Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
Her pedal bir fidan
Her pedal bir fidan
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!

Atilla Köprülüoğlu

KÖYE TİYATRO YÖNETMENİ GELİRSE...
12 Şubat 2022 Cumartesi

“Tiyatro asla ölmediği

için değil, sürekli yeniden doğduğu için ölümsüzdür!”

 

Prof.Dr. Semih Çelenk, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi, tam 22 yıldır!

O, “okulların amacı gençlerin kafasını eğitmekse, tiyatronun amacı o gençlerin yüreğini eğitmek” demiş Özdemir Nutku’nun öğrencisiydi. Asistanlık önerisiyle kaldığı okulda dekanlık da yapmıştır.

Uzun yıllar da bölümün başkanlığı.

En genç yaşta profesör olmuş bir hocadır.

Özü sözü birdir Semih Hoca’nın.

Muhalif yapısı nedeniyle sık sık fakültesinden kopartılır, yargı yoluyla yine döner çok sevdiği okuluna, öğrencilerinin yanına...

O Bertolt Brecht’in,

”Mücadele eden kaybedebilir, mücadele etmeyense çoktan kaybetmiştir” sözünü kendisine şiar edinmiştir.

Dolayısıyla mücadele bayrağını asla yere düşürmeyenlerdendir.  

Tiyatro yönetmeni, yazar, çevirmen, şair, oyuncudur!

Mottosu nettir Semih Hoca’nın;

“Ben yazıyla, öğretmekle, tiyatro yapmakla kendini tarif eden bir insanım. Hepsinde de çok mutlu oluyorum.”

Tiyatro üzerine de

Gazete Duvar’dan Nuray Pehlivan’a neler anlatmış bakın;

“Tiyatro, zor zamanlardan geçtiğimiz şu günlerde hepimize nefes aldırır.

Kendimizi birçok insanın yerine koymayı, bilinçli bir hoşgörüyü, aydınlanmayı, yüzleşmeyi, içine bakmayı eğlenceli bir biçimde öğretir.

Bir de tiyatro zorbalarla ve budalalarla uğraşmayı sever.

Onların  abraka dabrakalarının, hokus pokuslarının, ahmaklıklarının farkına vardırır.” 

 

****

Semih Hoca,

Urla’nın şirin köylerinden Balıklıova’nın sakinidir.

Birbirinden nefis deniz ürünleri, doğası, hep gülümseyen insanlarıyla, Özal Kardeşleri’yle, kahkahasıyla namdar merhum Garip Cemal’iyle, un kurabiyesiyle, enginarıyla bilinen Balıklıova, bugün ünü kenti aşan, ülke çapında anılan tiyatrosuyla da tanınmaktadır artık.

Peki Balıklıova Köy Tiyatrosu, nasıl kurulmuştur?

Yanıtı tek cümlede;

"köye bir tiyatro yönetmeni yani Semih Hoca gelince!"

Semih Çelenk bakın nasıl anlatıyor o günleri?;

“2010 yılında köyde bir kış günü otururken,

‘Tiyatro yapalım mı hocam, bize yardımcı olur musun” dedi arkadaşlar, ben de ‘tabii neden olmasın’ dedim.

Sonra ilk provada pişman oldum ‘evet’ dediğim için. Baktım ki, benim zannettiğim gibi romantik bir hikaye çıkmayacak buradan.

Arkadaşlar oyun metnini o kadar kötü okuyorlardı ki, ben bu işin içinden nasıl çıkarım diye düşünmeye başladım.

Daha önce bu tür bir çalışmada yer alan sadece bir kişi vardı grupta. Konuşamayan, utangaç sıkılgan arkadaşlarımız vardı.

Ama istekleri çok güçlüydü.

Okuma provaları boyunca hep çok umutsuzdum. Sonrasında oyun ayağa kalkınca, çareler aramaya başladım.

Doğal olmaları yolunda onları kışkırttım.

Köyün ağzını kullanmalarını istedim. Oyuna doğaçlama espriler eklemeye başladık. Oyundaki karakterleri köyden kişilerle yan yana getirmeye çalıştık.

Ufak tefek davranış özellikleri ekledik.

Kişilerin kendi özelliklerini karaktere yükledik. Böylece anlattıkları hikayeyi onların hikayesi yaparak oyunu daha samimi hale getirdik.

Bu noktada arkadaşlarımın hakkını yemeyeyim onlar da bir mucizeyi adım adım gerçeğe dönüştürdüler. Ben tiyatromuzu tanımlarken, ‘bizim mütevazı mahallî mucizemiz’ diyorum. Sonraki oyunlarda bu tavır giderek yerleşmeye başladı.

Sonuçta bir Balıklıova üslubu oluşturduk tiyatroda.”

“Rumuz Goncagül”, “Midas’ın Kulakları”, “Vatan Kurtaran Şaban”, “Deliler Boşandı”,

“Toros Canavarı”,

“Resimli Osmanlı Tarihi” oyunlarını sahneleyen Balıklıova Köy Tiyatrosu, bugün 12 yaşında.

Tiyatronun; pandemi belasında, derinleşen ekonomik krizde, kutuplaştırıcı siyaset ortamında; “tıknefes olan insanımıza oksijen tüpü” olduğu görüşünde Semih Hoca.

Ayrıca, "topluma, iyiliğe ve dünyaya olan inancını yitiren insanın bu inancını güçlendireceğine” inanıyor.

O, kuşkusuz kültür sanat hayatımızın maruf simalarından biridir. 

Varlığınızla onur duyuyoruz Semih Hocam. Hep iyiliklerle yaşayın.

Sizin de dilediğiniz gibi;

“Her köyün, kasabanın, mahallenin kendi sanat odakları olmalı.”

“İyilik hanesine atılmış çentik; Balıklıova Köy Tiyatrosu” için de;

Nazım Baba’nın izniyle; “Yapraklara dallara, yeşillere allara/ Nice nice yıllara Balıklıovalı tiyatrocular/ Nice nice 12 yıllara.”

Semih Çelenk

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Sedat Kaya
Sedat Kaya
ÖĞRETMEN
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
"ÇEK LOKOMOTİFİ" ZATOPEK
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Benim kitap fuarlarım...
Esat Erçetingöz
Esat Erçetingöz
Alaçatı’da “Windfest 2024” rüzgarı esti
Okan Yüksel
Okan Yüksel
GÖZTEPE'NİN "KOCA KAPTANI" GÜRSEL AKSEL
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri