Yazılarında, dizelerinde..
Bu coğrafyaya...
Bu toprakların insanlarına;
"kabaran duygularıyla" seslenir o...
Binlerce yıllık birikime sahip bu toprakların
yazılması gerektiğini savunur her fırsatta.
Sonra da sorar;
‘’Ey Ozanlar..Yazarlar ! Kendini imbata
verir gibi yazıya vermenin ve o
esintiyle yürüyüp gitmenin güzelliği başka ne de var ki?’’
Keskin ve nesnel bir gözlem yeteneğine sahiptir..
Evrene...
Yaşama...
Çok sevdiği Büyük İnsanlık’a yönelik..
Şiirleri...
Denemeleri...
Kitapları...
Hepsi birbirinden renklidir!..
****
‘’Şiir ve İzmir/Ne Çok Yakışır Birbirine’’ tümcesinin
patenti onundur..
Bir patenti de ‘’İyi bir konuşmacı, konuştuğu
zaman bülbülleri sustur’’ ile almıştır...
****
‘’Kozbeyli Bilgesi’’
Şair-Yazar Hüseyin Yurttaş’tır yazımın kahramanı.
Düşü de gerçeği de Ege olan..
O güzel yüreği aydınlık insandır Yurttaş Hoca..
Ona göre;
şiir ilk göz ağrısıdır. Çünkü şiir sözün en yalınıdır.
Müzikten sonra, kulaktan kulağa kıtadan kıtaya bile taşınabilecek tek sanat ürünüdür. "Ona ulaşmak zordur ama başarınca da sözün çarpan ışığını bulursunuz onda." der ve ekler;
"şairler yakılıyorsa ülkende
daha çok şiir oku çocuk
şairler yakılıyorsa ülkende sen de
sen de şiir yaz çocuk..."
****
"Edebiyatın Kaptanı"
Attilâ İlhan'a hayrandır.
Çok da etkilenmiştir.
İşte düşünceleri;
"Demokrat İzmir gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni"yken yayın yaşamına soktuğu ve bir fidelik görevi yapan 'edebiyat ve sanat' sayfası, yazma disiplini açısından iyi bir deneyimdi.
Ondan öncekiler de var ama o sayfa başkaydı. Attilâ İlhan titizliği ve dikkati en başta…
Bir keresinde 70 ayrı zarfta yazdıklarımızı sakladığını ve gelişmemizi böyle gözlediğini anlatmıştı bana Attilâ İlhan. O dönemde Demokrat İzmir’de güncel/siyasal yazılar da yayımlıyordum. Büyük dergilere aynı dönemde uzanmaya başlamıştım. Attilâ İlhan’ın Ankara’ya, Bilgi Yayınevi’ne gitmesiyle o sayfa günden güne zayıfladı ve kaldırıldı."
****
Fransız Nobel Ödüllü bilge Albert Camus der ya ; ‘’ Yazar,
sanatını büyük yapan şu iki görevi yüklenmelidir;
gerçeği ve özgürlüğü.’’
‘’Yalnız Yazar kalmak istemeyenler Yazar Değildir’’e bir örnek Hüseyin Yurttaş'tır, yaşama direnişin her aşamasında vardır..
Eğitim emekçisiyken de..
Ozanken, yazarken de!..
****
Bir Yenifoçalı olarak cennet Kuzey Ege’yi bitirmek isteyen çevre katliamcılarına
karşı, safları sıklaştıranlardan olduğuna hep tanık
olmuşumdur.
Tam Demokrasi mücadelesine katkı koyanlardandır..
78 yıllık ömrü; şiir, öykü, yazı olan
Hüseyin Yurttaş
'la bugün "Kutsal Topraklar" Yenifoça'da biraraya geldik, çaylar eşliğinde şiir edebiyat ve ülke gündemi ana konulu keyifli bir sohbette bulunduk.
****
Sizi;
Şükran Kurdakul dizeleriyle selamlıyorum Hocam:
‘’Çiçektim/ Buluttum/ İnsandım/ Sesler rengini verdi bana...’’
Zamanın ve uzaklıkların aşamadığı dostlukla!..
Nice nice yıllara sağlıklı yaşlara
Hüseyin Yurttaş Hocam nice nice yıllara.
Sizi çok seviyoruz...