Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Ordu'da yaptığı mitingde "Erdoğan, vatandaşa kemer sıkacaksın diyor. Ben de diyorum ki hayır, kemeri devlet sıkacak" diye konuştu.
Muharrem İnce, Erdoğan'ın şu anda vatandaştan kemer sıkmasını istediğini, kendisinin ise devletin kemer sıkmasından yana olduğunu söyledi. Muharrem İnce oldukça kalabalık bir kitleye yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
"Erdoğan, vatandaşa kemer sıkacaksın diyor. Ben de diyorum ki hayır, kemeri devlet sıkacak. Saraya para vermeyeceğim, 40 milyar dolar Suriyelilere harcamayacağım. Kamu İhale Kanunu'nu 180 kez değiştirdiler, ne için? Çalmak için."
Bayramı memleketi Yalova'da geçirmek için seçim çalışmalarının 40. gününde kendisine izin verdiğini söyleyen İnce, "Şimdi Yalova'dan aradılar, bütün yollar kesildi dediler. Erdoğan gelecekmiş. Yav bu kadar korkmana gerek yok, Yalovalılara kefilim ben merak etme. Milletinden korkan Cumhurbaşkanı olmaz" dedi.
"DİP DALGASINI, BU MİLLETİN HEP BİRLİKTE ŞAHLANIŞINI KİMSE DURDURAMAZ"
Seçim çalışmalarına devam eden İnce'nin Ordu mitinginde yaptığı açıklamaların satır başları şöyle:
Bütün balkonlar dolu, yol boyu dolu. Böyle bir mitingi ilk kez görüyorum. Girebilenden çok giremeyen var.
Bu dip dalgasını, bu milletin hep birlikte şahlanışını kimse durduramaz. Yalnız, şunu söyleyeyim, buradan Giresun'a gideceğim, oradan da Yalova'ya gideceğim. 40. günümde dedim şöyle bir ayaklarımı uzatayım, bayram namazından sonra köylüyle selamlaşayım. Şimdi Yalova'dan aradılar, bütün yollar kesildi dediler. Erdoğan gelecekmiş. Yahu bu kadar korkmana gerek yok, Yalovalılara kefilim ben merak etme. Milletinden korkan Cumhurbaşkanı olmaz.
2020'den sonra bu telefonların hiçbiri olmayacak. Dünya büyük bir değişim içinde. Mesela tıp değişecek, hastalanmak daha zor olacak. Mesela kadınların elektronik çocukları olacak, robotlar... Dünya bambaşka bir yere gidiyor.
"ALLAH’TAN KORKMAZ, KULDAN UTANMAZ, SEN NASIL BİR YALANCISIN!”
Ben “kuantum” diyorum o “kıraathane” diyor. “Gençler işsiz kalacaksınız ama kıraathaneye gelin” diyor, çay beleş, kek beleş. Dün, kekin yanına çorba da ilave etti.
Size hiç yalan söylemeyeceğim, Erdoğan gibi yapmayacağım. Muharrem İnce Diyarbakır mitinginde selfie çekiyor, herkesin elinde Türk bayrağı var. Diyarbakır mitinginde kimsenin elinde Türk bayrağı yoktu diyor. Allah'tan korkmaz kuldan utanmaz, sen nasıl bir yalancısın! Bu ne! İstihbarata sormuş, gelen herkes HDP'liymiş. Bir, MİT bu 'Muharrem'i İzleme Teşkilatı' mı? Bu işe mi yarıyor? Sana doğru bilgi vermemişler, o meydanda Ak Partili kardeşlerim vardı. MİT'in görevi mi, hem sen nereden biliyorsun insanları, fişledin mi Türkiye'deki herkesi?
"DARBEYİ ENİŞTESİNDEN ÖĞRENEN ADAM İSTİHBARATTAN BAHSEDEMEZ”
Sen yanındaki yaverleri bile doğru düzgün seçememişsin, yaverlerin FETÖ'cü çıktı. Bana istihbarattan söz ediyorsun. Darbeyi eniştesinden öğrenen adam istihbarattan bahsedemez.
Bay Muharrem diyor bana, bye bye Recep bye bye. Kılıçdaroğlu rahat, rahatsız olan sensin, gidici olan sensin. Birinci olamazsam siyaseti bırakacak mıymışım… Daha maça yeni başladık. Bırakırım bye bye Recep, söz veriyorum ama bir şartla: Benim karşıma çık televizyonda, tartışalım ondan sonra. Kaçak güreşme, kaçma kaçma! Her yerde diyorsun ki, ben ustayım. Bana da çırak diyorsun, sen nasıl bir çakma ustasın ki çıraktan kaçıyorsun? Gel karşıma çık!
"VAKİT TÜRKİYE VAKTİ, DİYOR… VAKİT JÜBİLE VAKTİ”
Beyefendinin Ankara'daki sarayı yetmiyor, İstanbul'daki 5 sarayı yetmiyor. Marmaris'te yazlık saray yaptırıyor. Allah'ın izniyle seçildiğimde o sarayı engellilere tahsis edeceğim.
“Vakit Türkiye vakti” diyor… Vakit, jübile vakti! Vakit tamam!
Erdoğan'la İnce arasındaki fark: Erdoğan vatandaşa, “Kemer sıkacaksın” diyor. Ben de diyorum ki “Hayır, kemeri devlet sıkacak”. Saraya para vermeyeceğim, 40 milyar dolar Suriyelilere harcamayacağım. Kamu İhale Kanunu'nu 180 kez değiştirdiler. Ne için? Çalmak için.
Dış politikaya bakın. Kavga etmediği insan yok. Hepsinin bir bedelini ödedik. Rusya'yla kavga etti, turistler gelmedi turizmci çöktü. Domatesleri Rusya almadı, çiftçi çöktü.
"NİYE KORKUYORSUN, KORKAK MISIN SEN?"
Dün Eskişehir'de bana, “Bay Muharrem” diyor, “senin İsrail politikan ne?” Bunu açıklayacakmışım. Önce 'bye bye Recep'in politikasını izleyelim. Önce “ben BOP'un eşbaşkanıyım” diyor, sonra "Bunu kim söylediyse alçaktır, namerttir" diyor. Kendin söyledin!
Mavi Marmara'da hayatını kaybeden vatandaşlarımıza "Bana mı sordunuz giderken" diyor. İsrail'le gizli anlaşma imzaladın mı? Yalan söyleme imzaladın. Petrol taşımacılığı devam ediyor mu? Yalan söyleme, ediyor. İsrail'den tohum almaya devam ediyor musun? Yalan söyleme, ediyorsun. Okul müdürlerine İsrail ürünlerine boykot yapmayın diye yazı gönderdin mi? İsrailli vize almıyor, Filistinli alıyor. Sonra meydandan kofti yapıyorsun. İsrail politikasını konuşmak için çık karşıma televizyona. Niye korkuyorsun, korkak mısın sen?
"BENİM EN BÜYÜK PROJEM HUZUR”
Benim en büyük projem huzur. Kadın erkek, sağcı solcu, Türk Kürt, Alevi Sünni yok. 81 milyonu barıştıracağız. Betona değil, üretime yatırım yapacağız. Sonra bölüşeceğiz, adilce bölüşeceğiz.
Milleti böldü, sendikaları böldü, üniversiteleri, şehitleri, gönülleri böldü. Hekimler, “Tükenmişlik sendromu var bizde, hastalarla ilgilenmek içimizden gelmiyor” diyorlar. Mutlu bir ülkede bakacaksınız hastalarınıza! Öğretmen arkadaşlarım, çocuklarla daha çok ilgileneceksiniz. Çiftçi kardeşim, ürünün dalda kalmayacak. Esnaf arkadaşım, borçlarını yeniden yapılandıracağız. Halk Bankası'nın yüzde 80'i seninle ilgilenecek.
Şimdi ben meydanlarda "Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir yiğidi kurtarır, bir yiğit bir ülkeyi kurtarır" diyorum; Erdoğan ne diyor? "Bir buzdolabı bir evi, bir ev bir keki, bir kek bir kıraathaneyi, o kıraathane de seçimde beni kurtarır" diyor.