"Mekteb-i Sultanili" yani Galatasaray Liseli’ydi Fikret Kızılok.
O yıllarda çok iyi akerdeon ve gitar çalardı.
Müziğe teşvik edenler liseden abileri
Barış Manço ve Timur Selçuk’tu.
18’indeyken sahneye çıkıyordu gitarıyla..
Daha sonraki yıllarda çok iyi saz çaldığını da ekleyelim.
Sonra Diş Hekimliği Fakültesi yılları.
Müzik onun için yaşam kaynağıydı.
İlk solo plağını doldurduğunda keyfine diyecek yoktu.
Can dostlarından birisi de 7 yıl önce kaybettiğimiz
‘’Son Mohikan’’ lakaplı gazeteci Arda Uskan’dı.
Onun
Anadolu Folk’a merakını bilen Uskan
bir gün birlikte Sivas’a Aşık Veysel’e gitmeyi önerdi.
Gittiler, Veysel‘den büyük yakınlık gördüler.
Sık sık komşu kapısına çevirdiler
Veysel’in köyü Sivrialan’ı.
‘’Uzun İnce Bir Yoldayım’’, ‘’Yumma Gözün Kör Gibi’’,
Karacaoğlan’dan da ‘’Güzel ne Güzel Olmuşsun’’;
daha çok ünlendi Fikret Kızılok’la.
O günlerden bir anekdot;
"Fikret Kızılok..
Aşık Veysel'e gider.
Cebinde 250 kuruş telif parası.
Aşık Veysel gülümser ve
'Şirketine götür, gazoz parası yapsınlar bunu. Sen güzel söylüyorsun oğlum. İstediğin şarkımı kullan' der.
Kızılok o yıl altın plak kazanır ve plağı ustasına götürür."
Bir Anadolu turnesinde bir kamyon şoförü onu
Urfa civarında donmaktan son anda kurtardı.
‘’Emmo gelmiş/Gurbet illerde/ Emmo sever
olmuş/ Gül yüzü solmuş/ Oy ninem oy!’’
diye başlayan ‘’Emmo’’yu, kaza sonrası kendisini
kurtaran kamyoncuya ithaf etti...
***
Aşık Veysel’in ölümü onu kahretmiş,
acısını da ‘’Ustam öldü, toprak oldu.
Ustamın parmaklarına değen bu sazın da
toprak olması gerekir”le dillendirmişti.
(Dönemin gazeteleri sazını kırdığı fotoğraflarına geniş yer vermişlerdir)
‘’Gün Ola Devran Döne’’, ‘’Vurulmuşum’’,
‘’Anadolu’yum’’, ‘’Kara Tren’’,
‘’Gözlerinden Bellidir’’, ‘’Köroğlu Dağları
Geçit Vermiyor’’, ‘’Haberin var mı?’’ besteleri, hit yapıtları oldu süreçte.
***
Nâzım Hikmet şiirlerine farklı bir yorum getirdi “Not Defterimden” adlı albümüyle.
Ardından Bülent Ortaçgil’le çalışmaya başladı.
Üretmekten azla vazgeçmez yapıdaydı!
‘’Gecenin Üçünde’’ ve ‘’Bu Kalp Seni Unutur Mu?’’,
ortaklığın eseriydi!
‘’Bu kalp seni unutur mu?’’ günümüzde de dillerden düşmez!
Toplumcu içerikli siyasi mesajlar veren bestelere de imza attı.
‘’Süleyman Hep Başbakan’’, ‘’Kırkbir kere maşallah
141-141 olur’’ buna örnektir.
Atatürk’ün hayatını Atatürk’ün ağzından anlattı söz ve bestelerini kendisine ait albüm "Mustafa Kemâl – Bir Devrimcinin Güncesi"nde.
Devrimciliğini şöyle savunurdu;
‘’Soldan doğdum, soldan uyandım,
solda oturdum, insan olmanın haysiyetini
solda buldum, hep solcu oldum hep solcu kalacağım!’’
***
Yaşamının son yıllarını Bodrum’da ‘’Eylül’’
isimli teknesinde geçirdi.
Bir kalp ameliyatı geçirecekti...
25 yıl önceki
operasyon öncesi yatağında
‘’Kalbim, neden olmazlarda/
Neden hep çıkmaz sokaklarda/
Kalbim..
Kalbim..
Kalbim../
Dayanmak artık kolay değil/
Bırakacak gibisin yarı yolda kalbim/
Sevdin olmadı/
Bir dünya istedin kardeşçe,
olamadı/
Dayanmak artık kolay değil/
Bırakacak gibisin yarıyolda kalbim…’’ dizelerini yazdı.
20 yıl önce
-tam da bugün- kalbine yenildi!..
***
Yazar Emel Gülcan ondan şöyle bahseder;
‘’Modern Zamanların Ozanı Kızılok’u dinlemek,
terapi gibiydi. ‘Zaman Zaman’, ‘Gecenin Tam Üçünde’
aklımıza düşerdi.
Kadife sesiyle arınırdık.
Bazen ‘Tek Başına’, ‘Uyku Kardeşim’iz oluverirdi.
‘Yeter ki’ istesindi, ‘İki Parça Can’ımız olsa,
biri hemen onundu.
Yıllar öncesi çok sevdiği teknesine atlayıp uzaklaştı buralardan.
Biz de ardından ‘Bu Kalp Seni Unutur Mu?’
diyerek bakakaldık...’’
Aynen öyle...
Bakakaldık!..
Ustası Aşık Veysel’le analım Fikret Kızılok’u;
‘’Can kafeste durmaz uçar/Dünya bir han,
konan göçer/Ay dolanır yıllar geçer/Dostlar beni hatırlasın’’
Hep hatırlayacağız;
bu kalp-ler seni unutur mu?
Bir anılar deryasısın anılar...