Dün gece ilginç bir rüya gördüm.
Antik çağın çok önemli iki bilgesi Hippodamos ve Thales ile Datça'da aynı masadayım.
Rüya işte.
İkisi de bu çağda hala yaşıyor ve ben onlarla sohbet ediyorum.
Mutluluktan uçuyorum.
Thales bilgelerin bilgesiydi.
Matematikçi, astronom, doğa bilimcisiydi.
Felsefenin atası.
Tarihin ilk güneş tutulmasını bilen insandı.
Matematik ve geometride hala geçerli teoremlere imza attı.
Zeytinde rekor hasatın olacağını bir yıl önceden tahmin edebiliyordu.
Hippodamos ise tarihin ilk kent planlamacıydı.
Kozmostaki uyumu, geometrik düzeni kentlere taşıyordu.
Onun planladığı kentlere kuşbakışı bakıldığında, bir dama şeklini andırıyordu.
Birbirini dik kesen ve birbirine paralel giden genis? caddelerin olus?turdug?u kentlerin merkezinde agora ve dig?er resmi binalar bulunuyordu.
Hippodamian Plan denilen bu şehir yerleşmesinde, bir uçtan bir uca uzayıp giden sokaklar ve caddeler birbirini dik açılarla keserek ızgara şeklini oluşturuyor.
Bu yollar arasında kalan dikdörtgen ya da kare biçimli yapı adaları düzenli bir biçimde sıralanıyor, binalar bu kutucukların içinde inşa ediliyordu.
Böylece rastgeleliğin kargaşasından uzak yapısıyla akılcılığı, bilimi, fonksiyonel şehirciliği simgeliyordu.
Hippodamos'un planı bugün Ege ve Akdeniz'deki bir çok antik kentte görülebiliyor.
Knidos dahil.
Bu şehir yerleşimi Anadolu'dan dünyanın bir çok kentine yansıdı.
Neyse.
Onlar bira içiyor, ben kahve.
Thales gökyüzüne bakıp kuraktıktan ve Datça'nın su sorunundan söz ediyor, Hippodamos ise Datça'daki çarpık yapılaşmaya gülüyor.
Söz döndü dolaştı yerel seçimlere geldi.
İkisi de meclis üyeliğine aday olacaklarını söylediler.
Bir anda irkildim.
"Yapmayın, etmeyin, sizi almazlar" dedim.
Dinlemediler.
"Bu güzel kentin sorunlarını çözmek için elimizi taşın altına koymamız gerek" dediler.
Israrla "sizi almazlar" diye haykırdım.
"Neden" diye sordular.
O anda rüya bitti.
Cevap veremeden uyandım.
Rüya işte.
Uyanmasaydım "neden" sorusuna şu cevabı verecektim.
"Sizler Miletlisiniz. Yekleşiksiniz. Üstelik bilim insanısınız. Datçalı olmadıktan sonra ağzınızla kuş tutsanız, o meclise sizi almazlar! Ortak akıl, halkçı toplumcu belediyecilik, liyakat, bilgi, birikim, adalet derler ama sizler gibileri yönetime almazlar."
Rüya işte.
Ahmed Arif diyor ya.
"Ejderha olsan kâr etmez.
Ne kavgada ustalığın,
Ne de çatal yürek civan oluşun."