Ildır Mahallesi'ndeki köy kahvesindeki toplantıya, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi, çevreci Avukat Şehrazat Mercan, Ildır Mahallesi Muhtarı Erdem Yavuz, yakıt kirliliğinden en fazla etkilenen Ardıç Mahallesi'nin Muhtarı Eyüp Odabaş, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Çeşme Şubesi Başkanı Sedat Mutlu, Çorumlular Derneği, Çeşme Motosiklet Kulübü, CHP Çeşme İlçe Örgütü ve Vatan Partisi Çeşme İlçe Örgütü temsilcileri ile Ildır bölgesindeki sitelerde oturan sakinler ve çok sayıda Ildırlı balıkçı katıldı.
Yakıt kirliliğinin ve balık çiftliklerinin durumunun tartışıldığı toplantıda, en net ifadeyi, Karaburun'dan Ildırlılara destek için gelen Ömür Mavioğlu adlı bir site sakini söyledi: "Ildır'da Fatmagül'ün suçu olmadığı ortaya çıktı. Ama Ildır'ın suçu ne?" Site sakininin sözü, toplantıya katılanları acı acı gülümsetti.
Germiyan mahallesi sakinlerinden, çevreci kişiliği ile tanınan Faruk Tayfun Efeler de yaptığı konuşmada, Lady Tuna'nın rotasının yanlış olmasına dikkat çekerek, "Geminin kayalıklara oturduğu bölgeden daha önce bu boyutta gemi geçmemişti. Bu kadar gelişmiş bir sistemle donatılan bir geminin rotasından saparak kayalıklara oturmasının nedeninin sorgulanması gerekir" dedi.
"Acil Müdahale Merkezi Merkezi kurulması gerekiyordu"
Köy kahvesindeki toplantıda, Lady Tuna gemisinin neden olduğu kirlilik ve balık çiftlikleri sorunu ile ilgili açıklamalarda bulunan çevreci Avukat Şehrazat Mercan, balık çiftliği sahibi Nedim Anbar'ın Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Toplantısında yaptığı konuşmayı hatırlatarak, "'Biz orada artık balık da yetiştiremeyeceğiz' diye konuştu. Bırakın siz balıkçıların yakındığı deniz patlıcanlarının toplanması, deniz ve kıyı kirliliği, ben kendim orada balık yetiştiremem diyor. ÇEŞTOB Başkan Yardımcısı, 'Çeşme turizmi etkilenecek' diyor. Bu bölgede üç avukat bir tesbit yaptırdık. Bu tespit neyi ortaya çıkaracak? Denizin ne kadar kirlendiğini ve şu anda yapılan temizleme çalışmasının doğru yöntemlerle yapılıp yapılmadığını, yapılmıyorsa bundan ne kadar zarar görüleceğini belirleyecekler. Bizim, çalışmalarımızı devam ettirirken onların tespitlerini takip edip, onlarla dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor. Bu tespit, bizim için bir fırsat. Bu kazayı duyduktan sonra sürekli takip ettim. Kirliliğin etkilendiği kıyıları, Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç ile kontrol ettim. Bu tür kazalar meydana geldiğinde, oluşan zararın tazmini ile ilgili bir yönetmelik var. Bu yönetmeliğe göre, Valinin talimatıyla Kaymakamlık'ın burada 'Acil Müdahale Merkezi' kurması gerekiyordu. İlgili her birimden yetkilinin bulunacağı bu merkezin bütçesini oluşturacaktı. Daha sonra da çalışma yöntemini belirleyip çalışmayı yönlendirmesi gerekiyordu. Anlattıklarınızdan anladığım kadarıyla ne böyle bir çalışma yapılmış, ne de taşın altına elini koyan var. Yönetmeliğin gereği yerine getirilmemiş" diye konuştu.
"Turistik bölgede balık çiftliği olmaz"
Ildırlıların, balık çiftliklerinin ilk yapıldığı dönemde karşı çıkmaları gerektiğini vurgulayan Mercan, "Çok net bir gerçek, plajlarda, turistik bölgelerde balık çiftliği olmaz. Bazı öğretim üyelerinin, 'Biz eko sistemi inceliyoruz, etkilenmez' demelerine inanmıyorum. Turistik bir bölgede, balık çiftliği, orkinos çiftliği varsa, rahat rahat denize girer misiniz? Kaza yapan gemi de, aldığı orkinosları Japonya'ya götürecekmiş. Japonya kendi balığını üretsin. Bu bölgede oluşan zarar, bütün hepinizi ilgilendiriyor. O nedenle aranızda ayrılık gayrılık çıkarmadan bu zarara karşı mücadele etmenizi öneririm. 20 yılı aşkın süredir çevre davalarına bakıyorum, her görüşten kişinin avukatlığını yaptım. Çünkü benim ortak kaygım, çevreydi. Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı stratejik plan var. O plana baktığınızda, bu bölgenin kalkınmasının turizm ve tarımla olacağı belirtilmiş. Yani, planlar bizden yana. Gerçek bizden yana, ekoloji bizden yana. Bizlerin bir şeyler yapması gerekiyor. Biz bir şey yapmazsak, yaşam alanlarımızı kaybedeceğiz" şeklinde konuştu.
"Balık çiftlikleri Ildır körfezini olumsuz etkiledi"
Toplantıya katılan Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Doğan, Ildır'ın yerlisi olduğunu ve çocukluğundaki Ildır ile bugünkünün çok farklı olduğunu belirterek, "Dünyanın birçok yerinde endüstriyel anlamda balık çiftlikleri var. Ama balık çiftliklerinin uygun şekilde yapılması gerekiyor. Ekosistemin kaldırabileceği şekilde yapılmalı. Bu anlamda oldukça yol alındığını söyleyebilirim. Buradan güneye doğru inildiğinde balık çiftlikleri alanları belirlenmiş durumda. Derinliği 70-80 metre olan yerlerde balık çiftlikleri yapılıyor. Buralarda ekosistemin oldukça iyi durumda olduğunu gözlemliyoruz. O bölgedeki deniz canlılarının durumu, ekosistem hakkında bize fikir veriyor. Ildır bölgesinde de çalışma yaptık. Derin alanlarda sıkıntı yok gibi görülüyor. Ama tüm Ildır körfezi olarak baktığımızda, ekosistemin etkilenmemesi maalesef mümkün değil. Dediğim gibi, çocukluğumuzdaki deniz ile şimdiki deniz arasında ciddi fark var. Lady Tuna gemisinin kazası da hiç kimsenin beklemediği bir olay. Herkes çok etkilendi. Bölgede dalış yapan birisi, bazı deniz canlılarının ölmüş olduğunu gösterdi. Kaza keşke olmasaydı, ama ne yazık ki oldu. Oldukça geniş bir alan kirlilikten etkilendi.
Muhtarlar tedirgin
Ildır Mahallesi Muhtarı Erdem Yavuz, Lady Tuna kirliliğinin yüzeysel olarak temizlendiğini vurgulayarak, "Önemli olan bundan sonrası ne olacak? Deniz dibine çöktüğünü düşündüğümüz yakıtın, bizlere çok zarar vermesinden korkuyoruz. Kazanın oluşundan altı gün sonra müdahale gerçekleşiyor. Altı gün boyunca neden müdahale edilmedi?" diye sordu.
Kirlilikten en çok etkilenen Paşa Limanı bölgesinin bağlı olduğu Ardıç Mahallesi Muhtarı Eyüp Odabaş, Paşa Limanı'ndaki plajlarda ve kıyılarda temizliğin devam ettiğini balirterek, "Nisan ayına kadar temizlik bitecek diyorlar. Ama biteceğine inanmıyorum. Denizin dibine çöken yakıt nasıl temizlenecek? Deniz suyu ısındığı zaman, yakıt su yüzüne çıkacak" diyerek tedirginliğini söyledi.
"20 sene önce balık çiftliklerine karşı çıktık, dinlemediler"
Ildırlı balıkçılar adına konuşan Ceyhan Mete ise, 20 senedir Ildır körfezinin balık kafeslerini kaldırmayacağını söylediklerini vurgulayarak, "Üniversite araştırma yapıyor, 'Kirlilik olmuyor' diyordu. Ama şimdi geldiğimiz noktayı, üniversite de artık kabul etti. Bizleri hiç ciddiye almadılar. Üç yazlık site balık çiftlikleri için mahkemeye başvurdu. Gemi kazası yüzünden de hem Ildır, hem Paşa Limanı hem de Ilıca zarar gördü. Ildır olarak biraz şanslıydık. Gemiz kazası olduğunda sert esen poyraz yüzünden daha az etkilendik. Balık çiftlikleri de etkilenmedi. Ters rüzgar esseydi balık çiftlikleri de çok zarar görecekti. Bizim başka bir sorunumuz daha var; deniz patlıcanı toplama iznini kim veriyor? Deniz patlıcanı toplamak için izin verilmiş, 20 sene önce balık kafesleri için söylediğimizi şimdi deniz patlıcanı için söylüyoruz. Artık Ildır körfezinde balık çiftliği de olmasın, deniz patlıcanı da toplanmasın. Bodrum'da 4 sene deniz patlıcanı toplandı. Balıkçı arkadaşlarımız diyor ki, 'Daha önce körfezimizde çipura tutuyorduk, artık balık yok'. Bizler de aynı zararı göreceğiz. Kafesler için itirazımız ciddiye alınmadı, ne olduğunu gördük. İtiraz ettiğimiz zaman, 'Köylü ne anlar' diyorlardı" diyerek sıkıntılarını dile getirdi.