Murathan, konutlarda hiçbir kamusal denetimin olmadığına da dikkat çekerek, “Yapılacak yeni binalarda mutlaka zemin iyileştirmeleri, zemin denetimleri yapılmalı. Yapı denetimi Türkiye’de ve İzmir’de yok” dedi.
1998 yılında hazırlanan ve İzmir'de olası bir deprem senaryosunu içeren Radius Projesi'nde bile 6.5 şiddetinde bir depremin ele alındığını açıklayan Başkan Murathan, "Eğer bu deprem İzmir Körfezi’nde olsaydı özellikle kıyı kesimlerdeki yapılar bunu 8-10 şiddetinde hissettirdi. Çünkü 1998 yılındaki Radius projesinde baz alınan şiddet 6.5 idi. Bu sonuca göre 196 bin binada hasar olacağı tahmin ediliyordu. Ayrıca en az 196 bin konut zarar görerek 1 milyon insanda evsiz kalırdı. Açıkçası İzmir'i aradaki 70 kilometrelik mesafe korudu" dedi.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen basın toplantısında konuşan İzmir Şube Başkanı Alim Murathan, depremin Kandilli'ye göre 6.3, AFAD'a göre 6.2 kendi çalışmalarına göreyse 6.4 şiddetinde olduğunu aktardı. Murathan, depremin Türkiye kıta sahanlığı dışında Midilli adası yakınlarında olmasının büyük bir şans ve İzmir için bir uyarı olduğunu kaydederek, "Kıta sahanlığımız dışında olduğu için bildiğimiz bir fay hattı değil. Depremin yüzeye yakın olması nedeniyle kıyı kesimde oldukça yoğun şekilde hissedildi. Kıta sahanlığımızın dışında olması büyük bir şans. Eğer bizim iç denizimizde İzmir Körfezi'nde bu büyüklükte bir deprem gerçekleşseydi çok yıkıcı olurdu. Zira 1998 yılında İzmir'de olası bir depreme yönelik olarak hazırlanan senaryoya göre 6.5 şiddetindeki bir depremde yaklaşık 196 bin konut yıkılacak ve 1 milyon insan evsiz kalacaktı. BU araştırmanın yaklaşık 20 yıl önce yapıldığını düşünürseniz günümüzde bu sayı daha fazla olma imkanı var" diye konuştu.
İzmir kıyı şeridinin çok gevşek olduğunu ve bu depremin körfezde olması halinde kıyı bölgelerde yaşayanların önemli bir kısmının evsiz kalacağını hatırlatan Murathan, "Eğer Körfezde olsaydı kıyıdaki konutlarda 8 ila 10 şiddetinde hissedilirdi. Artık bugünden sonra Karaburun Yarımadası'nda büyük bir deprem beklemiyoruz. 6.4'ün altında artçı depremler olabilir. Asıl risk İzmir Körfezindeki 13 fay hattında" dedi. Bu anlamda mutlaka bir yapı denetimi etkin bir şekilde yapılması gerektiğini aktaran Murathan, "İzmir'de 13 tane 6.5 ila 7 şiddetinde deprem üretecek fay var. Onun için zeminlerle ilgili de denetimler hem Çevre ve Şehircilik hem de Büyükşehir Belediyesi tarafından kamusal denetim altına alınmalı. Yapılacak yeni binalarda mutlaka zemin iyileştirmeleri, zemin denetimleri yapılmalı" dedi. .
“Zemin ve yapı denetimi yapılmalı”
Bu depremin ciddi bir şans ve uyarı olarak görülmesi gerektiğini belirten Murathan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmir’de 13 tane aktif fay var ve bu faylara yönelik yeterli önlemin alınmadığını düşünüyoruz. Depremleri önlemek mümkün değil ama felaketleri önlemek mümkün. Yapı ve güvenliği bugün maalesef kontrol dışı. İzmir kıyı şeridi çok gevşek olduğundan bu bölgelerde yaşayanların önemli bir kısmı evsiz kalırdı. Bu anlamda mutlaka bir yapı denetimi etkin bir şekilde yapılmalı, ikinci olarak zeminlerle ilgili de denetimler hem Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü hem de Büyükşehir Belediyesi tarafından kamusal denetim altına alınmalı. Gevşek zeminde yaşayanlar bu depremi 6.6 şiddetinde hissetti. Yapılacak yeni binalarda mutlaka zemin iyileştirmeleri, zemin denetimleri yapılmalı. Yapı denetimi Türkiye’de ve İzmir’de yok.”
“İzmir Körfezi’ndeki faylar riskli”
Karaburun Yarımadası’nın geçmişte olduğu gibi 6.7 büyüklüğünde bir deprem üretebileceğini belirten Murathan, “Son deprem orta büyüklükte bir deprem ve kıta sahanlığımız dışındaki bir fayda gerçekleşti. Bundan sonra bu aktif hat üzerinde büyük bir deprem beklemiyoruz. 6.4’ün altında artçı depremler olabilir. Asıl risk İzmir Körfezi’ndeki 13 fay hattı. Eğer Körfezde olsaydı kıyıdaki konutlarda bunun etkisi 8 ila 10 şiddetinde hissedilirdi. İzmir fayında 1688 yılında 6.5 büyüklüğünde depremde kentin yarısı yıkılmış. Bu fay uzun süredir aktif değil. Fakat İzmir’de 13 tane 6.5- 7 şiddetinde deprem üretecek fay var. Onun için risk analizleri bir an yapılarak yapı denetimleri ve yapı güvenliği için denetimler gerçek anlamda etkin bir şekilde yapılmalı. Karaburun yarımadası açıklarındaki bu depremin mekanizmasını henüz çözemedikleri için İzmir Körfezi’ne etkisi olacağını söylemek mümkün değil, gerçek de değil. İzmir’deki riski göz önünde tutarak önlemler almalıyız. Konutların oturduğu zeminlerde kamu denetim gerekli” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi vakit kaybetmeden deprem önlemlerini aldı. İzmir’in bir çok yerine deprem konteynerleri sevk edildi.
İzmir'de deprem teyakkuzu
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Karaburun açıklarından meydana gelen 6.2 şiddetindeki deprem sonrasında ilgili tüm ekiplerin teyakkuza geçirildiğini açıkladı. Tedbir amaçlı olarak 9 deprem konteynerinden 2'sinin Urla bölgesine sevkedildiğini, itfaiyeye bağlı profesyonel deprem ekiplerinin de hazır bekletildiğini kaydeden Başkan Kocaoğlu, "AKS ekiplerimiz ve Eşrefpaşa Hastanemiz 24 saat nöbette. Geceyi toplanma yerleri ve parklarda geçirecek vatandaşlarımız için 7 çorba aracımız yemek dağıtımı yapacak. Ayrıca Karaburun'a pide, ayran ve su yolladık. Teknik sorunlara karşı da en kısa sürede müdahale edebilecek donanımdayız. Keşif çalışmalarımız sürüyor. Çok şükür ki, bize gelen herhangi bir olumsuzluk yok. Umarım böyle sıkıntıları bir daha yaşamayız" şeklinde konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, vatandaş taleplerinin Hemşeri İletişim Merkezi'nin (HİM) 444 40 35 nolu telefonu ile @izmirhim twitter hesabından iletilebileceğini bildirdi.