Belgesellerde izlemişsinizdir.
Afrika'da boğalar yüzyıllarca yırtıcılara yem olurdu.
Aslan, sırtlan gibi et oburlar, bir boğaya saldırdığında diğerleri arkasına bakmadan kaçardı.
Arkadaşlarının parçalanması onları hiç ilgilendirmezdi.
Yeter ki, kendi canlarını kurtarsınlar.
Ama son yüzyılda bir şeyler oldu.
Boğalar bir şeylerin farkına varmaya başladı.
Kaçmak kurtuluş değildi.
Böyle giderse hepsi tek tek yırtıcılara yem olacaktı.
Eğer toplu olarak kaçmayıp, aksine hep birlikte yırtıcıya saldırırlarsa kurtulabilirlerdi.
Öyle de yaptılar.
Son yıllarda Afrika boğaları yırtıcılara artık kolay yem olmuyor.
Eğer bir arkadaşları saldırıya uğrarsa, hemen birleşip saldırgana saldırıyorlar.
Ve saldırgan kaçmak zorunda kalıyor.
Aslanlar bile.
Bilim insanlarına göre bu bir evrim.
Boğaların beyni artık " birlikten kuvvet doğar" bilincine erişmiş durumda.

*. *. *

İstanbul seçimleri televizyonlarda uzun uzun tartışılıyor.
Aynı yüzler, aynı sesler saatlerce aynı şeyleri söylüyor.
Yok İmamoğlu'nu mazlum yapmışlar.
Yok Kürt seçmen etkili olmuş.
Yok muhafazarlar saf değiştirmiş.
Yok MHP'liler Apo'nun mektubu nedeniyle millet ittifakına küsmüş.
Uzun uzun analizler yapıyorlar.
Söylenenlerin hepsi seçmenin seçiminde tek tek etkili olmuş olabilir.
Ama asıl altının çizilmesi gereken bence şudur.
Türkiye'de muhalif seçmen artık Afrika'daki boğaların bilincine ulaşmış durumda.
Farklı kimliklerde, farklı görüşlerde olmalarına rağmen birlikten kuvvet doğduğunu anladılar.
Sonunda birleştiler.
Bu ülkede bir avuç insan yıllarca meydanlarda şöyle bağırıyordu.
"Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç."
Sanıyorum o bir avuç insanın bağırışları nihayet duyuldu.
Birlikten kuvvet doğdu.
Ve 17 yıllık iktidar yerle bir oldu.

Hani Can Yücel der ya.
"Dünya öküzün boynuzlarında dururmuş,
her kıpırdayışında deprem olurmuş.
Oysa dünya halkların omzu üstünde durur,
kıpırdasın da gör."
Artık İstanbul'u örnek alıp tüm ülkede kıpırdama zamanı.
Çünkü evrim bunu gerektiriyor.