Tarihi Havagazı Fabrikasındaki buluşmaya İl Başkanı Asuman Ali Güven, milletvekilleri, il yönetim kurulu üyeleri, ilçe başkanları, belediye başkanları ve çok sayıda partili katıldı.
Genel Başkan Yardımcısı Aksünger referandum sonucuna ve Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçim günü mühürsüz zarfların kabulü yönündeki kararına ilişkin konuştu.
İlerleyen dönemde partisinin izleyeceği yol haritasını sine-i millet tartışmaları üzerinden açıklayan Aksünger gerçekleştiği iddia edilen usulsüzlükler için de rakamlar verdi. Genel Başkan Yardımcısı Aksünger rakamlarla sandık raporu verirken sine-i millet tartışması üzerinden, “Eğer CHP gurubu istifa ederse AKP’nin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey olmayacaktır” dedi.
YSK’nın böyle şeyler yapacağı benim aklıma gelmezdi
Aksünger, “Biz bu süreci kabullenmeyeceğimizi açık ve net ifade etmek istiyoruz. Bize göre seçimin tanımı mühürsüz bir halk oylamasıdır. Süreçte bundan sonra neler yapacağız? Hem hayır hem evet cephesi açısından toplum bunu vicdanen kabullenmiş durumda değil. Biz hukuken de kabullenmiyoruz. Önümüzdeki Çarşamba gününden sonra YSK’daki maddi hasarlar sürecinin tamamlanması gerekiyor. Bizim YSK’ya olan itirazımız tam bağımsızlık üzerinden. Oy çokluğuyla ilgili bir karar verdi. Seçimden bir buçuk ay önce YSK üyelerinin katıldığı toplantılar yapmıştık. Neler olabilir diye konuştuk. Referandumdan sonra da yüzleşme gerçekleştirmemiz gerekiyordu. Önceki toplantılarda konuştuğumuz mühürsüz oylar meselesiydi. YSK’nın böyle şeyler yapacağı benim aklıma gelmezdi” dedi.
“YSK Başkanı mahcuptu”
Önceki genel seçimlerden örnekler veren Aksünger, “7 Haziran ve 1 Kasım’da YSK ile anlaşmazlığa düştüğümüz durumlar oldu. Ama halk oylaması kararı verildikten sonra aramızda bir mutabakat olduğu görüşü hakim oldu. Çünkü her konuyu konuştuk. Mühürsüz oylarla ilgili bu mühürsüz oyla meselesi ne olacak dedik. YSK tavrını koyacak diye düşündük. Söylediklerimize gülerek geçtiler. Öyle şey mi olur dediler. Kanun açık ve sarih. 98’inci madde çok açık ve net diyor ki mühürsüz zarf ve oy pusulaları iptal edilir. Yurt dışında sadece zarfın üzerinde mühür yok diye o sandıkları iptal ettiler. Kanunen bir boşluk yok. YSK başkanının ne kadar mahcubiyet içinde olduğunu 18 Nisan’daki toplantıda gördüm. Kapıdan girdiğimde inanılmaz bir gerginlik olduğunu gördük. Biz kanunun uygulanmasını istedik. Bizim lehimizde bir yorum yap demiyoruz kanunun dediğini yap” diye konuştu.
Evet mühürlerine ilişkin de konuşan Aksünger, “Evet mühürleri meselesi… Bundan bir buçuk ay önce ciddi manipülasyonlar vardı. İnsanlar sosyal medyada evet mühürleri basılacakmış diye endişe ediyordu. Ocak’ta bunu konuştuk. Sonra şubatta konuştuk. Böyle bir şey yok dediler. İhaleyi yaptılar. 370 binin üzerinde mühür bastılar. Hepsinden tercih yazıyor. Oy paketlemeleri cezaevlerindeki mahkumlara yaptırıyorlar. Bir elden geçip kontrol edilmesi gerektiğini söyledik. Her bir sandık için 2 tane mühür konuluyor. Tercih mühürleri var. Sandıklara da gönderiliyor. Evet, mühürlerini kim ortaya çıkarmış ve hangi amaçla yapmış olabilir? Bin 500 üzerinde hakimle ilgili suç duyurusunda bulunduk. YSK başkanın açıklaması sonrasında, ‘Bunlar nedir? Biz sizinle bunları konuştuk’ dedik. Bunları nereden peydahlamışlar? Daha önceki genel seçimlerde evet mühürleri vardı, bazı arkadaşlarımız onları koymuşlar dediler. İlçe seçim kuruları başkanları hakim sokaktan geçen insan değil. Ne geliyor aklınıza? Bunları bilerek yaptılar. Tercih mühürlerini başka birilerine verdiler. Buna benzer birçok senaryo anlatabilirim” açıklamasını yaptı.
“Hedef doğu iller oldu”
Aksünger, “Sandıklara gelen oy pusulalarındaki eksiklikler meselesi var. Seçim günü saat 8 gibi yağmur gibi şikayetler yağmaya başladı. 10 bin 835 okuldan mesajlar geldi. En önemli konulardan biri mühürsüz hikayesi… Evet mühürlerini önce iptal ettiler sonra geçerli saydılar. YSK’ya bildirmiştik bunların hepsini… Toplanıp karar vereceğiz dediler. Niye toplanacaksınız? Kanun açık. Zarflar ve oy pusulaları mühürsüz. CHP’nin sandık başında adamı yok mu? Diyebilirsiniz. Bunların yüzde 90’ı Güneydoğu’da gerçekleşti. Hedef Güneydoğu ve Doğu’ydu. İçişleri Bakanı bir açıklama yaptı. 11 Nisan günü YSK başkanıyla görüştüm. Böyle bir yetkisi olmayan bir bakan. Böyle bir şey olmaz dediler. YSK herhangi bir yerde güvenlik problemi görüyorsa kolluğa haber verir onlar orada önlem alır. Böyle bir şey söyleme hakkın yok. Vatandaşların bunu yasal olarak gözleme hakkı var. Oylar sayım işlemi başladıktan sonra orada kamu düzenini bozmayacak şekilde durabilir. İçişleri bakanlığına sizin bu konuda beyanat verme hakkınız yok demesi lazım” dedi.
Evet verenlerin de vicdanı sızlıyor
Seçim günü yaşananlara ilişkin konuşan Aksünger, “Bu referandumda 3 kişi öldü. 17 ağır yaralı oldu. Darp edilenlerin sayısı 4 binin üzerinde. Ortada bir plan şaibesi var. Kız çocuklarımıza tacizde bulunmaya çalışan ahlaksızlar oldu. Hepsi bizde dakika dakika kayıtlı. 3 binin üzerinde vukuat var. Bunların hepsini okul bazında söylüyorum. Orta Anadolu’da da yaşandı. Batı’da çok yaşanmadı. Büyük kentlerin hepsi buna karşı. Referandum sürecinde öyle bir refleks vardı. Evet diyenlerin vicdanı rahat değil. Bence sızlamalı da zaten” diye konuştu.
Diyarbakır’dan yüzde 80 hayır bekliyorduk
Aksünger, “Biz Güneydoğu’dan Diyarbakır’dan yüzde 80 hayır bekliyorduk. Hareket tarzının Doğu’daki Kürt seçmenler olduğu belli. Seçim günü YSK yüzde 3.6 sandık açıldı diyor, Anadolu Ajansı yüzde 30’unun açıldığını söylüyor. Bölgede 2 binin üzerinde vukuat vardı. Biz o zaman bunların yüzde 60’ına itiraz edeceğiz dedik. Meşru olan şudur; insanların bu durumu protesto hakkı vardır. Kimse bunu insanların elinden alamaz. Atı alan Üsküdar’ı geçti dedikleri anda 10 bin 360 sandık açılmamıştı. Bu iş bitmiştir dedikleri anda rakam buydu. Evet oylarının yoğun oldukları sandıkları girdiler, hayır oylarının bulunduğu sandıkları girmediler. Bilinçli yapılmış bir manipülasyondur” açıklamasını yaptı.
Rakamlarla konuştu
Rakamlarla konuşan Aksünger, “3 bin küsur sandıkta yüzde yüz evet çıktı. Bunların yüzde 96’sı Güneydoğu’da. Bunların hepsinde ya bir darp var ya da kolluğun linç operasyonu var. HDP’nin müşahit ve sandık görevlileri sandıklardan uzaklaştırıldı. Yüzde yüz çıkan sandıkların başında Şanlıurfa ve Erzurum var. Geçersiz oyların sıfır olduğu sandıkların yüzde 90’ı Güneydoğu’da. En entelektüel yerlerde bile geçersiz oylar var. Güneydoğu’daki sandıklarda bir tane bile geçersiz oy yok. Kimlerin yerine oy kullanıldı meselesi isim isim bizde var. Yakında suç duyurunda bulunacak. Milletvekillerimize önümüzdeki günlerde Güneydoğu’ya gidip rapor hazırlayacaklar. Elimizden geleni yapacağız. Katılım ve evet oylarının yüzde yüz geçersiz oyun sıfır olduğu sandıklar 263 adet. Birinci sıra Şanlıurfa, Elazığ, Adıyaman diye gidiyor. 1 Kasım’da şüpheli okullar vardı. HDP’nin Diyarbakır’da o sandıklarda oy almama imkanı yok. 851 okulda böyle bir operasyon var. Burada tam kanunsuzluk var. Yasama sürecini etkileyecek, ülkenin önümüzdeki sürecini etkileyecek bir durum çıkıyor. CHP hem kurum kimliği açısından hem de şahsımız açısından bireysel başvuru hakkımızı kullanacağız. Hangi mücadele meşruysa onu yapacağız. Buna her mücadele geçerlidir” dedi.
Sine-i millet açıklaması
Sine-i millet tartışmaları üzerine konuşan Aksünger, “Bu halktan gelen tüm taleplerin değerlendirilmesi sonucunda MYK değil Parti meclisimiz tarafından alınacak bir karardır. Parti meclisi kararı alır MYK icra eder. CHP milletvekili grubu istifa ederse bir erken seçim olasılığı ve meclisin fesih edileceğine dair bir algı var. Böyle bir şey yok. Eğer CHP buna karar verirse artık mücadele siyasi meşru alanın dışına çıkar. Onun sonu pek hayırlı olmayabilir. Eğer CHP gurubu istifa ederse AKP’nin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey olmayacaktır. İstifa etmişsek sonraki parlamentoya katılmama kararı almalıyız. O zaman oluşacak CHP’siz bir parlamento oluşacak. O yüzden bunların hepsinin doğru ve teknik anlamda tartışılması lazım. Beklentilere cevap vermeyen bir CHP olmadığımızı anlatmamız gerekiyor. Herkese gerekli cevabı verecek durumdayız. CHP sonuna kadar her bireyi savunacaktır. Bu referandum meşru değildir. Konu gölge düşmenin ötesindedir. Bizim bunu kabul etmemiz de mümkün değildir. Bundan sonraki süreçte bunu kabul etmeyeceğiz. Sizler de bunu kabul etmeyeceksiniz. Ortak karar mekanizması işletilecek. Değerlendirilebilecek hangi alan varsa o konuda çalışmalarımızı devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.