Çeşme’de bir sezonun daha son demlerindeyiz. Malum turizm, ilçemizin ekonomik anlamda en büyük gelir kaynaklarından biri.

Kabus gibi üzerimize çöken ve bir türlü bitmek bilmeyen pandemi sonrası Alaçatı Ot Festivali’yle başlayan hareketlilik, Çeşme-Sakız hattının tekrar açılması, kruvaziyerlerin gelmesi ve halk arasında gurbetçi olarak tabir ettiğimiz Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarımızın Alaçatı ve Çeşme’yi tercih etmesi ve Kurban Bayramı’yla birlikte ekonomik anlamda, ilçemizin oldukça bereketli bir sezon geçirdiğini düşünüyorum.

Umarım herkesin umduğunu bulduğu, beklentisinin karşılandığı bol kazançlı bir sezon olmuştur. 

Çeşme 48 bin nüfuslu bir yer olduğu için, Hükümet tarafından yapılan planlamalar ve ayrılan bütçe yine bu nüfusa göre yapılıyor.

İlçemizde bulunan tüm kamu kurum ve kuruluşlar da yazın 1 milyonu bulan bu nüfusa bir şekilde hizmet etmeye çalışıyor. Alt yapı, su, elektrik, internet gibi ilçenin en temel ihtiyaçlarını karşılaşmak kolay olmuyor haliyle...

Hafta sonu özellikle Alaçatı’da kısa süreli yağan yağışlarla taşan rögarlar, artık alt yapının bu nüfusu kaldıramadığının en bariz örneğiydi.

Asayiş ve güvenlik önlemlerine gelince; Çeşme’de iki yıldır görevini büyük bir özveriyle yürüten Kaymakamımız Ünal Çakıcı, İzmir İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne ve İlçe Emniyet’imizin başında bulunan tecrübeli müdürümüz Tolga Özel’le sezon öncesi “güvenlik toplantısı” yapmış, kamu kurumları ve STK temsilcileri ile bir araya gelerek bilgi alışverişinde bulunmuştu.

İlçe Emniyet Müdürümüz Tolga Özel, tüm ekipleri ve takviye ekipleriyle sezon boyunca sahadaydı.

Diğer taraftan Çeşme, yine sezon boyunca turizm! adına en iştah kabartan yerlerden biri oldu.

Kepçesini, iş makinasını alıp Çiftlikköy’de ve Altınkum’da kanunsuz kıyı işgalcilerine, emlak ve inşaat sermayesinin Paşa Limanı ve Aya Yorgi Koyu’na  çökme ısrarına, inşaat yasağı olmasına rağmen yasağa uymayan inşaat şirketlerinin gürültü ve çevre kirliliğine ve tüm bunlara göz yumup, ses çıkarmayan   Belediye Başkanına şahit oldu...

Velhasıl iyisiyle kötüsüyle bir sezonu daha geride bırakıyoruz.

Çeşme’de yaşayan, Çeşme’nin nimetlerinden yararlanan, deniziyle, kumuyla, güneşiyle bereketli bir sezon geçirip, ekmeğini burada kazanan herkesin, elini taşın altına koyup turizm projesi adı altındaki talan ve yağmaya karşı mücadele etmesi gerekmez mi?