İnsanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip bulunan spor, uygarlığın bugünkü düzeyine erişmesinde rolü olan temel faktörlerden biridir.
Sınıflı toplumlarda burjuvazi, sporu çıkarları doğrultusunda emekçi halkların hak arama ve direnişlerini bu anlamda sağmak, yok etmek için kullanılır.
Spor, siyaset ve ekonomi yapışık üçüzlerdir. Ülkemizde siyaset ve ekonomi kirlendi.
Sporu da kirletmek istiyorlar
Eğer bir ülkede siyaset ve ekonomiden sonra spor da kirlenirse, o ülke iflas etmiş, batmış demektir.
Sporun kitleler tarafından en çok tutulan, beğenilen, izlenilen, yapılan dalı da futboldur.
Futbol demek insanlar demektir. Futbolun bunca tutulan bir oyun olması; milyonlarca insanı saatlerce, günlerce avutması gerçek yaşama çok benziyor olmasındandır.
Futbol insanlar demektir.

***

Kupayı (Argentina 78) faşist cunta yönetimindeki Arjantin’in kazanması için tüm dünyanın emperyalist güçleri seferber oldular.
Kendilerinin var olabilme mücadelesinin bir parçası idi Arjantin’in kupayı alabilmesi.
Böylelikle bir süre için olsa bile faşizmin ardındaki kanlı gerçekler gözardı edilebilecekti. Ancak bunun böyle olmadığı, kupa töreninde görüldü.
Kupayı kazanan takımlarına karşı çılgınca sevgi gösterisinde bulunan kitleler, faşist cunta başkanı General Videla stada girdiğinde ve kupayı verdiğinde çıt çıkarmadılar.
Stat ölüm sessizliğine bürünmüştü. Bu kanlı faşist cuntaya karşı geniş kitlelerin sessiz bir protestosu idi.
Ve bu protestoyu, cunta başkanı stadı terk edinceye kadar sürdürdüler. Faşizmin önemli silahlarından biri geri tepmişti.
Arjantin Dünya Kupası’nı almıştı ama bu geçici başarı kanlı iktidarın yaşamını sürdürmeye yetmeyecekti.
Kupa, faşist Videla’nın sonunun başlangıcıydı.
Futbol faşizmi yenmişti.
Futbolun tanklarla, toplarla, askeri sivil cuntalarla arası limonidir.
Futbol, sevgi, dostluk, kardeşlik, barış, özgürlük, demokrasi ister.
Futbol sahalarında onbinlerce seyircinin yeri göğü inleterek, İzmir’in dağlarında çiçekler diye haykırmaları bunun göstergesi değil midir, Atatürk düşmanlarına.

***

Can Baba (Yücel) “ben iyi şiiri ayakta dinlerim” derdi… Ben de bugün gazeteci-yazar-şair iki yiğit kadın Neslihan Perşembe ve Yıldız Aktaş ile İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin kitap fuarındaki standında olacağım.
Ve ben Neslihan ile Yıldız kitaplarını imzalarken ayrı bir mutluluk ve kendimce öğünç duyacağım.