1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı nedeniyle yapılan yazılı açıklamada şu görüşlere yer verildi;
"Her yıl işçilerin, emekçilerin taleplerini haykırdığı meydanlardan haber yapan gazeteciler bugün Türkiye ile birlikte tüm dünyada sessiz meydanları çekmek zorunda kalacak.
İnsanlık tarihinde yaşanmamış anlara tanıklık ediyoruz. Bütün insanlığı tehdit eden bu salgın sadece halk sağlığını tehlikeye atmakla kalmıyor tüm ülkelerin ekonomilerini de temellerinden sarsıyor.
Dünyayı adaletsiz bir yer haline getiren, insanlığı doğayı sömüren, yoksulluk, eşitsizlik ve savaşlar getiren bu kapitalist düzen büyük bir kriz yaşıyor.
Bu salgın aynı zamanda yıllarca 1 Mayıs alanlarında dile getirilen neoliberal politikaların getirdiği yıkımı en çıplak haliyle gözler önüne serdi. İşçilerin, emekçilerin daha adil bir dünya isteği bütün dünyada görünür oldu.
Şimdi alanlarda olmasak da 2020 1 Mayıs’ı insanlık tarihine en anlamlı şekilde yazılacaktır. İşçi sınıfının sınıfsız, sömürüsüz, eşit bir dünya isteği şimdi daha anlamlıdır. Bu salgın sonrası dünya aynı dünya olmayacaktır. Şimdi adil bir düzeni inşa etmenin tam zamanıdır.
Bu salgın sürecinde işçilerin taleplerinin yerine getirilmesi birinci görev olmalıdır. Bu göreve yarından itibaren başlanmalıdır.
İşçi sınıfının önemli bir parçası olan ve tüm toplum için bir kamu görevi yapan medya çalışanlarının özellikle bu salgın döneminde yeterince korunmadığı ortadadır. Korona testi pozitif çıkan meslektaşlarımızın sayısı her geçen gün artmaktadır. Gazetecilerin sağlığı için tedbirler bir an önce en üst seviyeye çıkarılmalı. En önemlisi dönüşümlü ücretli izin hakkına engel olunmamalıdır.
Öte yandan bu salgının yaratacağı ekonomik buhran medya çalışanlarının sırtına yüklenmemeli. Gazete tirajlarındaki düşmeler, basın ilan gelirlerinin azalması ve televizyon kanallarının yüksek ödemelerine ilişkin acilen bir paket hazırlanmalı. Bu salgın sürecinin sonunda kapanmış televizyon ve gazeteler ile birlikte binlerce işsiz medya çalışanı olmaması için halkın haber alma hakkına sahip çıkarak bu kurumları yaşatmalıyız.
Ayrıca Türkiye'de medyayı, "işsizlik, sansür, baskı, kovulma, tutuklama, mobbing, yalan, iktidar medyası, muhalif medya" ifadeleriyle anılmaktan kurtarmalıyız.
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın, daha yüksek maaş, insanca çalışma koşulları ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını sağlama iradesinde olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz.
Medya sektöründe orman kanunları sona erecek, sendikalı, toplu iş sözleşmeli bir çalışma düzenini Türkiye Gazeteciler Sendikası kuracaktır.
Güzel günleri birlikte var edeceğiz.
Birlikte Güçlüyüz.
Yaşasın 1 Mayıs."