Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
Her pedal bir fidan
Her pedal bir fidan
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!

Atilla Köprülüoğlu

KAVAL SESİ DELER GECENİN SESSİZLİĞİNİ
22 Mayıs 2024 Çarşamba

 

"Dağlar kanatlıydı eskiden

Canları istedikleri zaman

Vurup kanatlarını kalkar

Diledikleri yere konardı

Dağların bu kalkıp konması

Toprak Ananın canını yakıyor, acıtıyordu

Sonunda Tanrı acıdı da toprağa

Dağların kanatlarını kesti.

Bu kesilen kanatlar bulut oldu.

O yüzdendir bulutların hep dağlara dağlara koşması." 

 

Mitolojiyi şiire çeviren bilge Prof.Dr. Şadan Gökovalı böyle anlatırdı dağları.

Dağlar antik çağlardan bu yana hep kutsaldır.

Çünkü yaşam dağlardadır.

Efsanelerin çoğu dağlarda doğmuştur.

Yücelik ve saygı hep dağlaradır.

Dağlar sığınaktır mesela.

Vermez kimseyi ellere.

Dağlar sevdadır mesela.

Kaçan aşıkları korur..

Dağlar inançtır mesela.

Tanrılar dağlarda yaşar, peygamberle dağlarda buluşur.

Dağlar hürriyet, umut, su ve rüzgardır.

Direnişler dağlarda olur. 

 

An gelir marşlara konu olur.

"Dağ başını duman almış,

Gümüş dere durmaz akar." 

 

An gelir türkülere söz  olur.

 

"Oy dağlar, yalçın dağlar.

Dumanı hırçın dağlar.

Gün olur,devran döner.

Ağlayanlar da bayram eyler." 

 

An gelir mapuslarda özgürlük umudu olur. 

 

"Dağlarına bahar gelmiş memleketimin,

Görüşmecim yeşil soğan göndermiş.

Karanfil kokuyor cigaram." 

 

Ve an gelir isyan ateşi olur.

 

"Alnında yıldızlı bere,

Elinde mavzeriyle.

Çıkıp Dersim dağlarına 

türkü söylemek var ya." 

 

Tarihten, kültürden, doğallıktan nasibini almayıp bu güzel ülkeyi parsel parsel satanlar şimdi bir bir dağlarımıza saldırıyorlar.

Ayder, Kazdağları, Eşeler, Munzurlar derken sıra Latmos'da.

Madene açtılar Latmos'u.

İlk kazmayı vurdular.

Sadece doğayı katletmiyorlar.

Para uğruna binlerce yıllık kültürü de yerle bir ediyorlar.

Latmos bir aşk hikayesi barındırır eteklerinde.

Bir çoban ile bir tanrıçanın aşkıdır bu.

Selene ile Endymion'tur bu hikayenin kahramanları. 

 

"Parıldayan ayın çevresindeki sayısız yıldızlar ışıl ışıl, gökyüzü pırıl pırıl aydınlanırken, bulutlar parça parça yırtılıp da sarp dağların doruklarında sivri kayalara iner gibidir Selene’nin yüreği." 

 

Anadolulu ozan Homer böyle anlatır güzeller güzeli Selene'yi.

Selene Zeus'un kızıydı.

Ay tanrıçasıydı.

Latmos dağlarını(Beşparmak) o aydınlatırdı.

Geceleri Bafa gölünü ışıldatan oydu. 

 

Bir gece yarısı Bafa Gölünün üzerinden dünyayı izlerken, bir kaval sesi duydu.

Ormanın derinlerinden gelen, dinleyeni mest eden bir kaval sesi.

O anda rüzgar durdu.

Hayvanlar, börtü böcekler sustu.

Doğa bu muhteşem konsere odaklanmıştı.

Kavalı çalan Endymion'du.

Yoksul,  bir garip çobandı.

Kavalından çıkan ses,  yüreğinden kopan nağmelerdi.

Büyüleyiciydi.

Selene de büyülendi.

Bir anda aşık oldu çoban Endymion'a.

Işığıyla onu sardı, tek beden oldu.

Artık Bafa Gölünde her gece Selena ile Endymion'un aşkı vardı.

Doğa her hava karardığında onların sabaha kadar süren aşkını izlerdi. 

 

Ancak tanrılar bu işe çok kızdılar.

Nasıl olurdu da, bir tanrıça bir ölümlüye aşık olurdu.

Buna asla izin verilemezdi.

Selene'yi babası Zeus'a şikayet ettiler.

Zeus bir gece yarısı gizlice Selena ile Endymion'un tek beden oluşunu izledi.

Evet, bu aşka bir son vermeliydi.

Ama Endymion'un kavalı onu da etkilemişti.

Bu garip çobana da kıyamazdı.

Onu küçültüp, Latmos dağlarında bir ulu çınarın kovuğunda sonsuz uykuya yatırdı. 

 

İşte o günden bu güne Selene her gece Beşparmak Dağlarında sevgilisi Endymion'u arar.

Işıltısıyla her yere bakar.

Endymion'u bulamayınca da gizlice gözyaşı döker.

Derler ki, Bafa Gölü'nün suları Selena'nın gözyaşlarıdır. 

 

Latmos maden uğruna yok edilmeye başladı.

Kepçeler ilk ağacı söktüler yerinden.

O ağaç belki de Endymion’un sonsuz uykuda olduğu ağaçtı.

Mitolojiyi, tarihi, doğayı, yaşamı yok ediyorlar.

Aşkları, aşıkları öldürüyorlar.

Allahınızdan bulun.

 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
"ÇEK LOKOMOTİFİ" ZATOPEK
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
Sedat Kaya
Sedat Kaya
ŞÜKRAN DANSI
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Benim kitap fuarlarım...
Esat Erçetingöz
Esat Erçetingöz
Alaçatı’da “Windfest 2024” rüzgarı esti
Okan Yüksel
Okan Yüksel
GÖZTEPE'NİN "KOCA KAPTANI" GÜRSEL AKSEL
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri