Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada tarım ürünleri ticaretinde en büyük gelişmenin lisanslı depoculuk olduğuna dikkat çekti. Yücel, konuşmasında 2011 yılında başlayan lisanslı depoculuk uygulamaları ve ürün ihtisas borsasının Türkiye’nin en iyi uygulayan ülkelerden biri olduğunu belirterek, “Geldiğimiz nokta itibariyle 93 tane şirket kuruldu bunların 34 tanesine lisans verdik. Ancak gidecek çok uzun yolumuz var. Ülke genelinde yaygınlaştırmak gibi ülke dışında da lisanslı depoculuk faaliyetlerini yaygınlaştırmalıyız. Bölgesel işbirliğine ihtiyacımız var. Lisanslı depoculuk faaliyetlerini 4 temel alanda destekliyoruz. Bu dört temel destek şunlar: ‘Lisanlı depoculuk faaliyetlerinde bulunan firmaların işletme kirasının yarısını karışılıyoruz. Depoya ürün koyan tacirler için gelir vergisi, kurumlar vergisi ve KDV almıyoruz. Öncelikli yatırım olarak ele aldık. Üreticilerin elektronik ürün senedini göstererek alacağı kredinin faizinin yarısını ödüyoruz.’ Bu dört temek desteğin haricinde Bakanlar Kurulu’nda görüşülen yeni destek başlıkları da var. Burada da üreticilere ve üretici birliklerine kira depolarının tamamını vereceğiz. Yetkili sınıflandırıcılarda yapılacak laboratuvar desteklerinin tamamını ve nakliye desteğini vereceğiz. Bu yolda daha çok mesafe kat edilmesi gerekir. Bugüne kadar yürüyorduk bundan sonra koşmaya başlayacağız. Ürün borsamızda bu ürün gerçek değerini bulup altın değerini kazanacak. Şirketler hisse senedine yatırım yapıyor gibi yapabilecekler. Dünyaya referans fiyatlar oluşacak” diye konuştu.
“İTB referans olarak görülüyor”
İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli ise açılışta yaptığı konuşmada dünyanın en kaliteli pamuklarının Ege’de yetiştirildiğine vurgu yaparak, “Bölgemizde tarih boyunca önemli bir ticaret merkezi olan İzmir, pamuk üretim ve ticaretinin de önemli merkezlerinden birisidir. Şüphesiz ki, başkanlığını yapmaktan büyük onur duyduğum İzmir Ticaret Borsası, kurulduğu 1891 yılından itibaren sadece ilimizde değil ülkemizde de pamuk ticaretinin en önemli kurumu olmuştur. Sözleşmelere dayalı olarak yapılan ticaretin bile birçok riskler taşıdığı günümüzde, İzmir Ticaret Borsası’nda milyonlarca dolar tutarındaki işlemler güven esasına göre gerçekleştirilmektedir. Borsamızda oluşan fiyatlar ülkemiz için referans olarak kabul edilmekte, kütlü ve lif pamuk ticaretine yön vermektedir” dedi.
“Geleneksel ticaret geride kaldı”
İletişim ve bilgi teknolojilerindeki gelişme her alanda olduğu gibi pamuk ticaretinin de yapısının değiştiğini ifade eden Kestelli, “Günümüz dünyasında geleneksel ticaret yöntemleri yerine elektronik işlem platformları alıyor. Bu nedenle yüzyılı aşkın borsacılık tecrübemizin bir gereği olarak ülkemizdeki ilk pamuk lisanslı deposu olan ELİDAŞ’ın kuruluşuna öncülük ettik. Lisanslı depoya kabul edilecek ürünlerin analizlerini yapacak pamuk analiz laboratuvarı İZLADAŞ’ı kurduk. İZLADAŞ bugün dünyadaki pamuk lif analiz laboratuvarları karşılaştırma çalışması olan Bremen Cotton Round testinde çok başarılı sonuçlar alarak bizleri gururlandırıyor. Yakın zamanda faaliyete geçmesi planlanan ürün ihtisas borsasının altyapısını oluşturacak Türkiye’nin tarımsal ürünlerdeki ilk elektronik işlem platformu olan İZBEP’i pamuk işlemleri için oluşturduk. Kalitesi dünyaca kabul edilen bölgemiz pamuklarının marka değerinin korunması ve geliştirilmesi için “ege pamuğu” ibaresi ile coğrafi işaret tescili aldık. Genetiği değiştirilmemiş tohumlardan üretilen ülkemiz pamuklarının ve bu pamuklardan üretilen tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin markalaşması için ‘GMO Free’ etiketleme çalışmasını ulusal pamuk konseyi ile birlikte hayata geçirdik. Bu çalışmamızın öneminin yakın gelecekte daha iyi anlaşılacağına inanıyoruz. Pamuk sektörü paydaşlarına doğru bilgi vermek amacıyla ege bölgesi pamuk rekolte tahmin çalışmalarını, 2000 yılından sonra uydu görüntüleri ile gerçekleştiriyoruz. 2000 yılında üye olduğumuz, dünyada pamuk tahkimi konusunda önemli kurumların oluşturduğu kısa adı CICCA olan pamuk birlikleri uluslararası işbirliği komitesinde ülkemizi temsil ediyoruz” diye konuştu.
“Pamukta ayrıcalıklı konumdayız”
İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı Barış Kocagöz ise, Türkiye’nin dünyada pamuk üretiminde ayrıcalıklı yerde olduğuna değindi. Kocagöz, “Türkiye ise pamuk, tarım ve tarıma dayalı sanayi sektörü içinde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Pamuk, kendi talebini yaratan, katma değeri yüksek bir üründür. Türkiye, Dünya’da önemli miktarda pamuk üreten, güçlü tekstil ve konfeksiyon sektörü nedeniyle aynı zamanda önemli miktarda pamuk da tüketen bir ülkedir. Bu nedenle pamuk Türkiye’nin vazgeçilmez stratejik ürünüdür. Akdeniz ülkeleri arasında da; üretim, dış ticaret ve tüketimde lider olan bir ülke konumundadır. Pamuk, Türkiye çiftçisi için daima sosyo-ekonomik anlamda tercih edilen bir ürün olmuştur. Pamuk üretimi ve ticaretinde önemli bir kültürel birikime sahip olmamız nedeniyle, bu toplantının ülkemizde gerçekleşmesi bizim için oldukça anlamlı ve gurur vericidir. Özellikle de Avrupa Birliği’nde Türkiye’nin yerini tartışma masasına getirmek isteyenlere de güzel bir mesajdır” dedi.
“Sorunlarımız ortak”
Yunan Pamuk Birliği Başkanı Vasileios Markou da Akdeniz havzasında pamuk yetiştirenlerin sorunlarının ortak olduğuna vurgu yaparak, “Akdeniz havzasında pamuk üretiminin ve tüketiminin karşılaştığı tehditler ve zorluklar ortaktır, ?Aynı ortaklık, pamuk üreten ve kullanan Akdeniz ülkelerini bir araya getiren mevcut fırsatlar için de geçerlidir! Türkiye, Suriye, Mısır, Cezayir, Fas, İspanya, Fransa, İtalya, Yunanistan hepsi de pamuk üreten ve tüketen ülkelerdir ve hayatlarımızın merkezindeki pamuğu nasıl daha iyi hale getirebileceğimiz, tüketicilerimize nasıl daha iyi hizmet edebileceğimiz ve gelecekte özellikle de önümüzdeki dijital çağda karşılaşılabilecek zorluklara nasıl cevap vereceğimiz konusunda bu ülkelerin açık bir diyalog içerisinde olması çok büyük önem taşımaktadır. ?Artan diyalog, ortak çıkarlarımız için ufkumuzu genişletirken, pamuk çiftçileri ve tüm tekstil camiası için olumlu ekonomik etkileri daha da arttıracaktır. ? Bu ülkelerin coğrafi benzerlik ve yakınlıkları ile ortak kültürel ve ticari değerleri, endüstrimizi yarınlara taşıyacak rekabetçi bir avantaj yaratmaktadır. Bu ortaklıkta eklenerek bir araya gelen pek çok değer mevcuttur ve daha pek çokları keşfedilmeyi beklemektedir. Lütfen bizlere katılın ve vizyonunuzu bizlerle paylaşın ve sizler de potansiyel müşterilerinizin ihtiyaçlarını daha iyi anlayarak, tasnif ederek ve uzmanlaşarak işinizi ve müşteri potansiyelinizi arttırmak konusunda bu etkinlikten faydalanın. Pamuk üretimi Yunanistan’daki tarımsal faaliyetler ihraç edilebilir mallar arasında ilk beş sıradadır. Yunanistan’da üretilen pamuk, Yunanistan’da üretilen tüm diğer ürünler gibi GDO’suz üründür. Akdeniz ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyaya ihraç edilen ve tüm dünyaca tanınan çok iyi kalitede 250.000 mts (metre-ton-saniye sistemi) civarında pamuk, ortalama 250 bin hektarlık bir alanda yetiştirilmektedir. Aynısı 400 bin mts civarı üretim ile pamuk çekirdeği üretimi için de geçerlidir. Üretilen pamuk çekirdeğinin neredeyse yarısı Yunanistan’da tüketilmekte, diğer yarısı ise başta Akdeniz ülkeleri olmak üzere diğer ülkelere ihraç edilmektedir” şeklinde konuştu.