Eğitimin ülkeler için gerek ekonomik, gerekse sosyal ve kültürel açıdan gelişmenin vazgeçilmez unsurlarından olduğuna değinen Arslan, eğitim yatırımlarının hem beşeri sermaye, hem de gelişmişlik açısından ülkelerin bugününü ve geleceğini belirlediğini belirtti.
Eğitim öğretim giderlerinin aile bütçelerinde önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Arslan, “Bu durum özellikle gelir durumu düşük ve çocuk sayısı fazla olan aileleri daha çok etkilemektedir. Eğitim giderleri okul öncesi eğitimle başlayıp üniversiteye kadar uzun bir zaman dilimini kapsamaktadır. Gerek aile, gerekse genel bütçeden eğitime ayrılan kaynakların yeterli olmaması eğitim kalitesini düşürürken, eğitimde fırsat eşitliğini de olumsuz yönde etkilemektedir” dedi.
Döviz kuru artışı eğitimi de vurdu
CHP’li vekil, döviz kurunda yaşanan yüksek artışın her alanda olduğu gibi kırtasiye ürünlerini de etkilediğini söyledi. 2018-2019 eğitim-öğretim yılı öncesi kırtasiye ürünlerine yüzde 40 ila yüzde 50 oranında zam yapıldığına dikkat çekerek, “Bazı kırtasiye ürünlerinde fiyat artışının bir önceki yıla göre yüzde 60, yüzde 70’lere ulaştığı ifade edilmektedir” diye belirtti.
Tıp, Mimarlık, İç Mimarlık, İnşaat Mühendisliği gibi bölümlerde eğitim gören öğrencilerin kırtasiye giderleri ve kitap giderlerinin yıllık ortalama 5 bin TL’yi bulduğunu, bu miktarın 4 yıllık bir eğitimde 20 Bin TL gibi yüksek bir meblağa tekabül ettiğini söyleyen Arslan, “Düşük gelire sahip bir ailenin çocuğu sadece üniversite eğitiminde, eğitim ve öğretim araçları için 3 bin 500 TL’nin üzerinde Katma Değer Vergisi (KDV) ödemektedir” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun eğitim verilerinden bilgiler veren CHP’li vekil; “TÜİK 2017-2018 yılı eğitim verilerine göre geçtiğimiz yıl ilkokul, ortaokul ve genel ortaöğretim ile mesleki ve teknik ortaöğretim okullarına yaklaşık 3,5 milyon öğrenci kayıt yaptırmıştır. 2018 - 2019 eğitim öğretim yılında 18 milyonun üzerinde öğrenci eğitim öğretim hayatına devam edecektir. Her ailede hemen hemen bir veya iki öğrenci eğitim öğretim sisteminin içinde yer almaktadır. Eğitimde uygulanan vergi politikaları bu nedenle toplumun bütün kesimini etkilemektedir”.
OECD ülkelerinin Eğitim Harcama ortalaması Türkiye’den 2 buçuk kat fazla!
“Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üye ve partner ülkelerinde 2015 yılı için ilk ve ortaöğretim kurumlarında öğrenci başına toplam eğitim harcamasının (satın alma gücüne göre dolar cinsinden) aynı yaş grubu için Türkiye’nin 2 buçuk katı olduğunu belirten Arslan, “Eğitime ayrılan kaynaklar rakamsal olarak artıyor olsa da reel olarak düşmektedir. Bu durum eğitime ayrılan kaynakların yeterli olmadığını göstermektedir. En azından vergi politikaları ile eğitim harcamalarında aile bütçelerini rahatlatmak gerekmektedir” diyerek eğitime verilecek önemin ülke kalkınması içinde gerekli olduğunu vurguladı.
Eğitimde fırsat eşitsizliği her yıl artıyor. Eğitim harcamasında en düşük ile yüksek gelir grubu arasındaki fark 25 kata ulaştı
Eğitim alanında yaşanan bir başka önemli sorunun eğitimde fırsat eşitliğinin her geçen yıl biraz daha azalması olduğunu söyleyen Arslan, en üst gelir grubunun eğitim harcamasının en alt gelir grubunun yaklaşık 25 katı olduğunu belirterek, “Yoksul ve dar gelirli ailelerin çocukları altyapısı ve fiziki donanımı yetersiz, branş öğretmeni açığı olan, derslik başına düşen öğrenci sayısının yüksek olduğu okullarda eğitim görmeye devam etmektedir” dedi.
Anayasanın 42. maddesinde ve Milli Eğitim Temel kanununda devlet okullarında zorunlu eğitimin parasız olduğu ifade ediliyor olmasına rağmen okullarda değişik isim adı altında ailelerden para alınmaya devam edildiğini vurgulayan Arslan, kayıt, dergi, hizmetli gideri, temizlik malzemesi, fotokopi gideri vb. olarak alınan bu paraların önemli bölümü "zorunlu bağış" şekline dönüştüğünü belirtti.
CHP’li Ednan Arslan’ın kanun teklifinin Meclis’te kabul edilerek yasalaşması halinde neler olacak?
Teklif edilen yasa ile büro ve kırtasiye malzemelerinin ve kitapların katma değer vergisi kaldırılarak, ailelerin eğitim giderlerinin azaltılması amaçlanmaktadır. Böylece bir nebzede olsa dar gelirli vatandaşlarımızın eğitim giderleri azalacaktır.
Verilen teklifle şirketlerin kullandığı kırtasiye ve büro malzemeleri hariç tutulmak üzere eğitim ve kültürle ilgili kitaplar, eğitim ve öğretimde kullanılan, kurşun kalem, defter, kalemtıraş, boyalar vb. ürünlere katma değer vergisinden istisna tutulmaktadır. Diğer ürünlerin ayrımında ise Hazine ve Maliye Başkanlığı’na tebliğ çıkarma yetkisi tanınmaktadır.
Kitap okuma alışkanlığı oranlarının düşüklüğü göz önüne alındığında fiyat artışlarının bu sorunu daha da büyüteceğini ifade eden Arslan, çocuklarımızın ve gençlerimizin okumalarına katkı sağlamak zorundayız bunun için en azından KDV oranından vazgeçerek onları bu alanda cesaretlendirmeliyiz.
Devlet yat, kotra ve elmastan vazgeçtiği vergiyi eğitim içinde uygulamalıdır
Devletin gelir kaynağı vergilerdir. Yatırım ve hizmetleri gerçekleştirmek için vergi gelirlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Buna bağlı olarak vergi oranlarının düşürülmesi devletin gelirlerinin düşmesine neden olacaktır. Fakat burada izlenmesi gereken eğitimle ilgili, sosyal ve kültürel hassasiyetler bulunmalıdır. Devletin vergi gelirleri açısından önem arz eden Özel Tüketim Vergisi’nde yüksek gelir gruplarına hitap eden pırlanta, yat, tekne ve kotra gibi lüks tüketim mallarından gelecek gelirden vazgeçmesi ve benzeri bir uygulamanın vatandaşlarımıza ağır yük getiren kırtasiye ve kitaplara uygulanan KDV oranında indirim yapılabileceğini göstermektedir.
Söz konusu düzenleme hayata geçmesi halinde devlet her aileye reel olarak eğitim desteği sağlamış olacaktır.