Bizim kahveci Ömer’in ineği "Karacalı Kız" 8 aydır hamileydi.
Tüm mahalle sabırsızlıkla doğumu bekliyordu.
Bütün hazırlıklar yapılmıştı.
Öyle ki, geceyarısı doğurabilir diye, elektrik şirketi Aydem gelip ahırın önündeki yanmayan sokak lambasını bile onarmıştı
Heyecan doruktaydı.
****
Ama günler geçiyor, doğum gecikiyordu.
Ha bugün, ha yarın derken Alacakız bugün nihayet doğurdu.
Nur topu gibi bir buzağı.
Tıpkı anne.
Annesi gibi alnında, arka bacaklarında ak benekler var.
Adı bu benekle "Ak Benek" oldu.
****
"Ak Benek" doğar doğmaz,
anne diliyle temizlendi.
Karacalı kız yavrusunu her milimini santim santim yalayarak temizledi.
Anne yalarken, dünyaya daha yeni gözlerini açan "Ak Benek"şaşkın şaşkın etrafa bakıyordu.
Zaman zaman ayağa kalmak istiyor ama başaramıyordu.
Sonunda kalktı ve Fatma’nın elinden anne sütünü kana kana içti.
****
Sonra kendisini yalayan annesine öyle bir baktı ki, sanki ona şükrediyordu.
Hoşgeldin "Ak Benek".
Yaşama sırası sende...