Almanya’nın küçük bir şehrinde faşistler,
1 Mayıs’ı kendi marşlarını söyleyerek,
kendi örgütleriyle yürüyüş yaparak anlamından
uzaklaştırmaya çalışıyorlardı.
Yol, kenarında halkın biriktiği büyükçe
bir gölün yanından geçmekteydi.
Birden gölden kuğular uçuştu ve gökyüzünü kapladılar.
Fakat her zaman baştan aşağı beyaz olan kuğular,
o gün kıpkızıl bir renge bürünmüşlerdi!
Bütün gece çalışılmış, kuğular kırmızıya boyanmıştı.
İşçi sınıfı faşist baskı altında da 1 Mayıs’a damgasını vuruyordu…
****
Bugün 1 Mayıs...
Bugün emeğin, işçinin, emekçinin günü.
Bugün birliğin dayanışmanın barışın günü.
Bugün güneşli günler görme, beyaz türküler
söyleme yolunda kavga verenlerin günü.
Bugün aydınlık bir dünya yaratmak isteyenlerin günü.
Bugün ‘’esas davamız, aş pişirenin, iş yapanın,
toprak sürenin, ekin biçenindir’’ diyenlerin günü.
Bugün ateş karşısında demir dövenlerin,
ekmek pişirenlerin, döküm dökenlerin,
zemheri ayazında ilk horozda kalkıp fabrikada işinin
yolunu tutanların, çifte gidenlerin, kızgın ateş
altında yolma yolanların, buğday kazanında
gilgil yiyenlerin, alınterine ekmeğinie katık yapanların günü.
Bugün milyonlarca işsizin, aşsızın günü.
Bugün mapuslarda, zindanlarda çürütülenlerin,
Sehpalara çıkarken bile kurtuluş türküleri söyleyenlerin günü.
Bugün hiçbir zaman af dilemeyenlerin, yenilmeyenlerin günü.
Bugün insanlık tarihinin karanlık yüzyılları
boyunca milyonlarca emekçinin kurtuluşu
umudunu asla yitirmeyenlerin günü!
Bugün barışın ardına düşüp,
demokrasi kavgasında en önde yürüyüp,
özgürlük çiçeğini büyütenlerin günü!..
*****
Dostlarım!
Bugün ilk kez alanlarda olamıyoruz.
İşçi emekçi dostlarla buluşamıyoruz.
Korona belası yüzünden!..
Ama balkonuma çıkacağım,
meslek örgütüm ‘’Türkiye Gazeteciler Sendikasını’’nın
gömleğini giyeceğim, elime flâmasını alacağım.
Sonra marşlar söyleyeceğim.
Nâzım Baba’dan, Can Baba’dan şiirler okuyacağım.
Sonra da haykıracağım;
‘’Yaşasın 1 Mayıs’’
****
Emekçi Dostlarım!
Eğilmeyen başımı, eğilmeyen başınız önünde eğeceğim!
O kızıl kuğuları anımsayarak, anımsatarak!..