Bugün futbolun şiiri, sahaların zarif prensi Metin Oktay’ın doğum günü. Bir kralın yalnızca gollerle değil, yüreğiyle de hükmettiği zamanlardan bir anı…
Sanıyorum 1986 yılıydı. Güneş gazetesinde çalışıyorduk. Futbolun ruhunu besleyen, çocukların hayallerine açılan kapı olan Esentepe sahası, kaderine terk edilmiş, sular altında kalmıştı. O sahaya adım atan her genç, bir gün Metin Oktay olmayı düşlerdi. Ama şimdi, o hayaller bataklığa dönüşmek üzereydi.
Krala ricada bulundum. Beni kırmadı, zaten kimseyi kıramazdı. Çünkü onun dünyasında sevgi, sadakat ve vefa, attığı her golden daha değerliydi. Yetiştiği sahaya götürdüm onu. O büyülü ortamın yerinde çamur ve unutulmuşluk vardı artık.
Bir zamanlar gol sesleriyle yankılanan buraya artık kurbağa ve ördek sesleri hakimdi.
Bir an durdu, gözleri daldı. Göklerden inip de eski günlerini arayan bir kartal gibiydi. Sigarayı üst üste yaktı, dumanı içine çekiyor, sanki yılların ihmalini yutuyordu.
Sonra, sahalara veda ederken söylediği o cümleyi tekrarladı, sessizce.
"Beni bana bırak abi. I love you."
Ve futbol, o an biraz daha eksildi.