"Bak sen...

Yaramaz, eğitimsiz çocuk!..

Nasıl da küfürler ediyor?..

Sarılmış gazetecinin boynuna, saydırıyor!..

Hiç utanma-arlanma yok mu bu genç nesilde?.."

................

"Adamım, ne iyi yapmış ama... Ne işi var gazetecinin o uçakta...

Arda gibi dünyanın en büyük kulüplerinden birinde oynayan adam, pisliğe çomağı sokunca herkes üstüne çullanıyor...

Tüpçü, kendi gazetesindeki adama yazdırdı, saydırdı çocuğa...

Böyle olur ünlünün patlaması..."

X

Milli Takım kaptanı uçakta gazeteciyi boğazlayınca...

Yapılan yorumlardan bazıları okuduğunuz satırlar...

Ya işin özü?

Herkes işine geldiği gibi yorumlasa da...

Gerçek tektir ve o da...

Türkiye'de futbolu yönettiği sanısında olanlarla, uyguladıkları sistemdir...

Neden mi?

X

Milli takım kampında arkadaşının kafasına silah dayayan futbolcu barınmışsa...

Evden gazeteci aldıran kaptan görmezden gelinmişse...

Yine gazeteci döven futbolcu "ödül" gibi kadroya çağrılmışsa... 

Usulsüz sözleşme imzalayan...

Yolda otobüs şoförüne saldıran...

Ve daha niceleri korunup-kollanıyorsa...

Hangi "Milli Takım" ve yöneticilerinden söz edebiliriz?

X

Saydıra saydıra giden Arda'nın hedefi "bir" değil ki!..

"Kim yazdırdı sana bunları..." diyor basıyor küfürü...

"Senin patronun kim, belli değil mi..." diyor katlıyor öfkesini...

"Seni bu uçağa kim aldı ulan, nerdeler onlar..." diye saydırmayı sürdürüyor!..

Böyle bir ortamda tek hedef değil...

Toplu infaz var!..

X

İşte o zaman...

"Arda, kirliliğe çomak soktu ve hedefe oturdu" derken, düşünmek gerekiyor...

Hangi kirlilik?

Kimlerin yarattığı kirlilik?

Eğer 2016 Avrupa Şampiyonası'na damgasını vuran prim olayı ise asıl sorun...

Hepsi oradaydı...

O kirliliği birlikte yarattılar...

X

Yok eğer geleceğe dönük beklentiler...

Kurgular söz konusuysa...

Bugün yaşanan olaylarda yine Arda'nın kullanılmış olabileceği düşünülebilir!..

Neden olmasın?

Sürecin nasıl işlediğine bir bakarsanız bir çok ayrıntıyı görebilirsiniz!...

X

Arda ile birlikte bazı futbolcuların Milli Takım'dan gönderilişi...

Ardından "kamuoyu baskısı var" denilerek çağrılmaları...

Ve Dünya Kupası elemeleri öncesi zorlu bir süreç başlarken...

Üstelik TFF'de değişimden söz edildiği günlerde...

Böylesi saldırgan bir olay yaşanıyor...

Bir açıklama beklenirken, olay saatlere yayılıyor...

Karar verici teknik adam...

"11. sırada olmuş, görmedim. Olay farklı anlatıldı başkaymış... Üzüldüm. Oturduk konuştuk ve bir karara vardık" diyerek, oyuncunun kadrodan çıkarıldığını açıklaması...

Arda'nın "kamptan ayrılmayı" birlikte karar verdiklerini basın toplantısında teyid etmesi; "Milli Takımı bıraktığını" açıklaması...

Ve küfürlerin odağındaki diğer isim TFF Başkanı Yıldırım Demirören'den "çıt" çıkmaması...

İlginç değil mi?

Yazın bir kenara...

Bu işin üst hesaplaşmasını da göreceksiniz demektir yaşananlar!..

X

Yılların gazetecisi...

Mesleğini onurla yapan, Türk Haberler Ajansı günlerinden bugüne bildiğimiz Bilal Meşe...

Elbette yalnız değildir...

Bu meslek çalışanları ne baskılar, ne saldırılar gördü, görüyor...

Susacağımızı, sineceğimizi sananlar aldanır...

Biline...