Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi, Milli Tarım Politikası diye adlandırılan tarım hamleleriyle adeta üreticinin cezalandırıldığını kaydetti.
Çiftçi, “Ülke tarımı can çekişiyor. İthalat kapıları sonuna kadar açılmış, çiftçi plansız, programsız, yarın ne olacağını bilmeden üretiyor. Yüksek girdi maliyetleri nedeniyle ürün fiyatı çoğu zaman maliyeti karşılamıyor. Devletin lütfederek ödediği destekler ise amaçsız, hedefsiz ve zamansız dağıtılan bir para olarak görülüyor. Oysa kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydik, saman ithal eden ülke olduk” dedi.
Tarımın geliştirilmesi adına üretim politikalarında aynı doğrultuda olması gerekirken, ithal edilecek ürünlerin programlı bir şekilde ilerlediğini söyleyen Çiftçi, “Ülkemizde ise, 2019 yılına kadar ne kadar buğday, ne kadar arpa, ne kadar mısır, ne kadar pirinç, kaç baş hayvan, kaç ton et ithal edileceği Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edildi. Tarımda üretim için, destekleme için, çiftçi için belirsizlikler sürerken, ithalatta çok planlı, programlı bir politika uygulanıyor. Altın çağını yaşayan ithalat için, Bakanlar Kurulu bildiğiniz gibi 1 ayda 3 önemli kararname yayınlandı. Bu karar, Çiftçinin büyük emeklerle yetiştirdiği buğday ve arpayı hasat ettiği bir dönemde açıklandı. Kararnamenin yayınlanması ile piyasada buğday ve arpanın fıyatı düştü. Çiftçi zararına ürününü satmak zorunda bırakıldı. Üreten çiftçi cezalandırıldı. Bu süreçte, Gıda Komitesi'nde ve Bakanlar Kurulu'nda gümrük vergilerinin düşürülmesine karşı çıkan, zamanlamasını eleştiren Faruk Çelik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı görevinden alındı. Yerine Ahmet Eşref Fakıbaba getirildi. Kararnameyi yazanlar Türkiye'yi üretimden tamamen koparmak mı istiyorlar? Bu ithalat gerçekleşirse canlı hayvan ithalatında Türkiye, sadece Avrupa’nın değil dünyanın da şampiyonu olacak. Geçen yıla göre, canlı hayvan ithalatı en az yüzde 100 artmış olacak. Çıkarılan kararnamelerle Türkiye ithalat cennetine dönüştürülüyor. Türk çiftçisine çok görülen destek, ithalatla yabancı çiftçilere ödeniyor” dedi.
“İktidar çiftçiye borçludur”
2005 yılında çıkarılan ve Resmi Gazete’de de yayınlanan Tarım Kanunu’nu da hatırlatan Çiftçi, “O maddede şu yazıyordu, ‘Tarımsal destekleme programlarının finansmanı, bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz’ ama o günden bu yana yapılan destekleme oranları hiçbir zaman yüzde 1 oranında olmamıştır. Bu da bize kanunun uygulanmadığını gösteriyor. O günden bu yana tarımsal kalkınma için destekleme oranları gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olmuştur” diye konuştu. Öte yandan tarım destekleri dolaylı yönden geri alındığına da dikkat çeken Çiftçi, “Tarıma verilen desteğin yüzde 65 mazota gelen fiyat artışlarından tekrar geri alınıyor. Yani iktidar her seferinde çiftçiye borçlanmış oluyor” dedi.
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfekçi’nin şu sözlerini ‘ ülkemizdeki yaylaların ve meraların verimli olmadığını söyledi ve yurt dışında hayvancılık yapmamız gerektiği önerisinde bulundu. Önerdiği iki ülke ise Ukrayna ve Güney Afrika’ hatırlatarak, tarım ile ilgili çözüm önerilerinin neden Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından aktarılmadığına değindi.
“Tarım arazileri eridi”
Çiftçi, son 15 yılda ülkemizde, verimli tarım arazilerimiz birçok sorunla karşı karşıyadır. Erozyon ve benzeri doğal yitim süreçlerinin yanında, rant odaklı yapılaşmalar topraklarımızı, dolayısıyla geleceğimizi tehdit etmektedir. Tarım arazilerimiz potansiyel sınırına ulaşmış, bir "avuç" yeni arazi olanağı neredeyse kalmamıştır. Buna karşın tarım arazilerine yönelik yapılaşma girişimleri vahim bir durum yaratmaktadır. TÜİK verilerine göre 2002‘de 26,5 milyon hektar olan toplam tarım arazimiz son 14 yılda 23 milyon hektara inmiş, yani toplam tarım arazilerinin yüzde10 dan fazlası üretim dışı kalmıştır. Mera alanlarımız yaklaşık 15 milyon hektar alandan 13 milyon hektara düşmüştür, mazotvfıyatları 2016-2017’da yüzde 25 arttı. 2017 yılında tarım ilaçları yüzde 25,gübre fıyatları yüzde 20-25,yem fiyatları yüzde 25-30,tohum fiyatları yüzde 20 artmıştır..Mevcut olan Traktörlerimiz müzelik sınıfına girmiştir.
4-Hepinizin bildiği gibi Köyler boşalmış genç nüfus neredeyse kalmamıştır. 2002 yılında yüzde 35 olan kırsalda yaşayan nüfus 2016 sonunda yüzde 7.7 'e düşmüştür.Bu durumda Kim üretim yapacaktır.. 400 bin ton nohut ithal edildi460 milyon dolar ödendi.
Sadece bu ürünler için ithalata 100 milyar doların üzerinde para ödedik. Toplam buna benzer ürünlere 181 milyar dolar para ödenmiştir. Bu dönemde Türkiye toplam 142,5 milyar dolara yakın dış borç faizi ödedi. Başka ülkelerin refahı için bu paralar dağıtılmıştır.Halbuki Ülkemizde ekonomik ölçütlerde sulanabileceği belirtilen 8,5 milyon hektar alanın bu güne kadar 6,3 milyon hektarı sulamaya açılabilmiştir. Modern sulama yöntemleri ile bu alanı 12 milyon hektara yükseltmek mümkündür. Bu durumda dışarıdan ithalat yapmağa gerek kalmayacaktır “diye konuştu.