O, bir dağ çocuğuydu.
Sislerin ardında saklı Maçka’nın yamaçlarında doğdu.
Yüreği, "Göklerde Kartal Gibiydim" dercesine hürdü. Sesi, rüzgarın öfkesini taşıyan bir ağıt gibiydi.
Daha küçücükken anladı. Bu dünya, sadece yaşanacak değil; hissedilecek, direnilecek bir yerdi.
Henüz beşikteyken, Karadeniz’in hoyrat türkülerini ezberlemiş gibiydi. Annesinin ninnileriyle değil, horon sesleriyle uyurdu. Büyüdükçe, yüreği de Karadeniz gibi büyüdü, dalga dalga taştı.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nin konservatuvar kapısından içeri adımını attığında, yanında sadece bağlaması değil, binlerce yıllık halk ezgilerinin yükü de vardı. O, müziği sadece çalmakla kalmadı, "Aleni,Aleni" yaşadı, yaşattı.
Ne hissediyorsa söyledi, ne söylediyse hissettirdi.
Onun sesi duyulduğunda,
Trabzon’un yaylaları ayağa kalkar, rüzgarlar bile hüzünlenirdi.
"Cerrahpaşa" gibi bir şarkıyla, insanların en mahrem acılarına dokundu.
Sözlerinde hüzün vardı, gözlerinde Karadeniz’in köpüklü yalnızlığı ve o hırçın dalgaların asiliği.
O, yalnızca bir türkü söylemiyordu,
"Ben Karadeniz’im" diyordu her ezgide, "Efulim" diyordu.
Bir sevgiliye, bir memlekete, bir halkın unutulmuş masalına...
Ama sadece bir türkücü de değildi. O, çocuklara umut, gençlere burs, memleketine ışık olmuştu. Her kazandığını bölüştü, paylaştı. Çünkü derdi yalnızca müzik değildi, bir memleket yarasıydı o, bir halk sevdası..
"Tren Gider" ama onun verdiği umutlar durakta beklemeyi hiç bırakmazdı.
Yıllar geçtikçe büyüdü adı.
Artık sahnelerde sadece türkü söylemiyor, binlerce insanın içindeki en kuytu yaraya ses oluyordu.
Ama kimse bilmiyordu, her türkünün içinde biraz kendi hüznü, her mısranın ardında biraz kendi vedası vardı.
Dün gece.
30 Mart 2025.
Magusa’nın sıcak rüzgarı, bir anda soğudu. Volkan Konak sahnedeydi yine. Yüzlerce kişiyle birlikte, 'Mimoza'yı söylüyordu belki de.
O an bir seyirci seslendi.
"Volkan abi sivri konuşma içeri atarlar seni de!"
Önce güldü, sonra kükredi.
"Devrimciler korkmaz!"
Ve sonra sessizlik.
Sahne çöktü, yürekler çöktü.
Kuzey’in Oğlu, son türküsünü orada söyledi.
Ölüm, sadece sessizlik değildir bazen.
Yankısı yüzyıllar sürecek bir türküde gizlidir.