Mavi Sürgün”,
Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) yapıtıdır.
Yarım asır önce Bodrum’a sürgün edilişini, yolda ve beldede başından geçenleri yazdığı "anı" türü kitapta;
“Ulu Çınar Musa’nın Sevgisi” ara başlıklı bir bölüm söz konusudur.
O, genç tarımcıdır.
Her bitkiyi sever, "Akdeniz Güzeli" zeytini daha çok sever!
Ahali ona;
"Zeytinci Musa" da der…
İşte, “Mavi Sürgün”deki bu “Zeytinci Musa”, yoksul bir kız görüp beğenir.
Kız; Musa’ya göre “Tellenen ve süzülen bir duman” gibidir.
Kız, kuyuya gelip su çeker. Kuyunun çevresindeki kayrak taşlarında kalan ayak izlerinden ölçüsünü alarak sandalet diker "Zeytinci Musa" ve kızın bahçe duvarından içeri atar.
Musa;
“Halikarnas Balıkçısı”ndan başkası değildir!
Rahmetli
Şadan Gökovalı Hocam
; kitabı “Ben HALİKARNAS BALIKÇISI Doğdum Sevdim Öldüm-Ustayla Paylaştıklarım''da (TUREB Yayınları-Nisan 2014) amcası Cevat Paşa’dan ötürü ilk adının “Musa” olduğunu yazmıştır “Bodrumlu Civat Bey”in…
Bodrum'un antik çağdaki adı olan "Halikarnas''ı takma isim olarak da benimsemiştir.
Cevat Şakir, Bodrum'da balıkçılık dahil her işi -neredeyse- yapmıştır.
Edebiyatımızın şaheserlerinin büyük kısmını da Bodrum'da yazmıştır..
Yapıtlarında
tema hep;
Ege denizi ve deniz insanlarıdır...
Romantizm ile karışık coşku egemendir…
xxx
Bir anekdot ile devam edelim…
1958’de Brüksel’de “Dünya Şairler Konferansı”na davet edilir
Cevat Şakir.
Dünyanın bütün ozanları oradadır!
Konferans Başkanı, şiirin “Dünyayı düzene sokacak tek güç” olduğunu anlatır.
Sonra Oxford mezunu Balıkçı’yı kürsüye çağırır. Mikrofon başına geçer ve usuna gelen ilk tümceyi söyler Balıkçı:
“Tarih, üç büyük şair yazmıştır: Homeros bir, Dante iki!”
Susar…
Salondan haykırmalar:
– Peki, üçüncüsü kim?
– Ben nereden bileyim; herkesin üçüncü şairi başka, belki de kendisidir!”
Alkışlar… Alkışlar… O gün büyük tezahürat altında tam bir saat konuşur Balıkçı!
Cevat Şakir; Nâzım’a göre “Büyük Şair”,
Yaşar Kemâl’e göre “Nobel için ilk aday”, Bedri Rahmi’ye göre de “Kınından çekilen kılıç gibi bir MERHABA”dır.
Çağdaş Homeros’tur…
O; “Yunan Mitolojisi” diye dayatılan tanrı, tanrıça ve tanrısal kahraman öykülerinin “Anadolu kaynaklı” olduğunu, Anadolu uygarlığını “Geçmişimiz” saymayı bize öğretendir.
Bodrum’u, Bodrum; Denizi; “Baştan başa masmavi bir gülüş” yapan “Bodrum Sürgünü”dür!
“Benden size zarar gelmez” anlamındaki “MERHABA” ile özdeşleşendir de…
Yaşama, sevdaya, aşka, doğaya hep MERHABA diyen dir!
xxx
Ölüm insanla geldi dünyaya, insanla gitti dünyadan.
48 yıl önce bugün Güzel İzmir'de yitirdiğimiz Balıkçı, yüreğinde hep sevdayı taşırdı…
Her gece yıldız yakıyor şimdi gökyüzünde!.
MERHABA
Zeytinci Musa MERHABA!
MERHABA
Balıkçı MERHABA…
MERHABA!..