09-10 Aralık 2017 tarihleri arasında Alaçatı Alavya otelinde gerçekleştirilen ve şenlik kapsamında atölye çalışması, Yazar buluşmaları, sergiler, söyleyişiler, özgün çalışma ve ürün stantların yer aldığı Yeni Yıl Kermesi, canlı müzik dinletisi de etkinliğin aktivitelerindendi. Birbirinden farklı yaratıcılıkta ürünlerin sergilenip satışa sunulduğu Yeni Yıl Kermesi, alışveriş yapmak isteyenlere zengin çeşitlilik sundu. Organizasyon ekibinden Ressam “Sayra İnce Muran'ın” “Serap Yurdaer Erboy” Alaçatı Alavya otelinin çalışanları dokunuşlarıyla mekânı büyüleyici bir dekora büründürdüler.
Bende bu aktivitede yer aldım Alaçatı Kitabevi olarak standımızda iki yazarımızla imza günü düzenledik. bunların yanı sıra Alaçatı 15 Eylül ve Atatürk ilköğretim Okulu öğrencilerin heyecanla hazırlandıkları seramik sergisi, çocuk kitabı yazarı Tülin Kozikoğlu'nun eğitici ve eğlendirici sohbeti eşliğinde 09 Aralık Cumartesi günü saat 13.00 de çocuklarımıza çok keyifli dakikalar yaşattı. İspanya'dan İzmir'e ve Kübra Saatçioğlu ile “ Ayahuasca” yolculuğuna çıkabilirler. Kitabıyla sohbetleri muhteşemdi.
Ben bu kadar heyecanın yanında Alavya Otelin bahçesinde yoğunluğun arasında düşüncelerim beni eski günlere taşıdı. Alavya otelin eski hali geldi gözlerimin önüne. Alavya otelinin eski yaşanmışları bir film şeridi gibi geçti. Bir burukluk hissettim. Burası eskiden Alaçatı’nın eski Sakarya sinemasıydı. Ne güzel siyah beyaz filimler, Tiyatrolar izledik bu binada.1975 yılında Nişan törenimiz bu sinema salonunda olmuştu.
Evliliğimizin ilk adımını bu salonda atmıştık. Bu kadar lüks değildi tabiî ki salonun bütün duvarlarında film afişleri vardı. Önceleri var tabi çocukluğumda Sakarya sinemasında geceleri iki film birden oynatılırdı. Salonda bazen yer bulamazdık. Fıstıkçı Yaşar Fırıncı Fehim Keskin’in fırınında pişirdiği fıstıkları Sıçak Sıçak film aralarında gezerek gazete kâğıdından huni yapılmış ölçeği 50 kuruştan alırdık. Yanında “Muhtar Hamdi Çevik” ağabeyin yerli gazozuyla beraber filmimizi fıstıkların kabuklarını da yerlere atardık. Filimin keyfini çıkarırdık. Aşk filmlerini izlerken kendimizi de o gün izlediğimiz aktörün yerine koyardık.
Çocukluk aşklarımız gelirdi aklımıza. Gündüzleri 2 metreye bir bucuk metre genişliğinde ahşabın üzerinde oynayacak olan film afişleri iki tane genç çocuk ellerinde taşır yanında bir genç delikanlı elinde tenekeden honi ile bağırırdı. Bu akşam Sakarya sinemasında iki film birden “Gurbet Kuşları” ve “Mor defter” filmi Mor defter filminde Yılmaz Güney, Evrim fer, Gurbet Kuşlarında ise Tanju Gürsu, Filiz Akın, Cüneyt Arkın rol aldığı muhteşem filmlerdi. Standın başında oturuyor öğlece bakınıyordum. Otel Müdürü Meriç Bey yanıma gelmiş “Ömer bey dalmışsın dedi”Bende kendisine sorma müdürüm eski gümler eski yaşanmışlıklar geldi aklıma kendisine eski günleri anlattım. Bu günde buraları çok güzel belki ama eski günleri de unutmamak gerekiyor dedim. Sohbetimiz bitince Meriç Bey yanımdan ayrıldı ve ben gözyaşlarımı tutamadım. Hey gidi günler hey.