Türkiye'nin bu değişimde yer alabilmesi için bazı değişiklileri yapması gerektiğini aktaran Özince, "Global bir politikamız ve iyi bir stratejimiz mutlaka olmak zorunda" dedi. Yurtdışındaki şubeleriyle de ilgili bilgi veren Özince, "Ortadoğu bölgesinde yaşanan çatışma ortamları olmasaydı Erbil şubemiz kredi kullandırmada bir kaç yıl sonra Diyarbakır şubesinin önüne geçebilirdi.. Ama artık Suriye, Irak, Mısır gibi ülkelerde gereğinden sert tavırla karşılaşıyoruz" diye konuştu.
Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikası'nda düzenlenen toplantıya Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince'nin yanı sıra ESİAD Başkanı Fadıl Sivri, Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Salih Esen, ESBAŞ CEO'su Faruk Güler ile işadamları katıldı. Toplantıda işadamlarına "Türkiye ve dünya ekonomisinde mevcut durum, öngörüler ve ekonomide gereken yapısal reformlar" konularında görüşlerini açıklayan Özince, yörenin bir çocuğu olarak konuşacağını söyledi. Özince, insanlar mutluysa ve refah sahibiyse ekonominin iyi olacağını ama aksi durumda ekonominin iyi olduğunun söylenemeyeceğini vurguladı.
"Toplumsal mutabakat şart"
İzmir Türk Koleji'nde okurken bile ekonomi ağırlıklı yayınları tercih ettiğini söyleyen Özince, "Geçtiğimiz günlerde Financial Times gazetesinde dünya ekonomisinin el değiştireceği yazıyordu. Ama asıl sorun biz Türkiye olarak bunun neresindeyiz. Öncelikle global bir politikanız mutlaka olmalı. Bu politikanın sadece devlette olması gerekmiyor. Hepimizin yani her şirketin global bir politikası ve stratejisi olmalı" diye konuştu. Ekonomi için toplumsal mutabakat sağlanması gerektiğini de sözlerine ekleyen Özince, "Bunun için de sürdürülebilir bir strateji şart. Ama bunu dünyayı anlayan politikalarla belirleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
Erbil, Diyarbakır’ı geçebilirdi
Yurt dışındaki şubelerle ilgili de gelişmeleri anlatan Başkan Ersin Özince, "Irak'ın kuzeyinde Erbil şubesi bölgede yaşanan karışıklıklar olmasaydı kredi kullandırma oranı bir kaç yıl sonra Diyarbakır şubesinin önüne geçebilirdi. Fakat şu da var; Mısır, Irak, Suriye gibi ülkelerle ilişkilerimiz bankacılık anlamında eskisi gibi değil. Gereğinin çok üstünde sert tavırlarla değerlendiriyorlar. Benzer durum Rusya'da da var. Bulgaristan için de benzer endişeleri taşıyoruz. Ama bunlar bizi engellemeyecektir. Açıkçası bizim işadamımız korkusuz. Her şeye rağmen işlerini devam ettirebiliyor" ifadelerini kullandı.
"Herkes kendi kapısının önünü temizlemeli"
İzmir Ticaret Borsası'nın Chicago Exchance'den 7-8 sene daha kıdemli olduğunu açıklayan Özince, "Ama bu üstünlüğe rağmen yasak geldi ve Vadeli İşlemler Borsası (VOB) İstanbul'a gitti. Bizim işimiz hükümetleri eleştirmek değil ama bireylerin taleplerini, beklentilerini doğru bir şekilde iletmeliyiz. Böyle bir yapıya da toplumun tüm kesimi sahip çıkmalı; herkes kendi kapısının önünü temizlemeli" dedi. Sermaye piyasasının hiç konuşulmadığı bir ülkede yaşandığını söyleyen Özince, "Sermaye piyasası denilince hisse senedi anlaşılıyor. Ama ekonomi için öncelikle güven ve yarınları öngörebilmek lazım. Avrupa Birliği'ne gireceğiz diyorduk şimdi 'ister alsınlar ister almasınlar' deniyor. O zaman biz yıllardır boşuna mı AB'ye girmek için uğraştık?" dedi.
"İzmir'de gördüm, mutlu oldum"
Strateji işinin mukayeseli üstünlük geliştirmeyle ilgili olduğunu açıklayan Özince, "Bunun için de global düşünmek gerek. İzmir bunu yapabilen kentlerin başında geliyor. Elektrikli otobüsü İzmir'de gördüm ve çok mutlu oldum. İzmir ve diğer illerin üstünlüklerini avantaja çevirip belli bir alanda en iyi noktaya gelmesi oldukça mümkün. Ama siz bugün satranç şampiyonu olan gençlerin kafanı bu gündemlerle meşgul etmemelisiniz" diye konuştu.
Belirsizlik ve endişe artıyor
ESİAD Başkanı Fadıl Sivri ise ekonomide bir çok parametrenin çok hızlı değişmesiyle belirsizliğin ve endişelerin de artmaya başladığını söyledi. İç ve dış olayların gündeme etkisinin devam ettiğini belirten Başkan Sivri, "Böylesi bir ortamda hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, sosyal yapının rayına oturması adına gereken reformlar eskisinden daha hızlı yapılmalı. OHAL ise öncelikle bölgesel bazda uygulanıp ardından da tamamen kaldırılmalı" dedi. Toplumda genç nüfusun ihtiyaç ve kaygılarının göz önüne alınarak konsensus ile çözüm üreten bir sisteme ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekleyen Sivri, yatırımcının güven duygusunun olumlu yönde değişmesi ve bölgesel rekabet gücüne yönelik araştırmaların istihdamı artacağını vurguladı. Yeni bir sanayi ve üretim modeline ihtiyaç duyulduğunu da aktaran Sivri, "Yerlileştirme projeleri bu anlamda çok önemli. Rekabet gücü sektörlerden yenilenebilir enerji, savunma sanayi ve havacılık gibi sektörlerin önü açılmalı Geleneksel üretim yöntemleri de yeni teknolojilerle birleştirilmeli" ifadelerini kullandı.