AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025’i “Aile Yılı” ilan etmişti ama Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangında bir çok aile yok oldu.
Sömestir tatilinde çocuklarıyla huzurlu bir tatil geçirmek isteyen ailelerden geriye yalnızca kül olmuş hayaller, hüzün dolu anılar ve fotoğraflar kaldı.
Bu yangın faciası yönetimsel ihmalleri ve sorumsuzlukları yeniden tartışmaya açtı. Yangında Çetiz, Gültekin, Boduroğlu, Türkmen gibi pek çok aile yok oldu. Hayatını kaybedenlerin büyük bir kısmını çocuklarıyla tatile gelen aileler oluşturuyordu. Peki, bu facianın gerçek sorumlusu kim?
Grand Kartal Otel’in yangın güvenliği ve denetimleri yıllardır sorgulanmıyordu. Acil çıkışların yetersizliği, yangın söndürme sistemlerinin çalışmaması ve personelin eğitimsizliği facianın büyümesine yol açtı. Yangın sırasında Zehra Sena Gültekin’in annesini arayıp helallik istemesi, otelin insanları kaderine terk ettiğinin en acı göstergesiydi.
"Aile Yılı" gibi sembolik ilanlar yerine somut güvenlik önlemleri alınsaydı, bu facialar önlenebilirdi. Ancak otellerde yangın denetimlerinin formaliteden ibaret olduğu, yetkililerin sorumluluklarını yerine getirmediği bir kez daha ortaya çıktı. Bu ihmaller zinciri yüzünden, hayatlarını kaybeden aileler ne “Aile Yılı”nın anlamını görebildi ne de ülke bu acıyı unutabilecek.
Hükümetin “Aile Yılı” gibi propagandaya dayalı projelerle toplumu oyalamak yerine, insanların can güvenliği ve yaşam kalitesine yatırım yapması gerekmez mi? Ailelerin yok olduğu bu yangın, yalnızca yanan bir otelin değil, aynı zamanda ihmal ve sorumsuzluğun sembolü oldu.
Aile Yılı, ne yazık ki ailelerin yok oluş yılına dönüşmüş durumda. Bu facia, yalnızca kayıpların değil, aynı zamanda ülkemizdeki yönetim anlayışının ve denetim sisteminin çöküşünün de bir göstergesi.