80'li yılların başı...
İzmir Fuarı'nda ünlü
Akasyalar Gazinosu.
Kulisteyiz...
Herkese takılıp mini şakalar yapıyordu.
En çok da beni kendisiyle tanıştıran sahne teknisyeni rahmetli Ramazan Erkan 'a...
Beni gördü boynumda fotoğraf makinesiyle.
Ciddiyetini takınıp yanıma geldi.
"Bu takılmalar olmazsa nasıl geçecek günler Gazeteci Bey" dedi.
Yanıma oturdu, fuarla ilgili, diğer gazinolar hakkında sorular sordu.
Sırasını bekliyordu.
Hiç unutmuyorum;
takdimci rahmetli Gürhan Gözaydan'dı.
Onu anons ettiğinde koştu, kanto müziğiyle sahneye çıktı...
****
"Huysuz Virjin" karakterine...
"Katina" şarkısına...
Neredeyse bir ömür hayat veren Seyfi Dursunoğlu!..
****
Farklıydı...
Mu?this? zekasını gu?c?lu? espri ve mizah anlayıs?ıyla birleştirmişti.
Halk çok sevdi onu,
deg?er verdi, yüceltti.
"İnsanlar kendilerine gülmeyi onunla öğrendi..."
****
Gerçek "İstanbul Beyefendisi''ydi.
İnsan ilişkilerine çok önem veren bir kişilikti.
Son derece hümanistti.
Bakın 18 yıl önce hayatını aktaran kitabı
"Katina'nın Makası"nda şöyle diyordu Seyfi Dursunoğlu:
“Günaydın deyin birbirinize.
Güler yüzle günaydın deyin...
İkaz da ediyorum.
Sanki düşmanmış gibi davranıyor insanlar birbirlerine.
Böyle bir yaşam içindeyiz.
Her şey bozuluyor; hiçbir şey iyiye gitmiyor.”
****
2000'li yıllarda Radyo Televizyon Üst Kurumu (RTÜK) Başkanı programının yayınlandığı kanallara baskı yaptı.
Dursunoğlu, 2016 yılında Habertürk gazetesine verdiği röportajında Ece Ulusum'un, "Bu işte hiç haksızlığa uğradığınız mı?" sorusuna şu yanıtı vermişti:
"RTÜK tarafından...
Kadın kılığında çıkmama itiraz etti yıllar sonra.
Kırgınlığım yok. Hem boş ver, ben unumu eledim, eleğimi astım. Zaten artık Huysuz olarak değil Seyfi olarak çıkıyorum. Müslüman bir ülkede böyle bir şovu bu kadar yıl yürütebilmek çok zor işti. Tutuculara da kabul ettirebildim, büyük keyif benim için. Neticede yapılan bir şaka, güldürü..."
Oysa
12 Eylül Cuntası bile sahne yasağı koymamıştı ona ama "Yeni Türkiye" diyenler "kadın kılığında erkek çıkmayacak iste TV'ye" demişlerdi.
O da
Ne güzel söylemişti sonra; “Sevilen insanların aleyhinde alınan kararlar, kararı alan insanları sevimsiz yapar.”
Peki şimdi kim hatırlıyor o RTÜK Başkanı 'nı?
****
Usta mizahçı Metin Üstündağ şu tespitinde ne haklıydı;
''Huysuz Virjin''
dünya çapındaydı
ama dünya
onun çapında değildi!.."
Tiyatro Sanatçısı
Orhan Aydın da hepimizin duygularına tercüman oldu tweetiyle;
"Kendi iç sesiyle hayatı sevinçlere boğan, yüreği yurt sevgisi dolu, haksızlığa-hukuksuzluğa hayır diyen, güce tapınıp el etek öpmek yerine onuru ile ayakta duran, alın-terini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine bağışlayan bir ışığı uğurlayacağız.
Adı; Seyfi Dursunoğlu!.."
****
Hakkındaki yazılardan BBC News'ta Elif Key'in şu satırları harikaydi;
"Şimdi iki kişilik üzülüyoruz, sanki iki cenazemiz var ve bir merhum bir de merhume için rahmet diliyoruz."
“Beni, görmediğiniz zamanda da sevin lütfen...” demişti bir tv programında
Sizi hep sevdik, her zaman da seveceğiz "Huysuz Kadın"
"Seyfi Bey"...
****
"Eski-meyen Dostlar"dandı "Huysuz Virjin"...
40 yıllık emeğine, bıraktığı izlere ve sanata eklediği renklere saygıyla...
Ve Haluk Isık Hocam'ın "dönüşte" şiirinden dizelerle anıyorum;
"İzmir aynı İzmir
ben bildiğin ben
mevsimler belki
belki hayattır değişen
Mesela ne çok güldürmüş
en olmadık zamanlarda
en olmadık durgunlukta
Huysuz Virjin eskiden
İşte pazar, işte sabah
işte her şeye yeten Türkçe
kalbimin kapısında işte
haydi başla diyor yeniden"
****
"Huysuz Kadın"...
"Seyfi Bey"...
2 yıl olmuş "elveda" diyeli bize...