Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Atatürk Sergisi İstanbul'da.
Atatürk Sergisi İstanbul'da.
Papa Francis hayatını kaybetti
Papa Francis hayatını kaybetti
Türk şirkete ait gemide 560 milyon dolarlık kokain
Türk şirkete ait gemide 560 milyon dolarlık kokain
Sırrı Süreyya Önder kalp krizi geçirdi
Sırrı Süreyya Önder kalp krizi geçirdi
Sözcü TV'ye 10 gün ekran karartma cezası
Sözcü TV'ye 10 gün ekran karartma cezası

Sedat Kaya

SPARTAKÜS'TEN ÖNCE ARİSTONİKOS VARDI.
30 Ekim 2018 Salı

 

"Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk!
Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız,
toprak kokuyor bakır sakallarımız!
Neş’emiz sıcak!
kan kadar sıcak,
delikanlıların rüyalarında yanan
o «an»
kadar sıcak!
Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak,
ölülerimizin başlarına basarak
yükseliyoruz
güneşe doğru!

Ölenler
döğüşerek öldüler;
güneşe gömüldüler.
Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!"
 

Nazım Hikmet

 

 


 

 

MÖ 133'.

Roma İmparatorluğu'nda kölelerin sayısı özgür vatandaşları geçmişti.

İnsanlar üç şekilde köle yapılıyordu.

Savaşlarda esir alınanlar, devlete vergisini ödeyemeyenler ve kimsesiz çocuklar.

Kölelerin hiç bir hakkı yoktu.

Roma hukukuna göre köle ile hayvan eş değerdeydi.

İnsanlık dışı koşullarda ve en ağır işlerde çalıştırıyorlardı.

Mal gibi alınıp satılıyorlardı.

Evlenmeleri yasaktı.

İmparatorluğun emperyalist yayılması sürdükçe, toprak sahiplerinin arazileri genişledikçe kölelerin ve yoksulların sayısı daha da artıyordu.

Ağır vergilerden çiftçiler, köylüler ve özgür kentliler de hoşnutsuzdu.

Ezilenler tepkilerini  işi yavaşlatma, itaatsizlik, üretim araçlarına zarar verme ve kaçma ile gösteriyor, ancak ağır şekilde cezalandırılıyordu.

 

*.  *. *

 

İşte tam o günlerde halk sınıfının temsilcisi olarak konsül seçilen Gracchus, imparatorluk arazilerinin halka dağıtılmasını içeren bir toprak reformu hazırladı.

Bu reform ezilen sınıflardaki hoşnutsuzluğu gidermenin tek yoluydu.

Soylu bir ailenin oğlu olan Gracchus entelektüel bir kişilikti ve danışmanı dönemin ünlü filozofu Blossius'tu.

Blossius'a danışarak hazırladığı kanun senatoda kabul edildi.

Devlet yoksul halka toprak dağıtacaktı.

Ancak ilahlar kızmıştı.

Büyük toprak sahipleri ve zengin aristokrat sınıf reforma karşı çıktı.

Gracchus'u öldürdüler.

Danışmanı filozof Blossius ise Roma toprağı olmayan Bergama'ya kaçtı.

 

*. *. *

 

Blossius'un sığındığı dönemde Bergama'nın son kralı III. Attalos ölmüştü.

Geride çok tartışılan bir vasiyet bırakmıştı.

Vasiyetinde şahsi mal varlığını ve krallık arazilerini Roma İmparatorluğu'na bağışlıyordu.

Bu Roma'nın arayıp da bulamadığı bir bahaneydi.

Senato vasiyeti kabul etti ve imparatorluk uzun süredir gözü olduğu Bergama'ya savaşmadan el koydu.

Ancak bu işgale karşı çıkanlar vardı.

 

 

Ölen kral III. Attalos'un üvey kardeşi Aristonikos, krallığın varisi olduğunu ve vasiyeti tanımadığını söyleyerek, kendisini Bergama kralı III. Eumenes olarak ilan etti.

Ardından da Roma'ya karşı büyük bir isyan başlattı.

Aristonikos'un danışmanı Roma'dan kaçan filozof Blossius'tu.

İsyanın sosyal ve sınıfsal bir felsefesi vardı.

İsyankarlar Roma'yı yendikleri taktirde yeni bir ülke kurulacaklardı.

Adı, "Güneş Ülkesi" olacaktı.

İsyana katılanlar da "Güneş'in Yurttaşları."

Bu ülkede tüm köleler özgür olacaktı.

Hepsine toprak verilecekti.

Sınıflar arasında gelir uçurumu olmayacaktı.

Herkes kardeşlik ve eşitlik içinde yaşayacaktı.

Herkes güneşin ışığından nasıl eşit yararlanıyorsa, "Güneş Ülkesi"nin nimetlerinden "Güneş'in Yurttaşları" eşit yararlanacaktı.

Aristonikos'un bu söylemleri özellikle ezilen sınıflardan büyük destek gördü.

Sosyal ve ekonomik düzenden hoşnut olmayan fakirler, köleler, paralı askerler ve  Roma Emperyalizmi'ne karşı çıkan milliyetçiler dev bir isyan ordusu oluşturdu.

İsyan ateşi MÖ 132'de  Leukai (İzmir Çamaltı Tuzlası) kentinde yakıldı.

Roma'ya karşı bu direnişe iç Ege, Trakya ve Anadolu'dan destek yağdı.

Çevre kentlerde yaşayan köleler de gruplar halinde isyan ordusuna katıldı.

Hayal ettikleri Güneş Ülkesi'ni kurmak için yoldaş oldular.

Tek yumruktular.

Üzerlerine saldıran Roma birliklerine karşı zaferler kazanmaya başladılar.

Her zafer sonrası isyankarların sayısı daha da artıyordu.

MÖ 131'de Roma konsül P. Licinius Crassus'un emrindeki büyük bir orduyla isyanı bastırmayı denedi ama başaramadı.

Aristonikos'un ordusu Romalılar'ı bir kez daha yenmeyi başardı.

Savaşta konsül P. Licinius Crassus da öldürüldü.

 

 

 

Ege kıyılarında bir şeyler oluyordu.

Sanki zafer yakındı.

Sanki toprak doğuracaktı.

Sanki Güneş'in Yurttaşları hayallerindeki Güneş Ülkesi'ni kuracaktı.

Eşitlik, kardeşlik, özgürlük diyenlerin ilkel sosyalizmi ha başardı, ha başaracaktı.

Bu gerçek Anadolu'da bir hayalet gibi dolaşmaya başladı.

Krallar tahtlarında rahat değildi.

İsyanın kendi ülkelerine ve kölelerine yayılmasından korkuyorlardı.

Bu nedenle isyan bastırılmalıydı.

Şer güçleri Bithynia, Paphlagonia, Kappadokia krallıkları, Kyzikos ve Byzantion zenginleri,  Roma yanlısı idarecilerin yönettiği  Efes ve Smyrna kentleri Romaimparatorluğuna destek verdi.

Marcius Perperna komutasında dev bir ordu oluşturuldu.

Sömürüye devam diyenler isyancıların üzerine saldırdı.

 

*.  *. * 

 

Tarih MÖ 129'du.

Sınıflar savaşıyordu.

Bir tarafta krallıkların, imparatorlukların, köleliğin ve sömürünün sürmesini isteyenler.

Diğer tarafta kardeşlik, eşitlik, özgürlük diyenler.

Günlerce sürdü savaş.

Kılıçlar, baltalar, örsler havada uçuştu.

Kollar, başlar koptu.

Günün sonunda kazanan emperyalizm oldu.

 

 

 

Aristonikos ve az sayıdaki yoldaşı savaştan sağ çıkmıştı.

Frigya’daki Stratobekeis kalesine sığındılar.

Ama Roma kararlıydı.

İsyanın lideri ibret-i alem için yakalanıp, cezalandırılmalıydı.

Kaleyi kuşattılar.

İçeridekileri günlerce aç ve susuz bıraktılar.

Sonunda açlığa dayanamayan Stratobekeis halkı Aristonikos'u komutan Marcus Perperna'ya teslim etti.

 

Roma'ya götürülen Aristonikos bir arabanın arkasına iple bağlanarak başkent sokaklarında gezdirildi.

Sonra da zindanda boğularak infaz edildi.

İsyanın teorisyeni filozof Blossius ise ideallerini gerçekleştirememenin üzüntüsüyle intihar etti.

 

 

Güneş Ülkesi'nde güneş batmıştı.

Güneş'in Yurttaşları'nın eşitlik, özgürlük hayalleri gerçekleşmedi.

Spartaküs'ten onlarca yıl önce Roma Emperyalizmine baş kaldıranlar yenilmiş oldu.

Hani Nazım Hikmet Şeh Bedrettin Destanı'nda der ya.

"Tarihsel, sosyal, ekonomik şartların

zarurî neticesi bu!

deme, bilirim!

O dediğin nesnenin önünde kafamla eğilirim.

Ama bu yürek

o, bu dilden anlamaz pek.

O, «hey gidi kambur felek,

hey gidi kahbe devran hey,»

der.

Ve teker teker,

bir an içinde,

omuzlarında dilim dilim kırbaç izleri,

yüzleri kan içinde ?geçer çıplak ayaklarıyla yüreğime basarak

geçer Aydın ellerinden Karaburun mağlûpları."

İşte öyle.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
CUMHURİYETİN EŞSİZ SESİ; MÜNİR NUREDDİN SELÇUK
İbrahim Aktaş
İbrahim Aktaş
DOKUNMA, YANARSIN!
Sedat Kaya
Sedat Kaya
SİZ, SİZ OLUN, "UYAN" DİYE TWEET ATMAYIN
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Altay'ın gidişi...
İbrahim Aktaş
İbrahim Aktaş
K O R K U Y O R L A R
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri