Tanımlama böyle...
Şimdi bugünün. anlamını ve ne ifade ettiğini daha iyi anlamak için usta gazeteci, benim de löğrencisi olmaktan gurur duyduğum Sedat Kaya'nın kaleminden okuyalım...
"Dünya her yıl, takvimler 25 Kasım’ı gösterdiğinde, bir sessiz çığlığın yankısını hatırlar.
Bu tarih, tarihin derin karanlıklarında yitip gitmemiş, aksine kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinin sembolü haline gelmiştir.
O gün, Dominik Cumhuriyeti’nde zalim, faşist bir diktatörlüğün kurbanı olan cesur üç kadının, Mirabal Kardeşler’in kanla yazılmış hikayesiyle mühürlenmiştir.
Patria, Minerva ve María Teresa… Onlar yalnızca birer isim değil; umut dolu yürekleriyle, haksızlığa boyun eğmeyen bir direnişin simgesidir.
1960 yılında, adaletin ışığını arayan bu üç kız kardeş, acımasız bir rejimin pençesinde can verdi. Ama onlar ölmedi; özgürlük ve eşitlik hayalleri, dünyanın dört bir yanında yankılanarak yaşamaya devam etti.
Birleşmiş Milletler, 1999 yılında 25 Kasım’ı "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" ilan ettiğinde, aslında bu tarih yalnızca bir anı değil, bir çağrının başlangıcıydı.
Her yıl bu gün, toplumların vicdanına dokunan bir yansıma taşır. Kadınların, birer birey olarak yaşama hakkı, eşitliği ve onuru için verilen mücadelenin sesi.
Kadına yönelik şiddet, yalnızca bedenlere vurulmuş bir darbe değildir, ruhlara işlenmiş derin yaralar, nesillere bırakılmış acı bir mirastır. İşte bu yüzden, 25 Kasım’ın her notasında, "Şiddete son verin!" diye haykıran kadınların kararlılığı yankılanır. Onların sesleri bazen sokaklarda, bazen bir şiirde, bazen de bir çocuğun gözlerinde yeniden hayat bulur.
Bu gün, bir uyanış çağrısıdır. İnsanlığın vicdanına yapılan bir davettir. “Şiddet” kelimesi, yalnızca sözlüklerde kalmalı, kadınlar özgürce nefes almalı ve hayallerini korkusuzca yaşayabilmeli. Bu çağrı, toplumlara, devletlere ve bireylere bir sorumluluk yüklüyor.
Kadınları korumak, desteklemek ve şiddeti bir daha dönmemek üzere tarihin tozlu raflarına kaldırmak için.
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin hikâyesi henüz bitmedi, ama bu hikâyeyi adaletle taçlandırmak elimizde. Her 25 Kasım, bir damla umut, bir damla cesaret ve bir damla dayanışmadır. Çünkü kadının olduğu yerde, hayat vardır; kadına uzanan her şiddet, insanlığa vurulmuş bir darbedir."
#25Kasım