Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
Her pedal bir fidan
Her pedal bir fidan
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!

Sedat Kaya

HAYAT SADECE BİR AĞACI SİLKELEMEK KADAR BASİTTİR
15 Aralık 2024 Pazar

 

Cumhurun başı atanmış bakanına talimat verdi. 

"Seçilmiş CHP'li belediyeleri silkele!" 

"Silkelemek" çok anlam taşır. 

Mesela bizim köy bu sabah yağmurun ince ince çiselediği, havanın nazlandığı bir güne uyandı. 

Tepeye çıkan patikalardan sesler geliyor. köylüler ellerinde uzun sırıklarla zeytin ağaçlarının altında. Yağmur ve toprak kokusu, zeytin dallarının gıcırdayan sesine karışıyor. Bugün "silkeleme" günü. 

Zeytin ağaçlarının en altında, yaşına rağmen dimdik duran bir kadın, köyün en yaşlı ninesi, elindeki sırıkla dallara vuruyordu. Her vuruşta dallardan yere zeytinler dökülüyor, yanındaki çarşafın üzerine yuvarlanıyordu. Yorulmuş olacak ki bir süre durdu, sırığını toprağa dayadı ve bir mola verdi. Yanına yaklaşarak, “Kolay gelsin, nine” dedim. 

Yaşlı kadın hafif bir tebessümle başını kaldırdı. Yorgun ama bilge bakışlarla baktı. “Sağ ol, evlat,” dedi, “Dur sana bir yaşanmışlık anlatayım. Bu zeytinleri silkelerken hep aklıma gelir.” 

Oturduğumuz taşın üzerine yerleşirken derin bir nefes aldı ve söze başladı: 

“Vakti zamanında bizim köyün yukarısında büyük, asırlık bir zeytin ağacı varmış. Öyle sıradan bir ağaç değil, Nuh’un gemisinden kalma derler. Koca gövdesiyle yerle gök arasında bir köprü gibiymiş. Dalları göğe uzanır, kökleri yerin dibine inermiş. Kimse o ağacın zeytinine ulaşamazmış. Biraz korku, biraz da saygıdan. Ama bizim köyün delikanlılarından Ali, gözünü karartmış bir gün. ‘Bu ağacın zeytininden köyün en iyi yağını çıkaracağım,’ demiş. Ama nasıl yapacağını bir türlü bulamıyormuş. Koca ağaca baktıkça içi daralır, yapamayacağını düşündükçe daha da sıkılırmış. 

Bir gece, bir rüya görmüş Ali. Rüyasında yaşlı bir ermiş gelmiş ona. Gözleri derin bir bilgelikle bakıyormuş. Ermiş, Ali’ye demiş ki: ‘Evlat, zeytinlere ulaşmak istiyorsan sadece ağacı değil, kendi içindekileri de silkele. Korkularını, yüklerini, kararsızlıklarını. Hepsini silk. Ağaçtan düşenler sana rehberlik edecek.’ 

Ertesi sabah Ali erkenden kalkmış, ağacın altına gitmiş. Sözde kolay gibi görünen bu nasihati uygulamaya koyulmuş. Varmış ağacın gövdesine, başlamış var gücüyle silkelemeye. Ama ilk başta sadece birkaç yaprak düşmüş yere. Ali’nin canı sıkılmış, yorulmuş, hatta biraz da sinirlenmiş. Tam vazgeçecekken ermişin sözlerini hatırlamış. 

‘Korkularını silkele, yüklerini savur.’ 

O anda anlamış Ali. Ağaçtan düşen zeytinlerin sadece dışındaki yükler olmadığını. İçindekileri de silkmesi gerektiğini. Yeniden başlamış. Bu kez sadece ağacı değil, içindeki tereddütleri, korkuları, geçmişin ağırlığını da silkmiş. Dallardan zeytinlerle birlikte kurumuş yapraklar, yosun tutmuş kabuklar, hatta eski bir kuş yuvası bile düşmüş. Ali hafiflemiş, rahatlamış. O gün anlamış ki sadece ağacı değil, kendi içini de silkelediğinde asıl cevhere ulaşıyor insan.” 

Nine burada sustu. Elini dizine koyup uzaklara baktı. Yağmur biraz hızlanmıştı ama kimse eve dönmeye niyetli değildi. Kadıncağız bir bardak su içti, sonra sözü bağladı: 

O günden sonra bu köyde kim ne zaman bir çıkmaza düşse, önce kendi ağacını silkelemeyi hatırlar. Kimi aklındaki korkuları, kimi ertelediği hayalleri silkeler. Çünkü silkelenen her şey, altında sakladığı cevheri ortaya çıkarır.” 

Nine bunları söylerken gözlerinde bir parıltı vardı. Onun anlattıklarıyla zeytinlerin, silkelemenin anlamı değişmişti. Artık sadece bir ağaçtan zeytin dökmek değil, insanın kendi içini temizleme vaktiydi. Yaşamın üzerimize bindirdiği yükleri, korkuları, adaletsizlikleri, çaresizlikleri silkme vakti. 

Bugünler “silkeleme” günleri. Zeytin ağaçları kadar, insanların içindeki korkuları da silkeleme vakti. Ve kim bilir, belki bir gün hep birlikte, zamları, baskıları, yoksulluğu, adaletsizliği, yolsuzluğu da silkeleriz.

Çünkü hayat bazen sadece bir sırık alıp ağaca vurmak kadar basit olabilir.

İyi pazarlar.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Sedat Kaya
Sedat Kaya
HAYAT SADECE BİR AĞACI SİLKELEMEK KADAR BASİTTİR
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
FUTBOLUN FİLOZOFU; DR.SOCRATES
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Benim kitap fuarlarım...
Esat Erçetingöz
Esat Erçetingöz
Alaçatı’da “Windfest 2024” rüzgarı esti
Okan Yüksel
Okan Yüksel
GÖZTEPE'NİN "KOCA KAPTANI" GÜRSEL AKSEL
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri