İstanbul Büyükada'daki tahliye kriziyle gündeme gelen, Gazeteci Metin Cihan’ın ortaya çıkardığı belgelerle yeniden gündem olan TÜGVA; torpil listesi, kendilerine özel kurdukları iletişim sistemleriyle, FETÖ’den sonra devlet kadrolarındaki paralel yapılanmaları ve son derece önemli olan “Yurtlar" ayağıyla AKP’nin “dindar nesil” projesini mi gerçekleştiriyor?
Hayallerindeki toplumsal dönüşümü, üzerine inşa edecekleri zemin olan “Yurtlar!" AKP için "Sistematik" ve "İdeolojik" bir argüman.
15 Temmuz 2016' da hain FETÖ yapılanması Türkiye’ye darbe girişiminde bulunmuş ve ülkemiz son derece büyük bir tehlikenin eşiğinden dönmüştür.
Darbe girişiminin hemen sonrasında başlayan OHAL döneminde ise FETÖ konusunda yıllardır yapılan uyarılara kulak tıkayan AKP "Aldatıldığını" anlayarak, tutuklamalarla birlikte FETÖ'ye ait kurum ve kuruluşları da kapatmıştır. Kapatılan bu kurumlar arasında çok sayıda yutta vardır.
Bilal Erdoğan'ın Yüksek İstişare Kurulu üyesi olduğu ve TÜRGEV ile birlikte AKP'nin "Gözbebeği" olan TÜGVA, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği "TALEP DİLEKÇELERİ” ile ada parsel numarasını dahi vererek kapatılan yurtların kendilerine devredilmesini istedi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü de, Gariban, dar gelirli öğrenciye, devlet eliyle yurt hizmeti vermek yerine istenen yurtların çoğunu TÜGVA'ya verdi.
TÜGVA, TÜRGEV, İLİM YAYMA CEMİYETİ, ENSAR gibi vakıflar 15 Temmuz’dan sonra bir anda 5 kuruş ödemeden, pek çok yurdun sahibi oldular.
Kendilerine verilen yurtları, öyle hayır hasenat için değil! para kazanmak için öğrencilere vermeye ve yurtları kullanmaya başladılar.
Rant burada bitmedi tabii...
TÜGVA’ya devredilen bu yurtlar AKP’li Belediyeler ve Devlet bütçesinden destek görürken, devlet ve özel işletmelerin yurtlarına göre çok daha rahat fiyat politikası uygulayabiliyor.
Kanun, vakfı; sosyal bir problemin çözümüne katılmak üzere maddi kaynağı şahıslar olan organizasyon olarak tanımlıyor ve hiçbir şekilde kar amacı güden faaliyetlerde bulunamaz diyor.
Bakıyoruz TÜGVA’ya, yurt sorununu çözme dışında her şeyin (Otel, petrol, lokanta, okul, inşaat, market, mandıra aklınıza ne gelirse) ticaretini yapıyorlar.
Üstüne bir de 2016'da vergi muafiyeti verildi.
"Yurt rantının" çok ötesinde bir de "Sistematik, ideolojik ve siyasi, stratejik tercih nedeni ile AKP bu yurt sorununu çözmüyor. "Çözemiyor" değil ÇÖZMÜYOR!
Kendilerine ucuz ve konforlu yurt imkanı sağlanan gençler de bu yurtlara gitmek zorunda bırakılıyor!
TÜGVA’nın Van eski İl Başkanı Tamer Özsoy; kamuda işe alımların tamamının, TÜGVA’nın kendi sistemi olan ve nüfus müdürlüğüne bağlı olduğu belirtilen ERP üzerinden yapıldığını” söyledikten sonra şöyle örnekliyor: “Bu sistem üzerinden, örnek veriyorum, kamuda bir yerde alım var. Bu alım tamamıyla TÜGVA’dan geçiyor. TÜGVA yapıyor. TÜGVA bir liste verince o liste geçerli oluyor. Millet Kütüphanesi’nde çalışan 700-800 kişi de tamamıyla TÜGVA merkezli giden kişilerdir!” dedi.
Yine AKP’li Mehmet Metiner de; TÜGVA ile ilgili “Bu milletin değerlerine bağlı, gencecik insanlarının devlet kadrolarında yer alması için referans olmak, biz bu insanı tanıyoruz, ülkesine dinine inancına milletine mukaddesatına bağlıdır demenin ne mahsuru var?"
"TÜGVA’lı gençler bu ülkenin insanı değil midir? Onlar bir yere girmesinler mi? Onlar kaymakam, hakim, savcı, genel müdür olmasınlar mı yani?" diyerek itiraf gibi bir açıklama yaptı.
Zaten ortaya çıkan belgelere bakıldığında da yargı, emniyet, belediyeler, askeriye, Cumhurbaşkanlığı Sarayı… gibi kamu kuruluşlarına TÜGVA’nın torpil sistemi üstünden binlerce kişinin atamasının yapıldığını görüyoruz.
Hal böyle olunca insan sormadan edemiyor.
FETÖ gitti, başka bir paralel yapılanma mı geliyor?
Bu ülke önceki paralel yapılanmanın bedelini çok ağır şekilde ödedi ama hala ders almamış olacak ki yerine yenisinin yapılanmasına izin veriliyor.
Ne diyelim;
“Allah bu ülkeyi yeni darbe girişimlerinden korusun, ne aldatanlardan ne de aldananlardan olalım!”