Kadının biri 46 yaşındayken kalp krizi geçirir ve hastaneye kaldırılır. Ameliyat masasındayken, birden ölüm meleği Azraili görür ve ona sorar:
“Ölecek miyim, beni almaya mı geldin?
Azrail cevap verir:
“Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve 8 günün var.”
Kadın, narkozdan uyandığında bunu hatırlar. Nasıl olsa daha 43 senem varmış diye estetik yaptırmaya karar verir. Yüzünü gerdirir, dudaklarını doldurtur, göğüslerini dikleştirir vs.
Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için o kadar ameliyatın değdiğini düşünür.
Son ameliyattan sonra, hastaneden tamamen yepyeni bir fizikle çıkar.
Tam karşıdan karşıya geçerken bir ambulans çarpar ve ölür.
Kadın, Azrail'i görünce sorar:
“Hani 40 seneden fazla yaşayacaktım, neden o ambulansın çarpmasını engellemedin?
Azrail cevap verir “Kız, Allah canını almasın, o sen miydin, ben seni tanıyamadım ki :)) “
Çoğunuz duymuşsunuzdur bu fıkrayı ya da okumuşsunuzdur bir yerlerden. Fıkrayı neden anlattığıma gelince bizim TÜİK (Tayyip’i Üzme İdare Et Kurumu) verileri nereden, nasıl bulmuşsa (artık kaynakta bildirmiyor) estetikli yıllık enflasyon oranını %78,62 açıklamış da ondan.
ENAG’a göre bu oran: %175,55 iken vatandaşın hissettiği oran ise: % 200’ dür.
Çarşı, pazar ve markette, alım gücünün düşmesi bu kadar aşikarken, TÜİK gibi bir kurumun verileri karartması ve estetikli rakamlar vermesi, milyonlarca işçinin, emekçinin ve emeklinin ekmeğiyle oynamak değil de nedir?
Türkiye’de yaklaşık 20 milyon insanın kaderi TÜİK binasında belirlenen bu oranlara bağlı. Ayrıca kimse sadaka falan da istemiyor, alın teri ve onca yıllık emeğinin karşılığını almak, insanca yaşamak istiyor.
Okullar kapandı, Kurban Bayramı geliyor, bizim emeklimiz, memurumuz, işçimiz, kendi ülkelerinde gezip dolaşamazken, Avrupa’nın emeklisi bizim ülkemizde doya doya tatilini yapıyor.
Emeklilerimiz, sizin övüne övüne ödediğiniz bayram ikramiyesi ile bırakın kurbanlık almayı torunlarına bayram harçlığı bile veremiyor...
Ayrıca %42 diye açıklanan zam, değil enflasyon farkıdır.
Yaşanan enflasyonla ülkenin memur, işçi ve emeklisi açlığa mahkum edilmiştir...
Hazine ve Maliye Bakanımız Nurettin Nebati; “Bir uyuyun, 6 ay sonra uyanın Türkiye’de. Çok farklı noktalara gideceğiz” demişti, bi uyandık ki ne görelim ...
Şekere : %555 zam
Doğalgaza : %300 zam
Elektriğe : %260 zam
Motorine : %312 zam
Benzine : %302 zam
Ulaşıma : %234 zam
Ekmeğe,una: %226 zam
Ayçiçek yağına: %210 zam
Ete, süte : %205 zam
Mutfak tüpüne: %200 zam
Otogaza : %183 zam gelmiş.
Faiz enflasyonun nedeni değil, sonucudur, sonucu...
TÜİK’e talimat verip, memurun, emeklinin,işçinin hakkını gasp eden estetikli enflasyon oranı uyduran iktidar, bu alışkanlığından vazgeçmeli ve bir an evvel gerçek enflasyon oranlarına göre bu krizden çıkış yolu aramalıdır.
Aksi takdirde memurun, emeklinin, işçinin, sürekli artan bu enflasyona dayanacak gücü kalmadı
TÜ(İ)KENDİ...