Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu 2016 yılında Datça Yarımadası Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu hazırladı.
Ancak bu rapor yıllarca kamuoyuna açıklanmayarak, adeta bir devlet sırrı olarak halktan gizlendi.
Muğla Çevre Platformu kısa adıyla MUÇEP’in ısrarlı girişimleri ve mahkemeye başvurması üzerine bakanlık raporu vermek zorunda kaldı.
Bir gayri menkul şirketine hazırlatılan bu sözde bilimsel rapor incelendiğinde doğayı korumak bir yana asıl amacın doğayı kullanmak olduğu, sit alanlarının daraltılarak, yeni imar alanları açılmasına zemin hazırlandığı ortaya çıktı.
Sayıştay da denetlemesinde bu sözde bilimsel raporda birçok usulsüzlüğü yapıldığını tespit etti. Muğla Çevre Platformu da raporun tümden iptali için kararlı bir hukuk mücadelesi başlattı.
MUÇEP’in Muğla için hazırlanan Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma raporları ile ilgili yaptığı bazı değerlendirme ve saptamaları şöyle.
Doğal Sit Alanlarına ilişkin olarak hazırlanan Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarının Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik kapsamında Bakanlıkça ve kamu personeli tarafından hazırlanması gerekirken, yönetmeliğe aykırı şekilde 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu Çerçevesinde Hizmet Alımı Yöntemiyle, adeta amacı açık eder şekilde bir gayrımenkul şirketine hazırlattırılmış ve raporlar Bakanlıkça oluşturulan araştırma ekipleri tarafından gerçekleştirilmemiştir.
İncelenen raporlarda doğal sit alanları statü değişikliklerinin bilimsel gerekçelere dayanması gerektiği belirtilmesine rağmen Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun Bakanlığınızca onaylanan Muğla İli Doğal Sit Alanları statü değişikliklerini herhangi bir yeni bilimsel çalışmaya dayanmadan revize ettiği anlaşılmaktadır. Doğal sit statülerini belirleyen idari kararın bilimsel temelli olarak düzenlendiği kabul edilen Rapora dayanması gerekirken, tersine Rapor’un idari karara göre revize edildiği, doğal sit olarak koruma derecesi yüksek olan “korunan alanlar”ın önemlice bir kesiminin, koruma derecelerinin düşürülmesi amacıyla eklektik bir biçimde (imara/işletmeye açılması için) önerilerin eklendiği görülmektedir. Bu da raporun bilimsel veri ve esaslara dayandığı kabulünü geçersiz hale getirmektedir. Ayrıca görüşü sorulan Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin görüşü gelmeden karar alınmıştır.
Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarının bilimsellik iddiasına karşın hem bilimsel hem de metodolojik anlamda birçok eksiklikler taşıdığı ve biyolojik çeşitliliği koruma önceliği ile hazırlanmadığı görülmektedir. Nitekim, raporlarda herhangi bir bölgede koruma derecesinin yükseltilmesine dair herhangi bir öneri getirilmemiş; doğal eşikler doğal sit alanlarını daha iyi korumak için değil, koruma dışına çıkarmak için dikkate alınmış; bilimsellik kisvesi altında doğaya sayılarla ölçülen tektip bir elbise giydirilmeye çalışılmıştır. Bu raporlar, halkın katılımının sağlanmadığı, şeffaf ve katılımcı olmayan hazırlanış şekli ile Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğin korunması yönünde taraf olduğu birçok uluslararası sözleşmeyi de ihlal etmektedir.
Sayıştay raporunda bulgulandığı gibi, dört mevsim kurallarına uygun fotoğraflama ve arazi çalışması yapılmadığı gibi farkli projelerde aynı kişiler usulsüz şekilde raporları imzalamiş ve proje ekiplerinde çalışmalara katılmadan raporların imzalandığı tespit edilmiştir. Sonuçta daha önce her bir bölge ile ilgili, birçoğu ÇŞB’nin desteği ile yapılan bir çok bilimsel araştırma ve onların bulguları dikkate alınmamış; her bir bölgede bulunduğu bilinen flora-fauna ve endemik türler bu “bilim insanlarınca” görülmemiştir! Raporlarda Sayıştay’ca da bilimsel etikle bağdaşmayan, teknik şartnameye aykırı, intihal denebilecek, kamuyu ve devleti kandırmaya yönelik somut uygulamalar tespit edilmiştir. Ancak kamu görevlileri bu usulsüzlüklerle ilgili mevzuatta belirtilen yaptırımları uygulamadığı gibi onaylayarak usulsüzlüğün büyümesine neden olmuşlardır.
Raporların hazırlanış sürecinde belirlenen yerel mevzuatla ve uluslararası sözleşmelerle çelişen birçok noktaların bulunması, Raporları hukuki anlamda da kabul edilemez kılmaktadır. Bu Raporlara dayandırılarak yapılan Doğal Sit Alanları değişiklikleri sonucunda korunan alanların daha fazla insan baskısı altına gireceği ve ileride telafisi mümkün olmayan ekolojik kayıplara neden olacağı açıktır.
MUÇEP sözde bilimsel raporla ilgili değerlendirmelerini resmi internet adresinden erişebilirsiniz.
https://mucep.org/datca-bilimsel-rapor-bilimsel-mi/?fbclid=IwAR07r6Jg1udrmVEqvi0aDtCggjVT7XU_q50wpuqtt0bsRyQ_QfdwKzhcOFQ