Dün bütün gün odamdan hiç çıkmadım “Ernest HEMINWAY’IN “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” Romanını gece geç saatlere kadar okuyorum. Çalışma odamdaki koltuğumda bir ara uykuya dalmışım ve uyanınca saate baktım saat gece yarısı üç olmuş. Kitabımın arasına ayracımı koydum ve yattım. Sabah ezanı okunuyordu uyanmıştım ve uykumda rüya görmüştüm. Eski çocukluğumda yaşadığım anılarımı. Ağzım kup kuru olmuş susuzluktan ölmek üzereydim sanki. Yataktan kalktım ve aşağıya mutfağa inip kana kana suyumu içtim tekrar yatağıma yattım. Bir türlü uykum gelmiyor. Tekrar yatağımdan kalktım ve çalışma odama geçtim. Kitabımı okumaya başladım bir ara baktım kitaptan kopmuşum ve eski çocukluk yıllarım bir film şeridi gibi geçiyor gözlerimin önünden. Rüyamda anne evimiz olan bahçemizi su basmış. Annem kürekle suyun gitmesi için kürekle yol açıyor sular gitsin diye. Bende okula gitmek istiyorum sulardan okula gidemiyorum. Annemi rüyamda görünce o eski çocukluk yıllarımda yaşadıklarım geldi hayalime.
Annem evde karakılçık ekmeği yapardı bahçemizdeki fırında. Evimizdeki bahçemizin hemen yanında kilerimiz vardı. Kilerimizi bir köşesinde yemek pişirmek için ocağımız vardı. Odun ateşinin üstünde annem kuru fasulye pişirirdi. Fırınımızda ekmek, patates atardı ekmek tepsilerini arasına bazen mis gibi kokardı evimiz. Sarı renkli oğlağımız vardı. Adını sarı çepiş koymuştuk yeni doğmuş üşürdü garibim. “Anne içeri alalım derdim kucağıma alıp içeri getirdim” benden büyük ablam ve ağabeyim vardı. İki kardeşim vardı kışın hepimiz bir odada yatardık Adı Karanlık odaydı. Çok büyüktü odamız bazen soğuk havalarda iki kişi bir yatakta yer yatağında soba sönünce üşürdük. Annem gece yarısı kalkar sobayı yakardı. Anne’min gürültüsünden uyanırdım. Yanan sobanın üstüne güğüme su doldururdu odamız sıcacık ısınırdı. Uykudan kalkınca yüzümüzü yıkamak için. Arada akşamları sobamızın üstüne kestane atardı. Evimizde iki tane ineklerimizde vardı. Annem erkenden kalkar ineklerimizi sağardı. Sütleri pişirir Karakılçık ekmeğini içine doğrardı taslara. Kahvaltımız olurdu bizleri tok tutarda taze yumurtada evde tavuklarımız vardı ineğin sütünün kaymak yağında pişirirdi. Şimdi arıyorum o lezzetleri. Şimdi sağ olsun eşim köy yani gezen tavuk yumurtasını alır ve sütün kaymağını içine katarak bizlere pişiriyor. O güzel günleri nasıl olur da hatıralarımızı hatırlamayız.
Not: Okuyamayanlar için, “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” Okumanızı öneririm.
Kalın sağlıcakla.