Cumartesi köşe yazarlarını okurken bir de baktım Yılmaz Özdil “Fosforlu Cevriye” başlığı ile SUAT DERVİŞİ yazmış
Erkek Egemenler!, hoşlarına gitmeyen her tavır ve hareketlerinde kadınlara layık gördükleri sıfatı açıkça kullanamayınca, Fosforlu! derler. Geçtiğimiz hafta da sosyal medyada İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener için #FosforluMeral tagı açılmış ve Meral Akşener bu etiketten MHP ve lideri Devlet Bahçeli’yi sorumlu tutmuş ve çok sert cevap vermişti.
Yılmaz Özdil’de bu konuyu ele almış, Fosforlu Cevriye kitabını ve yazarı SUAT DERVİŞ’i yazmış, yazmış da...
Komünisttir diyememiş! Komünist damgası yemiş demiş!
Suat Derviş bir komünisttir. Sosyalizmi yakından gözlemlemiş, Sovyetler Birliği gezisinden sonra da komüniste dönüşmüş, devrimci bir kadındır.
Suat Derviş, eserlerinde geçim derdindeki insanların hikayelerine yer vermiş, işçi kadınları, işsizleri, evsiz çocukları anlatır. Fosforlu Cevriye romanında da gündüzleri görmezden gelinen, geceleri unutulan sokakları ve o sokaklarda yaşananları anlatmış. Fosforlu Cevriye’de hayatta kalmak için bedenini satmak zorunda olan bir kadın, arka sokaklarda bir başına büyümüş bir çocuktur. Kaybetmeye mahkum edilenlerden, toplumun dışladıklarından biridir.
Fosforlu Cevriye, gizlenmek zorunda olan bir devrimciye gönlünü kaptırdığında onunla birlikte yaşamı yeniden sorgulamayı da öğrenir. Kendisine hiç bir karşılık beklemeden evini açan, bedenine değil yüzüne bakan bu adamı tutkuyla sever. Yoldaşı olmaz, olmasına yaşamı müsade etmez...
Suat Derviş’in; Fosforlu Cevriye’si, içine doğduğu çukurun karanlığına rağmen aydınlıktan yanadır. Topluma yabancıdır ama iyi olanı ayırt edebilecek ve onun peşinden gidecek kadar güzel bir insandır.
Fosforlu Cevriye, o dönemin toplum gerçeklerini, yine o topluma bir tokat gibi patlatır.
Yazarı Suat Derviş ise “Komünist” olduğu için, “vatan haini” muamelesi görmüştür.
Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden biri olmasına rağmen, basın camiasında sakıncalı! kabul edildi, ambargo uygulandı, unutturulmaya çalışıldı.
Suat Derviş bu!,
Nazım’ın bile baş eğdiremediği kadın...
Dayatmalara direndi.
Görüşlerinden vazgeçmedi.
Tehditlere pabuç bırakmadı.
Paraya pula, kalemini satmadı.
Onurunu hep önde tuttu.
Dönemindeki çoğu yazar ağzını açmaktan, kalemini oynatmaktan korkarken ömrünün sonuna kadar faşizmin karşısında durmuş,
Derviş, Sabahattin Ali, Nâzım Hikmet, Ahmet Hamdi Tanpınar, Attila İlhan, Orhan Kemal gibi isimleri bir dergi (Yeni Edebiyat Dergisi) çatısı altında toplamış güçlü bir kadındır Suat Derviş.
Yok sayılmaya çalışılan ama, daima varolmayı başaran bir kadındı.
Karalandıkça parıldayan! bir yıldız oldu!
“Ağlasa da gizliyor gözlerinin yaşını;
Bir kere eğemedim bu kadının başını.
Kaç kere sürükledi gururumu ölüme......
Hiç olmazsa hıncımı böyle alırım dedim,
Yolda mağrur duran gölgesini çiğnedim.”
(Nâzım Hikmet RAN)