Denizhan Güzel
Malum, Kent Konseyleri bana göre en önemli sivil toplum kuruluşlarının başında gelir. En önemli görevi de halk ile yerel yönetimler arasında köprü vazifesi görmesi.
Yaşadığım ilçe Çeşme’de de yere seçimlerle beraber yeni göreve başlayan Çeşme Kent Konseyi özellikle yapılaşma üzerine çevre hareketleri ile gündemde.
Çevre demişken, mesleğim gereği Greenpeace de dahil birçok çevre eyleminin içinde bulundum. Bergama Altın Madeni eylemlerinden tutun da Aliağa Gemi Söküm tesislerine kadar her çevreci eylemin içinde oldum. Gerçek çevreciler tanıdım, onların yaptıklarına saygı duydum. Bu eylemler sırasında dayak da yedim kafama kalas da…Çevre konusunda hassasiyetimiz en yüksek noktada.
Hatta Çeşme’de en samimi bulduğum eylem dönemin Kent Konseyi Başkanı Ömer Önal’ın Çeşme Turizm Projesini siyah şemsiyeler açarak toplumu örgütlemesiydi. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. Hatta İzmir ve İlçelerindeki tüm STK’lar Çeşme Adliyesi önünde öyle bir protesto gösterisi yaptılar ki, İzmir’de Çevik Kuvvet Polisleri dahi gelmişti.
Buraya kadar tamam…
Şimdi konu çevre olunca hassasiyetimiz yine tavan yaptı…
Eski Çeşme Çevre Platformu Başkanı şimdi Çeşme Kent Konseyi Başkanı Ahmet Güler hakkında öyle iddialar varki, yenilir yutulur cinsten değil. Bu iddiaları kaleme alan ise ‘Yerelin Sesi’ internet sitesinde yazan Ali Gültekin. Kendisini tanımam, bilmem ama yazdıkları Çeşme Kent Konseyi Başkanı olunca ister istemez ilginizi çekiyor.
Ne yazıyor Ali Gültekin, “ Gündüz eylem yaptığınız veya protesto ettiğiniz şirketlerle gece pazarlık yaptınız mı?” diyor. Başka, “ Görüştüğün şahısa çevreci grubu senin alanından çekeceğim dedin mi? Çevre ihlali yaptığı gerekçesiyle bir şirketi protesto ederek çıkarmaya çalışırken, aynı alan için bir başka çevre ihlali yapan şirketin o alana yerleşmesi için görüştüğün iddaları doğru mu? Emlakçılık mesleğiniz var mı? Emlakçılık yapıyor musunuz? Yurtdışından bir şahıstan arazi pazarlamak için para aldın mı? Aldığın parayı 2018’den bu güne geri ödemediğin için davalık olduğun, davayı kaybettiğin doğru mu? Doğruysa: Bu tutum bir siyasetçiye, çevreci aktiviste, dernek yönetim kurulu başkanlığı sorumluluğuna yakışık kalır mı?” diye soruyor.
Gazeteciliğin en temel kurallarından biri olan karşı görüş alarak konunun muhattabı ile görüşmek. Ben de Çeşme Kent Konseyi Başkanı Ahmet Güler’e söz hakkı vererek görüşlerini aldım.
Güler, kendisine karşı haysiyet cellatlığı yapıldığını belirterek, “Ben Aya Yorgi 100 milyon dolarlık vurgunu durdurdum. 10 yıldır bu işlerle uğraşıyorum. Biz bunları ifşa ediyoruz ve kamuoyu ile paylaşıyoruz. Benim şirketlerle oturup pazarlık yaptığım deli saçması sözler. Bu insanlar bizi küçük düşürmek, Çeşme’den silmek istiyorlar. Çünkü burada rant çok büyük. Bize haysiyet cellatlığı yapıyorlar. Bizim gibi çevrecilere karşı kafada soru işaretleri yaratmak istiyorlar. Ahmet Güleri Çeşme den silmek istiyorlar. Ben bu şahsı ciddiye almıyorum. Bu adam iftira atıyor. Madem öyle söylediklerini ispat etsin. İddia sahibi ispatla mükelleftir” diyor.
Ahmet Güler’e ‘O zaman neden mahkemeye gidip şikayetçi olmuyorsun?’ Sorusunu yönettiğimde de “Ben mahkemeye gidersem bu insanı muhattap almış olacağım. Ayrıca herkese cevap verme gibi bir niyetim de yok!” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Neler oluyor, neler bitiyor bekleyip göreceğiz!