Çeşme gibi su fakiri bir bölgede artıracak yatırımlar yapmak; akıl ve bilim dışı bir durum olduğuna vurgu yapan Ahmet Soysal, İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'e projenin çevresel etkilerini değerlendirdi.
İzmir Tabip Odası Çevre Sağlığı Komisyonu Başkanı Ahmet Soysal, “Bu uygulama ile birlikte bölgedeki çevre sorunlarının daha da derinleşmesi kaçınılmazdır. Çeşme ve Alaçatı bölgesinin en önemli sorunu içme ve kullanma suyu kaynaklarının son derece kısıtlı olması. Bölgede su sorununu aşmak için yıllar önce yapılan Kutlu Aktaş Barajı da soruna kesin çözüm olamadı. Özellikle nüfusun arttığı yaz aylarında Çeşme’de su sıkıntısı kriz boyutuna ulaşıyor. Bölgedeki su sorununu bu projenin daha da derinleşeceği görülüyor. Proje ile Çeşme-Alaçatı bölgesine turistler için büyük ‘golf sahaları’ yapılması planlanıyor. Golf sahaları sürekli olarak sulanması gereken çim sahalar… Bu alanların su gereksinimi de az-buz değil; hektar başına yıllık 10 bin ile 15 bin m³ su tüketiyorlar. Su tüketimini özellikle Çeşme gibi su fakiri bir bölgede su ihtiyacını artıracak yatırımlar yapmak; akıl ve bilim dışı bir durum. Ayrıca bu sahalarda çok büyük miktarda suni gübre ve tarım ilaçları (pestisit) de kullanıldığı biliniyor. O nedenle de bölgedeki ekolojik dengenin olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz bir sonuç” dedi.
BÖLGEYE EKOLOJİK SORUNLAR TAŞIYACAK
Projenin hayata geçirilmesi halinde bölgede yaşanabilecek çevre sorunlarının sadece su krizi ile sınırlı olmayacağını kaydeden Soysal, “Bölgede artacak karayolu ve yeni eklenecek hava trafiği, konut yoğunluğu, nüfus yoğunluğu başta hava kirliliği, gürültü artışı, doğal yaşamın olumsuz etkilenmesi, tarımsal alanların bölgedeki kirlilik ve oluşabilecek asit yağmurları sonucu verimliliğinin azalması gibi sorunlar karşımıza çıkacak diğer çevre sorunlarının sadece birkaçı. Sonuç olarak bu proje bölgeye yeni ekolojik sorunlar taşıyacaktır. Tamamen kapitalist üretim ve tüketim ilişkileri içinde; çevresel kaynakları tüketen, bölge insanının mutluluğunu bozan; sadece kar hırsı ile hazırlanan bu proje için başta meslek odaları ve sivil toplum örgütleri, bölge insanı bilimsel ve hukuksal çerçeve içinde karşı duruşunu gösterecektir” ifadelerini kullandı.