Her insan için doğal bir sondur ölüm.
Bazı insanlar ölür, ama ölüm adlarını öldüremez.
Bazı insanlar ‘’ölünce’’ ölür.
Ölümleriyle gerçek ölümleri arasında zaman pek kısadır.
Ölümleriyle gerçek ölümleri arasında oldukça
uzun zaman olan insanlar vardır, bir süre daha
söz edilir kendilerinden.
****
Ve bir de ölmeyen insanlar vardır.
‘’Bir insan ölünce ölmez’’ diyor Fransız edebiyatçı
Jules Romains.
Ondan başkaları daha uzun zaman bahsederler.
Ve birgün adı son kez geçer.
Ölümünden belki elli yıl sonra yüzyıl sonra…
Son kez…
Bir daha anılmamak üzere…
O zaman gerçekten ölür insan!..
****
Ölüm böylesine açık, net ve somut olarak
bir gün son konuğumuz olacaksa bu dünyada
namussuzluklar, kahpelikler,
rezillikler niye?
Çünkü; hem bizim, hem de bize ait her şeyin sonu ölümdür.
İnsanca yaşamanın, çağına yakışır aydın olmanın,
mutluluğu, sevinci umudu paylaşmanın bilinci
mavi türküler söyleme, güneşli günler görme,
onur bayrağını yükseklere taşıma kavgası;
ölümsüzlüğü kendiliğinden getirmiyor mu?
****
Yaşar Doğular, tarihin ölüleri değil, ölmeyen insanlarındandır.
Bir zamanların FİLA'ca "Asrın Güreşçisi" apoleti takılan Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonu, günümüzün Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı, Spor Bakan Yardımcısı ve en son Vakıfbank yönetim kurulu üyeliğine getirilen eski AKP mebusu...
Asgari ücret yüzde 20'lük vergi dilimine sokulurken...
4 ayrı yerden maaşa bağlanmış...
İsmi sahte diploma iddialarıyla anılan Hamza Yerlikaya! Yaşarken ölenlerdendir.
Yaşamayan sporcudur artık Yerlikaya!..
****
Hepimize biçilmiş ölüm.
Ölünce ölmemek için yaşamalı, Yaşar Doğu gibi.
Yasarken ölmemek için yaşamalı.
Yaşam, "Elbet biz de ölürüz" diyenlerindir.
Ölüme hazırlanan, iyi yaşamaya da hazırlanıyor demektir.
Ölüme, ne ölümü, ölümsüzlüğe ulaşmak için ise iyi yaşamalı, yaşarken bile ölmemeli.
Yaşar Doğular gibi yeniden yaşanır ölümlerde.
****
Keşke...
Hep bizleri ekran başında hop oturup, hop kaldıran...
Ağlatan "gururumuz" olarak kalsaydın be Hamza Yerlikaya....
Keşke!..
****
Türkçe'de ve hayatın akışında hiç sevmediğim sözcüktür Keşke...
Ama bak kaç kez kullanmak zorunda kaldım Hamza Yerlikaya.
Keşke bu yazıyı yazdırtmasaydın bana!
Keşke!..