Turizmin gözde beldelerinden birisi olan Çeşme, giderek gelişirken, birçok meslek de kaybolup gitti. Geçmişte, 4-5 yıl giyilebilen ısmarlama ayakkabı yapan birçok kunduracıdan geriye sadece Naci Albayrak kaldı. 61 yıldır mesleğini sürdüren Kunduracı Albayrak, ısmarlama ayakkabı döneminin artık çok gerilerde kaldığını, şimdi sadece ayakkabı tamirciliği yaptığını söyledi.
1945 doğumlu olduğunu söyleyen Albayrak, ilkokulu bitirince, hangi mesleğe gireceğini düşünürken, ailesinin "Ağabeyin kunduracı. Askerden gelince onunla beraber çalışırsın. O askerden gelinceye kadar çıraklık yap" demeleri üzerine, Çeşme'de o dönemin ustalarından Kunduracı Hacı İksan Özbay'ın yanında bir yıl boyunca çıraklık yaptığını anlattı. Ağabeyi Necat Albayrak askerden gelince onun yanında çalışmaya başladığını söyleyen Albayrak, askere gidinceye kadar ağabeyinin yanında çalışarak, mesleği iyice öğrendiğini belirtti. Albayrak, ağabeyinin de mesleğini Kunduracı Hacı İksan Özbay'dan öğrendiğini, onun yanında çırak olarak çalıştığını sözlerine ekledi.
"Şimdi ayakkabılardaki kalite öyle düşük ki, tamir bile olmuyor"
Askerliğini bitirince kendi dükkanını açtığını söyleyen Naci Albayrak, "Askere gidinceye kadar ağabeyimle ısmarlama ayakkabı üzerine çalıştım. Kendi dükkanımı açtıktan sonra, ısmarlama ayakkabı, pençe, tamir ve Bodrum Terliği yapmaya başladım. Yaptığımız ısmarlama ayakkabılar çok sağlam oluyordu. Ayakkabının altındaki kösele zamanla delinse bile pençe yaparak tamir ediyorduk. Ismarla ayakkabı 4-5 yıl dayanıyordu. Zamanla ısmarlama ayakkabı kalktı. Fabrikasyon ayakkabılar ısmarlama ayakkabının yerini aldı. Biz de kundura tamirciliğine yöneldik. Artık günümüzde ayakkabıların kalitesi iyice düştü. 2-3 ay giyip, tamire getiriyorlar. Kalite o kadar düşük ki, tamir bile olmuyor" diye anlattı.
"Sünnetçi Bekir'in teklifini kabul etseydim, şimdi berberdim"
Eskiden Çeşme'de sadece ilkokul olduğunu anlatan Albayrak, "İlkokulu bitirince, okuyamayacak çocukları çırak olarak verirlerdi. Ağabeyimin kunduracı oluşu nedeniyle ben de kunduracı oldum. Ağabeyim kunduracı olmasaydı, ben şimdi berberdim. Çarşıda berberlik yapan Sünnetçi Bekir'de traş olurdum. İlkokulu bitirince, Sünnetçi Bekir, 'Oğlum başka mesleklerle uğraşma. Gel benim yanımda berberliği öğren. Dükkanı sana devredeyim' dedi. Ama ailem, ağabeyimin yanında çalışmamı istedi. Ben de kunduracı oldum. Sünnetçi Bekir'in teklifini kabul etseydim, şimdi berberdim" diye konuştu.
"Kundura tamirciliği ile ancak karnımızı doyurabiliyoruz"
Kundura tamirciliğiyle geçinmenin zorluğunu da anlatan Albayrak, "Şimdi ancak karnımızı doyurabiliyoruz. Değil araba, at arabası bile alamazsın. Öyle bir meslek. Ama ısmarlama ayakkabı yaptığımız dönem farklıydı. Bayram arifelerinde sabaha kadar çalışıyorduk. Ama yine de yaptığımız iş bizi zengin etmezdi. Tutumlu insandık. Tarlada da çalıştım. Tütün, anason ektim. Öylelikle iki çocuğumu okutabildim" dedi.