yeni yıl, yenilikler, dilekler, yeni umutlar yılıdır; çoğu gerçekleşmese de... 

Biliyoruz ki kimileri yeni yılı evinde sevdikleriyle, kimileri sokaklarda eğlenerek geçirecek; kimileri soğuklarda titreyerek… Kimileri de su gibi para harcayarak en lüks eğlence yerlerinde… Özellikle varlıklı kesimler için yılbaşı gecesini nerede ve kimlerle geçirecekleri, ne giyecekleri, nasıl görünecekleri, nasıl eğlenecekleri ve en fazla parayı kimin harcayacağı çok önem taşır.

Yeni yıla girerken ülkemizde ve dünyada iki somun ekmek alamayacak durumda olan milyarlarca insanın da var olduğunu hiç düşünüyor muyuz acaba? Nice insanın sokaklarda; evsiz,-barksız, aç-susuz ve üzerinde yırtık-pırtık giysilerle dolaştığını? Kimisi yaşlı, kimisi hasta; hepsi yoksul… Soğuktan, ilaç parası bulamamaktan kıvrananların tek umutlarının, ellerini göğe kaldırıp Tanrı’ya sığınmak olduğunu hiç düşündük mü?

Umudum odur ki yeni yıl, sadece bir kısım insanların veya bazı ülkelerin değil; tüm dünya insanlarının mutlu olup yüzünün güldüğü bir yıl olur... 

Aslında her yeni yıla, yaşanan tüm olumsuzlukların biteceği bir yıl olması umuduyla bakılır… Yapamadıklarımızı, gerçekleştiremediklerimizi gelecek yıllara yükleriz hep; ama gelecek yılların nelere gebe olduğunun üzerinde de fazlaca durup düşünmeyiz... 

Gelecek yeni yıllar herkes için çok şey ifade etmeli. Gelecek olan her yeni yıl, yeni bir gelecek sunar bize, taze bir kan ve yeni bir başlangıç. Dilerim yeni yılın getireceği huzur ve mutluluk, geçmiş yılların tüm kötülüklerini, acılarını unutturur bize ve bir daha aynı acılar tekrarlanmaz.

Yeni yılın, hiç kimsenin ümitsiz kalmadığı, herkesin hayallerinin, dileklerinin ve umutlarının gerçekleştiği; sağlık ve mutluluk dolu, masal kadar güzel yeni bir yıl dileğiyle...

2018 yılı silahların sustuğu kardeş kardeşi öldürmediği barış yılı olmasını diliyorum.

Yeni yılınız kutlu olsun.

Kalın sağlıcakla…