Birkaç aydır ülkemizdeki siyasiler televizyonlarda, basında sık sık Kanal İstanbul ve boğazdan geçişler hakkında tartışıyorlar. Ben yaklaşık bir yıldır Kurtuluş Savaşı hakkında yazan yazarlarımızın kitaplarını okuyorum. Hangi yazarlar derseniz Hasan İzzettin Dinamo, Kemal Tahir, Halide Edip Adıvar, Talip Apaydın bunlardan başlıcaları. Buna benzer daha bir çok yazarın Kurtuluş Savaşı’nı anlatan kitaplarını okudum. En son Alev Coşkun’un “Asker İnönü” ve Şu anda da Diplomat İnönü “LOZAN” kitabını okuyorum ve bitirmek üzereyim. Kitabın sahifelerinden paylaşmak isterim. “Diplomat İnönü LOZAN” kitabının 193. sahifesinde İnönü; “Saçlarım bembeyaz, yaşım on yıl ileri. Birkaç gündür pek ziyade gerginlik hüküm sürüyor. Bugün de gündüz böyleydi. Gelip geçici bunalımlarla günümüzdeki tatlılık arasında çok gergin vakit geçiriyorum. Ziyafetten sonra işte saat üçtür ki raporu bitirdim. Birkaç saat istirahat edeceğim. “Nasılsınız? Sıhhatinden, neşenden bize kuvvet ver şanlı Gazi! Görüştüğümüz zaman saçlarımı bembeyaz, yaşımı on yıl ileri bulacaksın.”
Bu paragrafın çözümlenmesi gerekir. Konferans başlayalı henüz bir ay olmuştur ama İsmet Paşa’nın son paragrafında her şey açıkça ortaya konuluyordu. Lozan’da karşılaşılan zorluklar, “Birkaç gündür pek ziyade gerginlik hüküm sürüyor. Bugün de gündüz böyleydi cümlesi ile açık ve yalın bir biçimde anlatıyor. İnönü bunalımlarla gelip geçici tatlılıklar arasında konferansın sürdüğünü belirtiyor.
Lozan Konferansı’nın ilk ayı geçmiştir ama İsmet Paşa’nın saçları “Bembeyaz olmuş; yaşı da on yıl ileriye” gitmiştir. Bu cümleler ve benzetmeler konferansın ne derece çetin geçtiğinin insan yaşamına dayalı ancak parlak cümlelere kaçmadan yalın anlatımıdır.” Alev Coşkun çok önemli bir araştırma yapmış ki her yazdığı yazının belgelerini de vermiş kitabında. İki büyük devlet adamının Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü, karşılıklı her attıkları adımı bir biriyle danışarak karar vermişler. Bu yüzden Devlet adamı olmayı hak etmişlerdir.
Kitabın yarısına geldiğin zaman Çeşme Kent Konseyi olarak “Bir Konu Bir Konuk” projemiz olan Ocak ayında İlçemize Alev Coşkun’u davet ettim. Sağ olsun beni kırmadı. 10 Ocak Pazartesi günü Çeşme Belediyesi Çakabey Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansında dinleyicilerimizin de çok keyif aldıklarını biliyorum.
Çok sevgili ve saygı değer okurlarım. Biliyorsunuz ki gazete yazılarımı hep kendi yaşamım veya Çeşme ya da Alaçatı’daki yaşadığım anılarımı yazıyorum. Bu konuya niye girdim ? Son yıllarda ülkemizin halini hep birlikte görüyoruz. Ülkemiz zor günlerden geçiriyor. 28 Şubat’ta gece yarısı İdlip’ten gelen 34 şehit haberi yüreklerimizi yaktı. Devletimizi yönetenler daha iyi siyaset yapmak zorundalar. Başka Türkiye yok! Ortak akılla hareket edelim. Babalar, analar daha fazla ağlamasın.