Kısa bir süre önce açılan Emekli-Sene Çeşme Şubesi, ilk etkinliğini Kanal İstanbul'a itiraz dilekçesi kampanyası yaparak gerçekleştirdi. Çeşme ve Alaçatı'da gerçekleştirilen ve büyük ilgi gören imza kampanyalarında bine yakın itiraz dilekçesi toplandı. İtiraz dilekçelerinin bir bölümü İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne elden teslim edilirken, bir bölümü de İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne postayla gönderildi.
İtiraz dilekçelerini Çeşme PTT'den göndermeden önce bir basın açıklaması yapan Emekli-Sen Çeşme Şubesi Başkanı Ayşe Kırındı, "Son günlerde ülke gündemini işgal eden Kanal İstanbul projesi ile ilgili olarak, biz Emekli-Sen şubeleri olarak halkımızın bu konudaki düşüncelerini, Kanal İstanbul projesine karşı tavırlarını, bir demokratik tepki olarak kayıt altına almak ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü'ne iletmek üzere burada bulunmaktayız" dedi.
"Bir felaket projesidir"
İktidar sahiplerinin bir devlet projesi diye sunmaya çalıştkları Kanal İstanbul projesine, devletin bir vatandaşı olarak görüşlerini belirtmek ve tepkilerini bir imza kampanyası ile somutlaştırmak istediklerini vurgulayan Kırındı, "Kanal İstanbul projesi Çevresel Etki Değerlendirme raporu, bu işin uzmanı gerçek bilim adamları tarafından yapılmamış, sözde yedi üniversite ve içinde hiçbir profesörün bulunmadığı 200 akademisyen tarafından hazırlanmış belgenin gerçekle hiç alakası olmayan bir rapordur. Bu proje doğa katliamına yol açacak, Trakya'nın ve İstanbul'un bir felaket projesi olmaktan başka bir şey değildir. Tamamen rant hesaplarına dayalı, Katar, Kuveyt ve Suudi Şeyhleri'nin yüzlerce dönüm araziyi kapatarak ele geçirmeye çalıştıkları, ülkemizin bu güzide yerleri peşkeş çekilmektedir ve bu haliyle bir Arap kantonu haline getirilmek istenmektedir" diye konuştu.
"Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini felakete sürükleyecektir"
Emekli-Sen Çeşme Şubesi Başkanı Kırındı, basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi;
"Cumhurbaşkanı'nın 75 milyar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın 110 milyar liraya mal olacak dediği bu proje, işsizliğin ve yoksulluğun perişan ettiği, asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı, zam yağmurunun devam ettiği ülkemizde, bu parayla fabrikalar yapılsa, 8 milyon işsiz iş sahibi olsa, asgari ücret insanca yaşanılır seviyeye getirilse, EYT'lilerin mağduriyetleri giderilse, emekliler insanca yaşayacakları bir aylığa bağlansa, 600 bin atanamayan öğretmen atansa daha iyi olmaz mı? Ancak, yediği yoksul eti, içtiği kan olanlar, halkımızın refah ve mutluluğu yerine yandaşların rant alanlarını genişletmeye çalışmaktadırlar. Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile boğazların durumu tescil edilmiştir. Yeni Kanal İstanbul projesi, Montrö Boğazlar Sözleşmesini baltalayan, Karadeniz'de yer bulamayan, egemenlik alanlarını genişletemeyen ABD emperyalizmine hizmet edecektir. ABD savaş gemileri bu kanaldan geçerek, Karadeniz'e gireceklerdir. Bu proje emperyalist ABD ve işbirlikçilerinin iştahını kabartırken, bölge ülkeleri ve ülkemizin geleceğini tehlikeye atacaktır. Ulusal çıkarlarımız ve çevre güvenliği bakımından çok büyük bir hata ve tehlike olarak gördüğümüz Kanal İstanbul projesi, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini felakete sürükleyecektir. Son söz olarak; Kanal İstanbul projesine kesinlikle karşıyız."