Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
Her pedal bir fidan
Her pedal bir fidan
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!

Selma Artar

BAHAR KOKUSU
12 Nisan 2022 Salı

Kokular,  hiç beklemediğimiz  bir anda alır götürür bir yerlere bizi.

Çocukluğumuzdan beri unutamadığımız, bilinçaltımıza yerleşmiş kokular vardır, biz fark etmesekte.

Kokuların; öğrenme, hatırlama ve deneyimler üzerinde etkisi muhakkak.

Duygusal hatıraları çağrıştırabilen kokular; insanlarda kötü etkiler de yaratabiliyor, iyi de ...  Buna koku hafızası deniyor.

Anne kokusu vardır mesala, doğduğun anda siner içine ve asla unutamazsın. Bu sebepten bebekler annelerinin kokularını aldığında sakinleşir çünkü kendilerini güvende hissederler. 

Baba kokusu vardır isteseniz de benzetemezsiniz hiçbir kokuya. 

Çocukluğunuzda yaşadığınız yerin kokusu vardır belleğiniz kodlar bu kokuyu. Unuttum sanırsınız, yıllar sonra olmadık bir yerde hatırlatıverir  kendini...

Eminim sizlerin de geçmişinde mutlulukla ya da hüzünle bağdaştırdığınız kokularınız olmuştur. 

Mis gibi arap sabunu kokusu,  naftalin kokusu, fırından çıkmış sıcacık ekmek kokusu, köpüğü üzerinde buram buram kahve kokusu, tavada nar gibi kızaran anne köftesi kokusu, eski bir kitabın sayfa kokusu, matbaa mürekkebinin kokusu, yağmur sonrası toprak kokusu, pencerenizi açtığınızda içeri giren ıtır kokusu, huzurlu dingin bir denizin iyot kokusu, taze biçilmiş çimen kokusu, anason, nane, lavanta, tütün, melisa, yasemin, gül kokusu, incir,  badem çiçeği kokusu ve bahar kokusu.

Çocukluğunuzda bir sahil kasabasında büyüdüyseniz, denizin kokusu sizin için bambaşkadır. Nereye giderseniz gidin ararsınız o kokuyu. Yarışır adeta birbiriyle kokular. Gündüz güllerin, zambakların, limon çiçeğinin kokusu, akşam melisaların, yaseminlerin kokusu sarar dört bir tarafı...

Bazen kırlarda yürüyüşe çıktığınızda bıçak gibi bir koku keser yolunuzu. Sanki tanıdık birisine denk gelmişsiniz gibi arar bakınırsınız etrafınıza, göremezsiniz ama hissedersiniz, mutlu olursunuz o kokuyu duymaktan.

Ormanda çam ağaçlarının içinde bir süre vakit geçirdiğinizde kendinizi daha iyi hissedersiniz Çünkü çam ağacı kokusu insanlar üzerinde antidepresan bir etkiye sahiptir, temiz bir zihin oluşturarak odaklanmayı artırır.

Lavanta kokusu insanın uykusunu getirir.

Akasyalar, rahat bir nefes almanızı sağlar.

Gül kokusu insanlar üzerinde en yüksek frekansı olan kokudur. 

Büyükşehirlerde yaşayan insanlar çoğu zaman bu güzel kokulardan mahrum kalıyor.

Daha bir yıl önce çağlasını  yediği bademin ya da dut ağacın yerine bir bakıyorsunuz üçüncü katı çıkmışlar bile.

Egzoz, kömür, patlayan kanalizasyon, çöp...

İşte şehrin bize sunduğu yeni kokulardan bazıları. 

Kim bilir belki de şehirde yaşamanın bedeli bu olsa gerek.

Doymak bilmeyen kapitalizm çevre ve doğal yaşamı tüketmekten ve kirletmekten asla vazgeçmiyor. 

Tarım alanlarını ve meraları çoktan hoyratça tükettiler şimdi sıra sahillere geldi. 

Biz Çeşme’de yaşayanlar şanlı sayılırız çünkü özellikle bahar aylarında Çeşme’de limon çiçeklerinin, incirin, lavantanın, zambağın, gülün, baharın müjdecisi badem çiçeklerinin kokularını ve masmavi denizinin iyot kokusunu doyasıya içimize çekebiliyoruz.

Lakin Çeşme’de artık ne anasonun ne de tütünün kokusu var.

Ekonomik kriz, pandemi, savaşlar, türlü haksızlıklar, adaletsizlik, liyakatsiz yönetici tartışmalarının arasında bu “Bahar Kokusu” yazısı da neyin nesi dediğinizi duyar gibiyim.

Yaşamın keyfine varmak için, unuttuğumuz bu küçük ayrıntılara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Kimbilir belki  de yol üstünde açan bir badem çiçeğini koklamak, bu kadar sıkıntı arasında bizi başka bir zamana ve mekana götürecektir. Belki çocukluğumuza, belki gençlik yıllarımıza, belki de unutamadığımız ilk aşkımıza ...

Siz en iyisi mi gözü dönmüş beton sermayesi yutmadan Çeşme’de kalan birkaç badem, turunç, limon çiçeğini, melisayı, yasemini ve karabaş otunu doyuncaya kadar koklayın  bu baharda da bol bol 

Şifa niyetine 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
"ÇEK LOKOMOTİFİ" ZATOPEK
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
Sedat Kaya
Sedat Kaya
ŞÜKRAN DANSI
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Benim kitap fuarlarım...
Esat Erçetingöz
Esat Erçetingöz
Alaçatı’da “Windfest 2024” rüzgarı esti
Okan Yüksel
Okan Yüksel
GÖZTEPE'NİN "KOCA KAPTANI" GÜRSEL AKSEL
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri