9 Eylül sabahı saat 09.00...
Bornova’ya giren 80 kişilik öncü takım, yönünü Alsancak’a çevirmiş, doludizgin, yalın kılıç şehre doğru akmaya başladı.
Saat 10.30...
Alsancak’a ulaşan Yüzbaşı Şerafettin, 40 askerini kaybetmesine rağmen, süvarileriyle birlikte Halkapınar’a doğru devam etti. Tuzakoğlu Fabrikası’nın önüne geldiklerinde ateş çemberi altında kaldılar.
Durmadılar...
Süvariler, dörtnala Kordonboyu’ndan Pasaport’a geldiklerinde, işgalciler tarafından atılan bir bomba Yüzbaşı Şerafettin’in atının önünde patladı. Yüzbaşı Şerafettin’in vücuduna şarapnel parçaları isabet etti. Yüzbaşı Şerafettin yaralı olmasına rağmen, ölen atını değiştirip hükümet konağına doğru ilerlemeye devam etti.
Yüzbaşı Şerafettin anılarında o günü şöyle anlatmıştır; “Hükümet Konağı’nın önünde atımdan yere bir ok gibi fırladığım zaman bir delikanlıyla karşılaştım. Elinde şanlı bayrağımız vardı. Bu mübarek emaneti gencin elinden kaptım ve koynuma soktuktan sonra bir elimde silahım, ötekinde kılıcım binadan içeri daldım. Süvari arkadaşlarım da beni takip ediyorlardı. Birkaç dakika sonra binanın üst katında görevimizi tamamladık; düşman bayrağını direkten alaşağı ederek, balkona şanlı bayrağımızı çektim.”
Hasan Tahsin’in şehit olduğu yerde Yüzbaşı Şerafettin’in, göndere çektiği bayrakla İzmir’in esareti 3 yıl 4 ay sonra sona erdi.
Hükümet Konağı’nın önünde toplanan halk, coşkulu alkışlar arasında Yüzbaşı Şerafettin ile birlikte Türk bayrağını göndere çeken Süvari Teğmeni Ali Rıza Bey ve Teğmen Hamdi Beyleri bağırlarına bastı.
9 Eylül gecesini Nif’te (Kemalpaşa’da) geçiren Mustafa Kemal, ertesi gün yani 10 Eylül’de Mareşal Fevzi, İsmet Paşalar ve Yarbay Asım Bey ile birlikte İzmir’e girdi.
İzmirliler tarafından büyük bir sevinç ve coşkuyla karşılaşan Mustafa Kemal onlara şöyle seslenmiştir; “Bu başarı benim değil, sizin, milletindir. Bu savaş yalnız bizim savaşımız değil
bütün mazlum ulusların emperyalizme karşı savaşıdır.”
İşgal edildiği 15 Mayıs 1919’dan beri ışık saçmayan güneş, 9 Eylül sabahı tekrar selamlıyordu güzel İZMİR’i...
Mustafa Kemal, 15 Eylül’de gerçekleştirilen bir törenle Buhara Hükümeti tarafından Türk Milleti’ne armağan edilen üç kılıçtan birini İzmir Fatihi Yüzbaşı Şerafettin’e verdi. Savaşta göstermiş olduğu olağanüstü başarılarından dolayı Binbaşı rütbesine terfi ettirildi ve kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası ile taltif edildi. 1934 yılında çıkan Soyadı Kanunu ile Mustafa Kemal Atatürk, Yüzbaşı Şerafettin’e "İzmir" soyadını verdi.
Alsancak, Kahramanlar, Lozan, Montrö, Kordon, Hükümet Konağı, Belkahve, Kemalpaşa, Cumhuriyet Meydanı ve Gündoğdu Meydanı ile MİLLİ MÜCADELEDİR İZMİR...
İZMİR, Türk Milletinin değişen yazgısı, Emperyalizme karşı özgürlük ve bağımsızlık mücadelesidir...
Kurtuluşunun 100. yıl dönümünde Büyük önderimiz, Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, Yüzbaşı Şerafettin’i ve bu vatan uğruna gözünü kırpmadan kendini feda eden tüm kahraman şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.
Kurtuluşun kutlu olsun İZMİR...
#9Eylül #izmir #100.yıl