"Karikatür insan zekasının bir yansımasıdır.
Yani mizah hakkında, espri hakkında hangi lâf söylenmişse ben hepsinin doğru olduğuna inanıyorum.
Sadece değişik cümlelerle anlatılır, değişik kelimelerle anlatılır.
Ama mizah nosyonu her kafada müşterektir. Zekayla beynin yarattığı hoşluk veren duygulardır bunlar.
Zekanın bir nefes almasıdır.
İnsanların ruh sağlığı için mizah ilaç gibi bir şeydir. Rahatlatıcı, stres alıcı bir şeydir.
Yani beyinleri gülümsetmektir.
Bütün bu söylenen lafların hepsi de doğrudur."
Bedri Koraman...
Yıllarını verdiği karikatür sanatını böyle tanımlardı verdiği röportajlarda...
Uzun yıllar Milliyet gazetesinde siyasal karikatürlere imza attı Koraman.
Siyasi ve toplumsal içerikli çizgisiyle öncü bir üstattı.
Türkiye’nin halini hiciv dolu, mizahi diliyle çok güzel anlatırdı.
Koraman’ın çizgileri ve Milliyet gazetesiyle özdeşleşmişti.
Sanatçı yine bir röportajında
“1954 yılında, Milliyet gazetesinin logosu dahil, başındaki meşalesi, yazısı tümünü ben yaptım. " demişti.
Karikatürde çığır açan bir ustadır.
****
Birlikte çalıştığı Melih Aşık onu şöyle anlatırdı;
"Bedri Ağabey yaşarken ölümsüzleşmiş bir adamdı...
Sanatçılığı, yaşam sevinci, siyasi bilinci, dostluğu, efendiliği, kalenderliği onu bu dünyada özgünleştirmiş, özelleştirmişti.
Kimseyi özel dertleriyle sıkmadı,kimseyi kırmadı, tek kavgası sigara ile idi. Bedri çizgileriyle,kalplerde bıraktığı hoş anılarla biz yaşadıkça hatta bizden sonra da yaşayacak..."
Karikatürist Haslet Soyöz: "Bedri’nin çok ünlü olduğu dönemde Türkiye nasıldı diye bakarsak eğer henüz televizyon yoktu, renkli değildi.
Bedri bütün bu ortamı renklendiren bir insandı. Benim ve önceki kuşak onun hikayeleri ve karikatürleriyle büyüdü. Basın tarihinde önemli bir yeri var."
Kadim Dostu
Gazeteci Yazar
Zeynep Oral ardından bakın ne yazmıştı?;
"Cumhurbaşkanı, başbakan, fark etmez, onları kılıktan kılığa sokardı.
Acımasızdı.
Turgut Özal’ın çıplak dansöz, Demirel’in ejderha hallerini nasıl unuturum ki! Hiçbir lider ona kızmazdı.
Ama o zaman şimdiki gibi değildi.
Bunca öfke, kin, nefret yoktu.
Lider olmanın gereği demokrasi kültüründen geçerdi.
Karikatüriste dava açmak acizlikti, zavallılıktı, korkaklıktı, gülünçtü, zekâ kıtlığıydı."
Bir anekdot...
Yıl 1974, Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan,
Milliyet'i ziyareti sırasında, Bedri Koraman'a "Beni Ecevit'in dizi dibine otururken çizmişsin; gel bakalım,şimdi ben koltuğa oturacağım, sen benim dizimin dibine oturup böyle fotoğraf çektirip ödeşeceğiz" der...
Ve fotoğraf çektirilir...
****
Bedri Koraman kendine has tarzıyla, göze hoş gelen estetik çizgileriyle, yıllarca Türk medyasında ilgiyle takip edilmiş karikatür efsanesiydi...
O, her zaman tek olmuştu, yapılmamışı yapmıştı.
Türk siyasetine ve topluma politik karikatürü benimseten ve sevdiren bir öncü olarak tarihte hak ettiği yeri alandır
Bedri Koraman.
7 yıl önce -tam da bugün- aramızdan ayrılan Koraman, hem çizgiyi hem yazıyı aynı ustalıkla kullanan dahiydi!..