Rönesans’ın en büyük heykeltıraşlarından biriydi Michelangelo. Sanatın ışığını yoksulluk içinde büyüdüğü çocukluk yıllarından itibaren içinde taşıdı. Ressam, heykeltıraş ve mimar olarak iz bıraktı.

1501 yılında başladığı Davut heykelini üç yıl içinde tamamladı. Mermerden yontulmuş bu muhteşem eser, insan bedeninin ve ruhunun kusursuz bir ifadesiydi. Rönesans heykel sanatının en görkemli örneklerinden biri olarak kabul edildi. Ancak, Floransa’nın katı gözlemcileri arasında itiraz edenler de vardı.
Heykel sergilendiğinde, Floransa’nın ileri gelen papazlarından biri, Davut’un burnunun fazla büyük olduğunu söyledi. Küçültülmesini istedi. Michelangelo, bu isteği sessizce kabul etti. Eline bir avuç mermer tozu aldı ve çekiçle merdivenlere çıktı. Papaz aşağıda nefesini tutmuş izliyordu. Michelangelo, çekiçle vuruyormuş gibi yaparken elindeki tozdan azar azar yere serpiyordu. Bir süre sonra papaza döndü:
“Şimdi nasıl oldu?”
Papaz memnuniyetle başını salladı.
“Tamam, şimdi çok daha iyi.”
Michelangelo gülümsedi, elindeki tüm mermer tozunu papazın üzerine serpti ve merdivenlerden indi. Davut’un burnu ise en baştaki haliyle kalmıştı.
Bu, onun sanatına olan bağlılığının, başkalarının dayatmalarına karşı duyduğu direncin küçük ama etkili bir ifadesiydi.
Yıl 1534…
Michelangelo, Vatikan’daki Sistina Şapeli’nin tavanını ve duvarlarını boyamak için işe koyuldu. Yedi yıl boyunca sabır ve tutkuyla çalıştı. Dini motiflerle şapelin duvarlarına renk kattı, cenneti ve cehennemi aynı dehşet verici gerçeklikle resmetti.
Ancak özellikle Kıyamet Günü tablosu, dönemin muhafazakâr din adamlarını rahatsız etti. Papa IV. Paulus, çıplak figürlerin bir ibadet mekânında yer almasını uygun bulmuyordu. Onları giydirmesi için Michelangelo’ya baskı yapıldı.
Büyük sanatçı, bu baskıya tarihe geçen şu cevabı verdi:
“Bu küçük bir mesele ve kolaylıkla uygun hale getirilebilir. Papaya söyleyin, önce yaşadığımız bu dünyayı uygun ve yaşanılır bir hale getirsin, sonra bu tablo da aynı uygunluğa girecektir.”
Sanatın en büyük direnişi burada yatıyordu. Güce, dogmalara, baskılara boyun eğmemek… Sanatçının elleriyle yarattığı bir dünyada özgürlüğünü koruyabilmesi…
Michelangelo, tam 454 yıl önce bugün, 18 Şubat 1564’te, 89 yaşında hayata gözlerini yumdu. Floransa’daki Santa Croce Kilisesi’nde, Dante Anıtı’nın yanında sonsuzluğa uğurlandı.
Ama eserleri hâlâ dimdik ayakta… İtalya’nın dört bir yanında, zamanın ellerine meydan okuyarak sergilenmeye devam ediyor. Her bakan, onun mermerde saklı ruhunu, tuvaldeki direnişini görebiliyor.
Sanatçının özgürlüğü ve cesareti… Keşke herkesin ilham alabileceği bir miras olsa.