Türk Tiyatrosu'nun, güldürü sanatının simge isimlerindendi Gazanfer Özcan.
Eşi Gönül Ülkü ile Şehir Tiyatrosu geleneğini sürdürürdü.
Her fırsatta gözünü "İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları"nda açtığını anlatırdı.
Gazanfer Özcan'a göre, Şehir Tiyatroları, dönemin konservatuvarıydı.
"Sosyal içerikli konuları ele alarak aile ilişkilerindeki yanlışlara güldürerek değinen, amaçları doğrultusunda yılmadan çalışan bir ustaydı o!.."
Kendisine has bir oyun seçimi ve üslubuna sahipti Gazanfer Usta.
"Hep komediler, vodvillerde oynardı.
Böylelikle seyircinin moralini yükseltiyor, eğlendirirken toplumsal meseleleri irdeleyip, onlara çözüm yolları getiriyor; geleneksel aile kurumunun törelerini sergilemeye çalışıyordu ekip arkadaşlarıyla."
****
Esprilerinde hep incelik vardı.
Vedat Demirci'ye verdiği röportajda, bu konuda hocalarının, tiyatro devleri Vasfi Rıza Zobu ve Bedia Muvahhit Hanım övünerek aktarmaştı.
Her oyunda ayrı bir karakteri canlandırmak, değişik yazarların sözlerini dillendirmenin, "iyi bir eğitim gerektirdiğini" savunurdu.
O içten gülümsemesini kattığı karakterler, adeta bizden biriydi...
Yarım asrı aşan sanat yaşamında alkışlar onu beslerdi.
****
Tv dizileriyle de bize hitap ederdi.
"Kuruntu Ailesi", "Avrupa Yakası"nda gönüllerimizi fethetmişti.
Bu dizilerdeki "Baba" karakterleri unutulmazdı.
Usta sanatçı, kendisinin nasıl biri olduğuna yönelik bir soruya, "Kuruntu Ailesi'ndeki Hüsnü, benim ta kendim. Babamla benim karışımım, Hüsnü Kuruntu. Oradan varın, yola çıkın, nasıl bir insan olduğumu, ölçüp anlarsınız. Ben özel hayatımda, bir Hüsnü Kuruntu'yum." sözleriyle yanıt vermişti.
****
Gazanfer Özcan, 13 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı.
Onun şu sözleri tiyatroya adanan bir ömrü anlatmaya yeterdi;
"Elinize bir tiyatro tarihi alın ve kronolojik olarak benim ne zaman, hangi eserlerde oynadığımı yazın. Gazanfer Özcan sadece bundan, yani tiyatrodan ibarettir."
Sanata kattığı, bıraktığı izlere saygıyla.